Akan, KOVİD-19’un laboratuvar üretimi olabileceği iddialarından, Trump döneminde dünyayı bekleyen yeni jeopolitik dönüşümlere kadar pek çok konuya açıklık getirdi.
Kovid-19 laboratuvarda mı üretildi?
Kovid-19’un kaynağına dair şüpheler yıllardır devam ederken, son sözün ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan geldiğini belirten Murat Akan, şöyle konuştu:
"Başından beri bu virüsün laboratuvar ortamında üretildiği yönünde şüpheler vardı. Şimdiye kadar gizli tutulan CIA Raporu ve ABD Dışişleri Bakanlığı raporları bu ihtimali güçlendiriyor. Biden yönetimi, virüsün doğal yollarla ortaya çıktığı görüşünde ısrar etse de, yeni belgelerde KOVİD-19’un laboratuvardan sızdığı iddia ediliyor. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı raporuna göre, bu sadece bir kaza değil, çok daha büyük bir biyo-mühendislik sürecinin parçası olabilir. Bu durum, küresel çapta bir biyolojik savaşın parçası olabilir mi sorusunu da beraberinde getiriyor."
Virüsün laboratuvar kökenli olması iddiasının, ABD-Çin ilişkilerinde de büyük bir gerilime sebep olduğunu belirten Akan, bu durumun uluslararası diplomasiye nasıl etki edeceğini şu sözlerle değerlendirdi:
"Bu belge sızdıktan sonra, Çin üzerindeki baskılar artacaktır. ABD, bu raporu diplomatik ve ekonomik yaptırımlar için bir koz olarak kullanabilir. Çin’in, kendisini bu iddialardan aklamak için ne tür adımlar atacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ancak açık olan bir şey var ki, bu tartışma bitmeyecek ve uluslararası siyaset sahnesinde önemli bir yer tutmaya devam edecek."
Pandemi ve yargılamalar: Fauci’nin rolü
Pandemi döneminde alınan kararlar ve aşı politikaları üzerine de konuşan Akan, şu çarpıcı noktaları vurguladı:
"ABD’de, pandemi sürecinde büyük ilaç firmaları ile sıkı bağlantılara sahip olan Anthony Fauci gibi figürlerin rolü tartışma konusu oldu. Fauci, virüslerin işlev kazanımını artıran çalışmaları destekleyen en etkili isimlerden biri. Dahası, ABD sağlık kurumlarının Çin’deki biyoloji enstitülerini finanse ettiği artık biliniyor. Biden yönetimi, Fauci’yi korumak adına af kararları düzenledi. Ancak Trump döneminde, Fauci gibi isimlerin yargılanması mümkün olabilir. Bu sürecin en az 5-10 yıl alacağını düşünüyorum. Çünkü yargı süreci ancak kamuoyunun baskısıyla hızlanabilir ve bu da ancak Kovid-19 aşılarının uzun vadeli etkileri tamamen anlaşıldığında mümkün olacaktır."
Aşılarla ilgili artan sağlık sorunlarına da değinen Akan, şunları ekledi:
"Son dönemde artan kalp krizleri, bağışıklık sistemi rahatsızlıkları ve ‘turbo kanser’ olarak adlandırılan hızlı seyreden kanser türlerinin pandemi sonrası arttığı gözlemleniyor. Bunun aşılarla bir bağlantısı olup olmadığını kesin olarak söylemek için daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç var. Ancak bu konuda şüpheler giderek artıyor ve bazı doktorlar bu bağlantıyı kurmaya başladı bile."
Trump dönemi: Kaosa doğru bir dünya
Murat Akan’a göre, Donald Trump döneminde, dünya yeni bir hibrit savaş dönemine girecek:
"Hibrit savaş, devletlerin birbirlerini ekonomik ve biyolojik yollarla baskı altına almasıdır. Trump döneminde bu strateji daha da agresif bir hal alacak. Trump, NATO’nun harcamalarına Avrupa’nın daha fazla katkı sunmasını isteyecek ve ABD’nin ekonomik hegemonisini güçlendirecek. Şu anki şekilde, Avrupa Birliği ile ABD arasındaki çatışma daha da büyüyebilir. Aynı zamanda Trump, Çin’e karşı ekonomik yaptırımları artırarak, küresel tedarik zincirlerini de altüst edebilir. Bunun sonucunda, küresel ekonomide ciddi dalgalanmalar yaşanabilir."
Trump’ın ekonomi odaklı bir lider olduğunu belirten Akan, bu durumu şu sözlerle açıkladı:
"Trump, olaylara klasik bir iş adamı mantığıyla yaklaşıyor. Çin ve Avrupa’ya ekonomik baskı uygulayarak ticari sınırlarını yeniden çizmek istiyor. Aynı zamanda NATO ve ABD dış politikasını küresel ekonomiye yön verecek şekilde düzenlemeye çalışıyor. Trump’ın mantığında duygusal kararlar yok, her şey tamamen ekonomik ve ticari çıkarlar doğrultusunda şekilleniyor."
ABD - Avrupa çatışması kapıda mı?
ABD’nin Avrupa Birliği’ne baskılarını artıracağını belirten Akan, Trump’ın Avrupa’daki politikalarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"ABD, Avrupa’yı NATO harcamalarına daha fazla katkı yapmaya zorlayacak. Trump, Avrupa’nın ABD’nin ekonomik kararlarına boyun eğmesini istiyor. Ancak Avrupa’nın, özellikle Almanya’nın, ABD’ye bağımlılığı azalırsa, Trump Avrupa ile sert bir çatışma yaşayabilir. Özellikle Avrupa, Trump’ın Putin ile anlaşmasından büyük rahatsızlık duyuyor. Eğer ABD-Rusya ilişkileri düzelirse, Avrupa kendisini dışlanmış hissedecek ve bu da büyük bir ekonomik ve politik kırılmaya sebep olabilir."
Trump’ın ikinci döneminde ABD’nin İsrail ve Orta Doğu politikalarına da değinen Akan, şu tespitte bulundu:
"Trump’ın İsrail yanlısı bir politika izlemesi bekleniyor. Eğer Netanyahu ile yaptığı görüşmeler sonucunda Filistinlilere yönelik daha sert adımlar atılırsa, Orta Doğu’da yeni bir kriz yaşanabilir. Gazze’deki durum daha da kötüleşebilir ve bu, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltebilir. Bu yüzden önümüzdeki yıllar sadece ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik krizlerle de dolu olabilir."