İstanbul’da Filistin İletişimciler ve Medya Derneğinde (FİMED) Enes eş-Şerif Salonu’nda düzenlenen programda gazetecilerin sorularını cevaplayan Ebu Avn, Gazze Şeridi’ndeki son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Türkiye’ye teşekkür ederek başlayan Ebu Avn, Türkiye halkının ve hükümetinin Filistin davasına verdiği desteğin Filistinliler nezdinde özel bir yere sahip olduğunu vurguladı. Türkiye ile Filistin arasında tarihi bağlar bulunduğunu belirten Ebu Avn, “Türkiye’deki kardeşlerimizle tarihi bağlarımız var. Türkiye, yüzyıllar boyunca dünyaya yön vermiştir. Türkiye’nin Filistinlilerin gözündeki yeri daima ayrı olmuştur.” dedi.
Türklerin Filistin halkıyla omuz omuza mücadele ettiğini dile getiren Ebu Avn, Mavi Marmara’da ve Lübnan’da İsrail saldırılarında hayatını kaybedenleri de hatırlattı.
“Aksa Tufanı, işgalin doğal sonucudur”
Aksa Tufanı operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ebu Avn, Filistin-İsrail çatışmasının 7 Ekim’de başlamadığını vurgulayarak, “Aksa Tufanı, İsrail’in 75 yılı aşkın süredir devam eden işgalinin bir sonucudur.” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki çatışmaların İsrail tarafından başlatıldığını savunan Ebu Avn, “Gazze’nin tek seçeneği savunma ve müdafaaydı. Aksa Tufanı operasyonu da budur.” dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 7 Ekim’den önce, 2023 yılında Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmaya dikkat çeken Ebu Avn, Netanyahu’nun bu konuşmada “Büyük İsrail” ve Orta Doğu’nun yeniden çizilmesinden söz ettiğini belirterek, bunun yalnızca Filistinlilere değil tüm Müslümanlara yönelik bir tehdit olduğunu söyledi.
“İsrail’in hedefi tüm bölge”
Meselenin yalnızca Filistin-İsrail çatışması olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Ebu Avn, “İşgalci İsrail, tüm bölgeyi hedef alan planlarını hayata geçirmek istiyor. Lübnan, Suriye, Mısır, Türkiye ve Suudi Arabistan’da dahi gözü var. Nil’den Fırat’a kadar uzanan bir işgal hedefliyor.” diye konuştu.
Hamas’ın kendisini bu plana karşı ümmetin savunma hattı olarak gördüğünü ifade eden Ebu Avn, İsrail’in tüm bölge ülkelerini potansiyel hedef olarak değerlendirdiğini söyledi.
Aksa Tufanı’nın Filistin davası açısından stratejik bir dönüm noktası olduğunu belirten Ebu Avn, “Bu operasyon, İsrail’in hedefindeki ülkeler için de bir fırsattı. İsrail onları tek tek hedef almadan önce, bölgedeki ülkeler işgalci İsrail’e karşı ortak bir duruş sergilemeli ve tek çatı altında hareket etmeliydi.” dedi.
İsrail’in güçlü bir İslam ülkesi görmek istemediğini dile getiren Ebu Avn, İsrail’in ABD Başkonsolosu’nun Türkiye’yi düşman olarak gördüklerini ve Gazze’de kurulacak olası bir uluslararası güce Türk askerinin katılmasını istemediklerini açıkça ifade ettiğini aktardı.
“Filistin davası tüm Müslümanların meselesidir”
Filistin ve Kudüs davasının yalnızca Filistinlilerin değil tüm Müslümanların ortak meselesi olduğunu vurgulayan Ebu Avn, “Eğer uyanmazsak çok daha kötü sonuçlarla karşılaşırız. Gazze yok edilirse ve İsrail buradan geçerse, tüm bölge büyük bir tehlike altına girer.” uyarısında bulundu.
Türkiye’nin arabuluculuk rolüne de değinen Ebu Avn, Hamas’ın sürecin başından itibaren anlaşma sağlanması için olumlu adımlar attığını söyledi. Türkiye’nin arabulucu olmasını istediklerini belirten Ebu Avn, “Ancak o dönemde Biden yönetimi ve Netanyahu bu girişimleri engelledi.” ifadelerini kullandı.
