Marmaray'da, yanında çocukları varken saldırıya uğrayan baba videosu ülke çapında infial uyandırmıştı. Videoyu yayan gazetecinin daha sonra yaptığı açıklama ve ortaya çıkan yeni görüntülerde, sorumsuz babanın Marmaray'da başörtülü bir genç kızı sözlü taciz ettiği anlaşıldı.
Sorumsuz babanın sözlü tacizine tepki gösteren yolculardan İbrahim Aktan, kesilmiş görüntüler yüzünden hedef tahtasına oturtuldu. Hadise anında üzerinden olan mavi gömlekle anılan Aktan'ın ailesine varan tehditler sebebiyle Aktan ailesi evlerine gidemiyor.
Hürriyet gazetesine konuşan İbrahim Aktan hadiseyi tüm teferruatıyla anlattı:
"Mimarlık öğrencisiyim. Okuldan eve gitmek için Marmaray’a binmiştim. Bostancı’da o baba çocuklarıyla trene binmeye hazırlanıyordu. Kapı önünde 17-18 yaşlarında bir kız vardı. Adam girer girmez kıza yüksek sesle ‘Sen niye orada durup beni engelliyorsun?’ diye yüklendi. Ama yan taraf bomboş, oradan kolayca geçilebilirdi. Kız ‘Afedersiniz abi’ dedi. Buna rağmen adam devam etti. Kapı kapandı, yolculuk başladı. Sözleri hakarete dönüşmeye başladı. Etraftakiler de rahatsız oldu kıza böyle yapılmasından. Mırıldanmaya başladılar. Kız da titreyerek ağlamaya başladı. O yumruk atan şahıs da ‘Niye bu tonda konuşuyorsunuz?’ diye uyardı. Çocuklu baba ile tartışmaya başladılar. Sarışın bir kadın da uyaran adama ‘Sen niye karışıyorsun?’ deyince ben de dayanamadım. Kızın üzerine çok gidiyorlardı, müdahil oldum. Sadece sözlü uyarı yaptım, o adamın vuracağını hiç düşünmemiştim.
Kapı açılır açılmaz o adam döndü yumruk attı, diğer adamın burnu patladı. Ayırmak için araya ilk ben girdim, yumruk atanı da ittim. ‘Çocuklar var, ne yapıyorsunuz?’ dedim. Sonra yumruk yiyen adam ‘Senin yüzünden böyle oldu’ diyerek bütün okları benim üstüme çevirdi. Beni itti, ben de ‘Ne alakası var’ diyerek onu sadece ittim. Kesinlikle vurmadım. Görüntüler var. Savunmasız genç bir kadını korumak için sözlü müdahalede bulundum. Sonra bayılmış zaten. Ailesi arayıp ‘Kızımızı yalnız bırakmadığın için teşekkür ederiz’ dedi. Şiddet sadece fiili olmaz ki sözlü de şiddet olur. Olay üstüme patladı. Sosyal medyadaki eksik bilgiler ve görüntüler bu algıyı doğurdu.
Aslında ben ondan şikâyetçiydim. Ama karakolda büyüklerimiz ‘O şikâyetçi değil, sen de olma olay büyümesin’ dediler. Ben de şikâyetçi olmadım, orada kapattık. Eve geldim. Başta bir şey anlamadım, sonra baktım sosyal medya patlamış. Sonra ‘görüşeceğiz’ diye bir retweet olmuş. Giderek doz daha da arttı. Telefonlarım aranmaya başladı. ‘Seni öldüreceğiz, keseceğiz, kafanı koparacağız’ diye. Sonra bir boyut daha atladılar. Babama, anneme, kız kardeşime ağır mesajlar gelmeye başladı. İş çığırından çıktı. Anlamadım ne olduğunu. O günden beri evimde kalmıyorum. Kız kardeşimin de annemin de psikolojisi bozuldu.
O adamın o durakta ineceğini bilmiyordum, bilseydim o durakta inmezdim. İnince, yürürken onun yanından geçmek zorundaydım. Yanımda ‘sevgilim’ diye biri yoktu ama öyle yayılmış. Adam kanayan burnunu tutuyordu, çocuklar yanındaydı. Yanından geçerken bana sataştı, tehdit etti. Yanına gittim ‘Kaç yaşında adamsın, çocukların var, değdi mi buna?’ dedim. Sinirim bozuldu, istemsizce yüzümde gülme gibi oldu. Güvenlikler gelince de arkadan gelip bana vurdu, küfür de etti. Ben de kendimi korumaya çalıştım. Her şey çok ani oldu, çocukları düşünemedim. Herkes gibi ben de çocukların o hali için çok üzüldüm."