Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Rantisi, 1948 Arap-İsrail Savaşı sebebiyle henüz 6 aylık bir bebek iken ailesi ile birlikte Gazze'deki Han Yunus mülteci kampına yerleşmek zorunda kaldı. Han Yunus mülteci kampı Rantisi’nin mücadeleci kimliğinin tohumlarının atıldığı yer olacaktı.
Takvim yaprakları Kasım 1956'yı gösterdiğinde Rantisi’nin kaldığı Han Yunus mülteci kampı büyük bir katliama sahne oldu. 1956 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır'ın Süveyş Kanalı'nı kamulaştırma kararı almasının ardından Mısır'a açtıkları savaş sırasında terör devleti İsrail ordusuna bağlı birlikler, Han Yunus'ta 600'den fazla Filistinli sivili şehid etti. Rantisi’nin kendisi üzerinde ömür boyu etki bıraktığını belirttiği bu katliamda şehid edilenler arasında dayısı da vardı.
Üstün zekâsıyla öne çıkan Abdülaziz el Rantisi 1965'te liseyi bitirerek üniversite tahsili için Mısır'a gitti. 1970'te Kahire Tıp Fakültesi'nden üstün başarıyla mezun oldu. Gençlik yıllarında işgale karşı fiili direniş amacıyla kurulan Filistin Müslüman Kardeşler cemaatinin örgütlenmesi içinde yer aldı. Hamas’ın şekillenmesinden önce Gazze’de Müslüman Kardeşler Cemaatinin lider kadrosu içinde yer aldı.
Rantisi Gazze Şeridi'nin en meşhur doktoruydu. Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinden ünü sebebiyle insanlar onun yanına tedavi olmaya geliyordu. 1983 yılında siyonistler Gazze Şeridi'nde bulunan doktorları vergi vermeye zorlayınca Rantisi, bu vergileri vermeyi reddetti. Bu tutumu üzerine siyonistler onu vergi vermeye zorlamak için tutukladı. Gelecekte Zindanların Aslanı olarak tanınacak Rantisi, siyonistlere vergi vermek yerine zindanı tercih etti.
Rantisi,1987 yılında Hamas’ı kuran yedi kişinden biridir. Gelişen olaylar ve şartların neticesinde kuruluşunu ilan etmesi ile halkı örgütleme faaliyetleri de Rantisi’nin öğretim görevlisi olarak çalıştığı Gazze İslam Üniversitesi’nde başlatıldı. Hamas'ın resmen kuruluşunun ilan edilmesinden sonra lider kadrosundan tutuklanan ilk kişi Rantisi olacaktı.
Böylece Rantisi için zindanlar dönemi başlamış oldu. Bir ay zindanda tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Ama çok geçmeden 4 Mart 1988 tarihinde tekrar tutuklandı. Bu ikinci tutuklanışından sonra 2,5 yıl zindanda tutuldu. 4 Eylül 1990 tarihinde serbest bırakıldı. Ama aradan sadece 100 gün geçtikten sonra tekrar tutuklandı. Rantisi, toplamda yedi yıl işgalcilerin zindanlarında kaldı.
Onun mücadele hayatının en önemli aşamalarından birini de Güney Lübnan'ın Mercu'z-Zuhr bölgesine 415 arkadaşıyla birlikte sürgün edilmesi olayı oluşturmaktadır. Sürgün edilenlerin hepsi Filistin mücadelesinin önden gelen simalarından oluşuyordu. Bir yıla yakın devam eden bu süreçte, sürgün edilenlerin sözcülüklerini yaptı.
Şeyh Ahmed Yasin'in şehit edilmesinden sonra, Hamas’ın Gazze bölgesi genel sorumlusu seçilen Prof. Abdülaziz Rantisi, görevi üstlenmesinden 25 gün sonra işgal ordusuna ait savaş uçağının otomobiline attığı füzeyle 17 Nisan 2004’te şehid oldu. Rantisi şehadetinden bir ay önce kendisine sorulan “ölümden korkuyor musun?” sorusuna şöyle cevap vermişti:
“Ölüme burun mu kıvıracağımızı sanıyorlar. Kanserle de olsa, kalp krizinden de olsa ya da bir apachi helikopterinin füzesi ile de olsa ölüm ölümdür. Nasıl gelirse gelsin hepimiz öleceğiz ve hepimiz o günü bekliyoruz. Kalp kriziyle gelmiş, apachi füzesiyle gelmiş hiç bir farkı yok. Ama ben apachi ile gelecek olan ölümü tercih ediyorum.”