Bahçeli, konuşmasında hem bölgesel gelişmeleri hem de Türkiye’nin ve İslam dünyasının atması gerektiğini savunduğu adımları ayrıntılarıyla sıraladı.
“İsrail, Türkiye’ye karşı vekâlet savaşına girişti”
Bahçeli, Gazze’de devam eden saldırıları “hunharca soykırım” olarak nitelendirerek Türkiye’nin başından beri Filistin halkının yanında olduğunu ifade etti. NATO benzeri bir ortak savunma mekanizması kurulması fikrine destek veren Bahçeli, İsrail’in bölgedeki tutumunun Türkiye’ye yönelik bir tehdit unsuru haline geldiğini söyledi.
Bahçeli, İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye’de Türkiye’nin karşısında konumlandığını, bu durumun “yayılmacı” bir siyasetin parçası olduğunu ve sürdürülemez hale geldiğini belirtti. Bu nedenle uluslararası hukuka göre mukabele (misilleme) ihtimalinin gündeme gelebileceğini kaydetti.
İİT kararları ve Kudüs Paktı önerisi
9–16 Eylül döneminde yaşanan gelişmelere atıf yapan Bahçeli, Katar’da ateşkes görüşmeleri sırasında gerçekleşen saldırıyı örnek verip İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) olağanüstü toplantısını anımsattı. Bahçeli, İİT’nin yayımladığı 25 maddelik bildirinin ardından İsrail’in kapsamlı kara harekâtına başlamasının, örgütlenmeye dönük acil bir savunma-eşgüdüm mekanizması ihtiyacını gösterdiğini savundu.
Bu çerçevede MHP’nin daha önce önerdiği “Kudüs Paktı”nın hayata geçirilmesini isteyen Bahçeli, İslam dünyasının ortak güvenlik mekanizması oluşturması gerektiğini, böyle bir örgütün “İslam’a ve mukaddesata uzanan elleri bertaraf edebilecek” kapasitede olması gerektiğini söyledi.
BM eleştirisi, ABD’ye tepki ve “son ikaz” çağrısı
Bahçeli, Birleşmiş Milletler sisteminin işleyişine sert eleştiriler yöneltti; BM’nin ve Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısının adaletsizliğe yol açtığını belirtti. 12 Eylül’deki Genel Kurul oylamasında Filistin lehine sonuçlar alınmasına rağmen kararların uygulamada karşılık bulmadığını savundu.
ABD’nin İsrail’i desteklemesini eleştiren Bahçeli, İslam dünyasının ABD’ye ve İsrail’e karşı ekonomik baskı araçlarını “akıllıca” kullanması gerektiğini, gerekli görülürse yaptırımların devreye sokulmasını önerdi. Ayrıca Bahçeli, BM Genel Kurulu’nda güçlü bir mesaj verilmesini ve İsrail’e “son ikaz” yapılmasını talep etti.
“Askerî seçenek dahil” uyarısı ve sonuçları
Sözlerinin en dikkat çeken bölümünde Bahçeli, “Artık, askerî seçenek de dahil olmak üzere, İsrail’e karşı sert bir ültimatom vermenin zamanı gelmiştir” dedi. Bahçeli, bu ültimatomun sonuç alınmaması halinde İsrail’in “insanî müdahale” kapsamında meşru hedef hâline gelebileceği uyarısını yaptı ve Türkiye’nin “insanlık namına” harekete geçeceğini bildirmesi gerektiğini savundu.