Bir adam düşünün ki züppelikte, sahtelikte, kışırcılıkta, istismarcılıkta, riyakârlıkta, eyyamgüderlikte şehinşah rütbesinde olsun. Ve yine aynı adam insanlara kendisini halkçı, gerçekçi, araştırmacı, dürüst, samimi, cesur olarak pazarlayabilsin. Nasreddin hocanın minareyi ters çevrilmiş kuyu olarak tarif etmesi gibi anlatmaya çalıştığımız bu özne Uğur Dündar'dan başkası değil. Bu günübirlik açıkgözlük cambazı birkaç fırça darbesinden fazlasını hak etmiyor ve bundan mülhem “Onların Çocuğu” taifesine ekliyoruz kendisini.
1980 darbesinin “Uğur”u
Britanya Kraliyeti himaye ve finansal desteğiyle faaliyet gösteren BBC'de eğitim gören bu etki ajanı; "Faşizme, Gezi Parkı’ndaki gençler ‘Dur’ diyecek!.." ifâdeleriyle gençleri vandalizme teşvik ediyordu. Bu tutarsızlık abidesinin kendi hayatında ise 68 kuşağı ile çağdaş olmasına ve 80 darbesini yaşamış bir gazeteci olmasına rağmen hiçbir zaman ciddi bir rizikoya girdiğini göremezsiniz. Üstelik o 80 darbesinin “Uğur”u, TRT genel müdürüdür.
Ayaktakımından fazlası değilsin!
Yıllarca fırınlarda, lokantalarda böcek arayarak, esnafa kan kusturan nam-ı diğer “hamamböceği uzmanı"nın, Türkiye’de gizli kamera ile özel hayata müdahale geleneğini başlattığı söylenir. Sanık avukatlarının bile göremediği ifade tutanaklarını canlı yayında açıkladı. Hasta Hakları Yönetmeliği’ni ayaklar altına alarak hastalara ait mahrem sağlık raporlarını yayınladı. “Gizli çekim”lerle komplo kurup, insanlara iftira attı. Namaz kılan öğrencileri, suç işliyormuşçasına günlerce ekranlara taşıdı. İlkokul çocuklarına para karşılığı "köyümüzde öğretmen yok" dedirtti. Sicili bu kadar kabarık olmasına rağmen yine de güvenilir gazeteci ayaklarıyla ortalıkta dolanabiliyor. Üstelik “şerefe karşı işlediği suçlar” yüzünden cezası da var.
“Rüşvet alamadığı firmaları hedef gösterdi”
Prof. Dr Erdoğan Sürat bakın Dündar’ı nasıl anlatıyor: ““Uğur Dündar denilen uğursuz rezil adam, ‘Arena’ adlı program çöplüğünde rüşvet istediği fakat alamadığı ilaç firmalarını hedef göstermiş, Türkiye’de on binlerce insanın kullanması gereken ilaç firmalarının yurt dışına kaçmasına neden olmuştur. Özellikle LIBRAX adlı ilacın yurt dışına kaçmasına neden olan Uğur Dündar, tartışmasız eli kanlı bir katildir.”
Şayet bu iddia doğruysa, aklı ve vicdanı sâlim olanların nazarında tükürük hokkasından daha değersizsin. Doğru değilse de ne olduğun zaten ortada!