Tarih, felsefe ve hikemiyat sahalarında yaptığı kapsamlı çalışmalarla öne çıkan yazar Selim Gürselgil sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye’nin Suriye İhtilali’ndeki rolünü ve bu ihtilalin geleceğini değerlendirerek çarpıcı tespitlerde bulundu. Gürselgil’e göre, Türkiye’nin Suriye İhtilali’nin son aşamasında gösterdiği performans, dünya çapında bir başarı olarak kabul görüyor. Ancak Gürselgil, bunun sadece bir başlangıç olduğunu ve daha büyük bir sınavın kapıda olduğunu belirtti.
Yeni Tehdit: ABD ve İsrail
Selim Gürselgil, "Suriye İhtilali İran ve Rusya engelini nihayet aşmışsa da şimdi önünde daha büyük bir engel ve daha büyük bir tehdit var. O da ABD-İsrail engelidir. Bilhassa İsrail, Suriye İhtilali ve dolayısıyla Türkiye'nin bekası için en büyük tehdit olacağını daha ilk günden göstermiştir. Haber kanalları İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırıları ve kara işgali haberlerinden geçilmiyor," ifadeleriyle bölgedeki yeni tehditlere dikkat çekti.
Gürselgil, İsrail’in saldırılarının yalnızca Suriye’yi değil, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarını ve güvenliğini de tehdit ettiğini belirtti. Bu bağlamda, Türkiye’nin bölgesel işbirliği ve liderlik yoluyla bu tehditleri bertaraf etmesi gerektiğini yazdı.
Konfederasyon fikri: Tarihten gelen çözüm
Gürselgil, çözüm olarak Türkiye-Suriye Konfederasyonu’nu işaret ederek şunları söyledi:
"Türkiye sadece ihtilali yaptırmakla kalır ama onu koruyamazsa, hayati bir tehlike ile karşı karşıya kalacağı muhakkaktır. Bu tehlikeden uzak durmanın tek yolu, Türkiye-Suriye Konfederasyonu'dur. Türkiye, hem Türkiye hem Suriye tarafına bunun 100 yıllık bir hayal ve bundan sonraki yüzyıl için de kaçınılmaz bir görev olduğunu anlatmak zorundadır."
1919 yılında Zara’da Heyet-i Temsiliye ile Suriye Direniş Komitesi arasında imzalanan ama Batının baskısı nedeniyle uygulanamayan konfederasyon antlaşmasını hatırlatan Gürselgil, bu tarihi fırsatın bugün yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Suriye’nin imarı: Türkiye’nin liderlik rolü
Gürselgil, Suriye’nin mevcut durumuna da dikkat çekiyor:
"Suriye İhtilali çok gençtir. Ayağa kalkıp yürüyebileceği bile şüphelidir. Suriye baştanbaşa harabe halindedir. Türkiye, hem ihtilali olgunlaştırmak hem de Suriye'yi imar etmek için inisiyatif almalıdır. Suriye ve dolayısıyla Türkiye üzerindeki emperyalist iştahları ve siyonist tehditleri bertaraf etmenin en mantıklı yolu budur."
Bu bağlamda, Türkiye’nin yalnızca ihtilali desteklemekle yetinmemesi, aynı zamanda Suriye’nin yeniden inşasında öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti.
Gürselgil, Türkiye-Suriye Konfederasyonu’nun yalnızca iki ülkenin değil, bölgenin güvenliği için de stratejik bir adım olacağını vurguladı:
"Siyonist saldırılar karşısında Suriye İhtilalini ve Türkiye'nin bekasını korumanın çaresi budur."
Selim Gürselgil'in paylaşımı:
Türkiye'nin Suriye Ihtilalinde, daha doğrusu onun son aşamasında çok iyi bir sınav verdiği bütün dünya tarafindan kabul ediliyor.
Ama bununla bitiyor mu? Bilakis, ikinci celse yeni başlıyor. Suriye Ihtilali İran ve Rusya engelini nihayet aşmışsa da şimdi önünde daha büyük bir engel ve daha büyük bir tehdit var. O da ABD-İsrail engelidir. Bilhassa İsrail, Suriye Ihtilali ve dolayisiyle Türkiye'nin bekası için en büyük tehdit olacağını daha ilk günden göstermiştir. Haber kanalları Israil'in Suriye'ye yönelik hava saldırıları ve kara işgali haberlerinden geçilmiyor.
Türkiye sadece ihtilali yaptirmakla kalır ama onu koruyamazsa, hayati bir tehlike ile karşı karşıya kalacağı muhakkaktır. Bu tehlikeden uzak durmanın tek yolu, Türkiye-Suriye Konfederasyonu'dur. Türkiye, hem Türkiye, hem Suriye tarafına bunun 100 yıllık bir hayal ve bundan sonraki yüzyıl için de kaçınılmaz bir görev olduğunu anlatmak zorundadır.
Suriye Ihtilali çok gençtir. Ayağa kalkip yürüyebilecegi bile şüphelidir. Suriye baştanbaşa harabe halindedir. Türkiye hem ihtilali olgunlastirmak, hem de Suriye'yi imar etmek için inisiyatif almalıdır. Suriye ve dolayisiyle Türkiye üzerindeki emperyalist iştahlari ve siyonist tehditleri bertaraf etmenin en mantıklı yolu budur.
1919 yılında Zara'da Heyet-i Temsiliye ile Suriye Direniş Komitesi arasında imzalanan, ama sonra Batılı baskılar neticesinde gerçekleşmeyen konfederasyon antlaşmasını bugün yeniden ele almanın ve hayata geçirmenin hengamindayiz. Siyonist saldırılar karşısında Suriye Ihtilalini ve Türkiye'nin bekasını korumanin çaresi budur.