Afrika’da Burkina Faso, Mali, Sudan, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gine ve son olarak da Gabon’da darbeler meydana geldi. Afrika’nın iliğini kemiğini sömüren Fransa darbeler karşısında afalladı ve kıtada yeni gelişmeler meydana gelip duruyor. ABD’nin Afrika üzerindeki nüfuzu son dönemde aynı Fransa gibi düşüşe geçti. Foreign Policy gibi ABD temelli dış politika kuruluşlarında “Afrika’yı kaybettik” gibi makaleler yazıldı. Son birkaç yılda Çin, sınırlarının ötesinde politikalar geliştiren bir ülke hâline geldi. Yıllardır devam eden Yemen İç Savaşı’na müdahil olan Çin diplomatik hareketlerini Asya’nın dışına çıkmayı başardı. Afrika’da yaptığı yatırımlar, nüfuzunu giderek arttırdı. 2014 sayılarına göre Afrika’da 1 milyonu aşkın Çinli, işçi olarak çalışıyor. Fransa düşmanlığı da kıta üzerinde giderek arttı. Rus lider Vladimir Putin, paralı asker grubu Wagner sayesinde Afrika’nın enerji kaynaklarına dadandı. Türkiye de savunma sanayii başta olmak üzere insanî yardımlarla Afrika’da boy gösteriyor. Hâl böyleyken, Afrika’daki hâdiseleri Mustafa Özcan’a sorduk. Gazeteci Özcan, “Afrika’da darbeler salgını var. Askerler yönetimlere el koyuyor, Fransa da güç kaybediyor. Yaşananlar acaba küresel bir plânın sonucu mu yoksa kendiliğinden meydana gelen olaylar mı?” diye sordu.
“Başta Gabon olmak üzere Afrika’daki darbelerin arkasında ABD’nin olduğunu söyleyenler var” diyen Özcan, “ABD ile Fransa çok fazla uyuşamıyor. Fransa, ABD ile ilişkileri iyi olan bir ülke değil. Zaman zaman NATO’ya destek verseler de soğukluk hep vardı. Fransa’nın yerine ABD güç kazanıyor Afrika’da. Sömürge nüfuzunu devralmak istiyor olabilirler. Elbette bu bir şüphe. Buna benzer bir hâdise II. Dünya Savaşı sonrasında yaşandı. İngiliz etkisindeki ülkeler ABD’nin nüfuz alanına girdi. Mesela, Mısır ve Suudi Arabistan… Evet, burada bir devir teslim oldu. İngiltere gücünün azalması sebebiyle sömürgelerdeki gücünü muhafaza edecek gücünden yoksun kaldı. Bir başka görüş ise; devir teslim söz konusu değil, ABD İngilizlerin sömürgelerini ayarttı Suudi Arabistan 1945’te Kral Abdülaziz ile anlaştı ve saire. Böylece yeni bir dönem başladı. İngiliz etkisindeki yönetimle ABD’nin yanında yer aldı.” ifâdelerini kullandı.
“Macron, Rusya ve Çin karşısında çuvallıyor”
Fransa ile İngiltere’yi mukayese eden Özcan, “İngiliz, Amerikan ilişkileri daha farklıdır. Fransız, Amerikan ilişkileri bambaşkadır. Burada bir muvazaa iklimi olduğunu söylemek de zor. Fransa, Rusya ve Çin karşısında çuvallıyor. Amerikalılar biraz daha başarılı olabilirler. Burkina Faso, Nijer ve Gabon’daki darbeler, benzer darbelerden güç alarak mı gerçekleşti acaba? Zamanla bu sorunun cevabı belirecektir nasılsa.” dedi.
“Fransa artık idare edemiyor!”
“Fransa’nın dışarıda kan kaybetmesi acaba içeriyi de etkileyecek mi?” diye sormamız üzerine konuşan Özcan, “Tabiî ki. Zaten öyle oluyor. Fransa artık idare edemiyor. İngiltere çekilmesini bilir… İngilizler anlaşarak çekilir, Fransızlar ise Cezayir’de olduğu gibi kanlı çekiliyor. Napolyon Bonaparte, Mısır’a girdiğinde de öyle olmuştu. Kanlı bırakır Fransızlar olayı. İdare etmeyi de, çekilmeyi de bilmiyorlar. İngiltere’nin yöntemi başkadır. Cezayir asıllı bir genç Fransa’da güvenlik görevlileri tarafından katledilmişti hatırlarsanız… Çocuk 17 yaşında idi, ehliyet meselesinden dolayı kaçmıştı. Paris ayağa kalkmıştı. Zaman zaman Fransa’da bu tür olaylar oluyor. Özetle Fransa acımasızdır diyebiliriz. Faslılara, Cezayirlilere karşı gaddarlar.” açıklamasında bulundu.
“Fransa hem içeride hem dışarıda kriz durumunda”
Fransa’nın Afrika’da daha da daralacağını söyleyen Özcan, “Fransa’da son 20-25 senede doğru-dürüst siyasetçi bulunmuyor. Son cumhurbaşkanları da afedersiniz soytarı. Nicolas Sarkozy öyleydi, bu Emmanuel Macron da soytarının soytarısı. Bir zamanlar iyi-kötü Jacques Chirac vardı. Şimdi, siyaseten yalpalayan ülkeyi idare etmekten aciz adamlar var, Macron bunlardan birisi. İslam bütün dünyada krizdedir demişti Macron. Kendilerine bir baksınlar, Fransa hem içeride hem dışarıda kriz durumunda!” diye konuştu.