Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen programda konuşan Papa, nazik karşılamadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek Türkiye ziyaretinin kendisi için “ayrı bir anlam taşıdığını” ifade etti.
Türkiye’nin doğal güzelliklerinin insanları “yaratılışı koruma sorumluluğuna davet ettiğini” söyleyen Papa 14. Leo, ülkenin kültürel, sanatsal ve manevi mirasının, farklı nesil ve geleneklerin buluştuğu uygarlıkların taşıyıcısı olduğunu hatırlattı. Çanakkale Boğazı üzerindeki köprünün, ziyaretinin sembolü olarak seçilmesine işaret eden Papa, bu seçimin Türkiye’nin “Doğu ile Batı, Asya ile Avrupa arasında köprü olma misyonunu” açıkça yansıttığını belirtti.
Türkiye’nin sahip olduğu iç çeşitliliğin, onu bölgesel ve küresel meselelerde özel bir konuma taşıdığını söyleyen Papa, ülkenin farklı coğrafyalarının bir araya gelerek adeta “duyarlılıklar kavşağı” oluşturduğunu ifade etti.
Toplumların giderek kutuplaştığı bir dönemde, selefi Papa Franciscus’un “kayıtsızlığın küreselleşmesine” karşı yaptığı uyarıları hatırlatan Papa 14. Leo, merhamet ve dayanışmanın kamusal hayatta görünür olması gerektiğinin altını çizdi. Güçlünün değil, adalet ve merhametin belirleyici olduğu bir anlayışın hâkim olması gerektiğini dile getirdi.
Konuşmasında teknolojik gelişmelere de değinen Papa, yapay zekânın dahi insanlığın kendi önyargılarını ve tercihlerini yeniden ürettiğini belirterek bu alanın adaletsizliği derinleştirme riski taşıdığı uyarısında bulundu. Bu nedenle ülkelerin hem ulusal hem uluslararası düzeyde teknolojinin etkilerini yeniden düşünmesi gerektiğini söyledi.
Aile ve Kadın Vurgusu
Ailenin toplumsal yaşamın temel çekirdeği olduğunu belirten Papa 14. Leo, Türk kültüründe ailenin “diğer birçok ülkeye kıyasla daha merkezi bir role” sahip olduğunu ifade etti. Kadınların eğitimden siyasete uzanan geniş bir alanda artan etkisine değinen Papa, bunun toplumsal yapıyı güçlendiren önemli bir katkı olduğunu kaydetti.
“İnsanlığın Geleceği Tehlike Altında”
Dünya genelinde çatışma dinamiklerinin arttığını belirten Papa, ekonomik ve askeri güç stratejileriyle beslenen bu gerilimin selefi Papa Franciscus’un tanımladığı gibi “kademeli ilerleyen bir üçüncü dünya savaşı” görünümüne büründüğünü söyledi. Bu yıkıcı tablonun, barış, yoksullukla mücadele, sağlık, eğitim ve çevrenin korunması gibi acil sorunlardan enerjiyi uzaklaştırdığını vurguladı.
