"Her şeyi baştan yapıyormuşuz gibi hissediyoruz," diyor Michael Wieder. Wieder’in ortak kurucusu olduğu Lalo, modern tasarımlı bebek ürünleri üreten bir şirket. Ürünlerinin çoğu Çin’de üretiliyor. Ancak Donald Trump, başkanlık görevine başladığı ilk haftalarda, bu ürünlere uygulanan gümrük vergilerini %20 oranında artırdı. Nisan ayında bu oranı %145’e çıkardı. Bu artış, Lalo’nun yurt dışından ürün getirmesini imkânsız hale getirdi; çünkü bu vergileri ödemek şirketin iflasına yol açabilirdi. Mayıs ayında gümrük vergileri tekrar %30’a çekildi ama Wieder, satışların düşeceğini ve şirketin zorlu bir yıla gireceğini düşünüyor.
Beş Aydır Süren Ekonomik Şoklar Zinciri
Bugün herhangi bir şirket yöneticisine veya girişimciye son beş ayı sorsanız, size Wieder’inkine benzer bir hikâye anlatır. Şirketler; dalgalanan gümrük vergileri, oynak tahvil piyasaları, iptal edilen federal sözleşmeler, artan ithalat maliyetleri ve vize problemleriyle boğuşuyor.
-Ekonomik görünüm belirsiz.
-Vergi oranları belirsiz.
-Kredi maliyetleri belirsiz.
Geçtiğimiz hafta Moody’s, ABD’nin kredi notunu düşürdü. Bu, artık ülkenin büyüme potansiyeline ve bütçe açıklarını yönetme becerisine olan güvenin zayıfladığını gösteriyor.
Bugün yaşanan kaos o kadar derin ki, aslında uzun süredir devam eden istikrarsızlığı gölgede bırakıyor. Son beş yıl; bir küresel salgın, ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon ve ticaret savaşlarıyla geçti. İş dünyası, tüketici davranışlarının, maliyetlerin, faiz oranlarının ve hatta kamu politikalarının ani değişimlerine adapte olmaya çalıştı.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Economic Innovation Group’un başkanı John Lettieri, bu döneme “thrash dönemi” diyor—yani sürekli savrulma, çalkantı dönemi.
İstatistikler Başarı Gösterse de Gerçekler Farklı
İronik bir şekilde, bu karmaşaya rağmen ekonomik göstergeler hâlâ güçlü görünüyor: Şirket kârları yüksek, işsizlik düşük, verimlilik artmış, yeni girişimler hızla kuruluyor. Fakat bu istatistiklerin arkasında büyük bir kırılganlık yatıyor. Dayanıklılık sınırda.
Ekonomistler, gazetelere yansıyan haberler, borsa dalgalanmaları ve şirket açıklamaları üzerinden belirsizliği ölçebiliyor. Stanford Üniversitesi’nden Steven Davis, “2020’lerin ilk yarısı zaten ortalamanın üzerinde belirsizdi, şimdi bu belirsizlik olağanüstü boyutlara ulaştı,” diyor.
Belirsizlik Yatırımı ve Gelişimi Engelliyor
Amerika’daki ekonomik belirsizlik; tüketimi ve yatırımı azaltıyor, sanayi üretimini düşürüyor.
Enflasyona dair belirsizlik; bankaların kredi vermesini engelliyor.
Gümrük vergilerindeki belirsizlik; tedarik zincirlerini zayıflatıyor, pazara yeni oyuncuların girmesini durduruyor.
Düzenli, öngörülebilir politikalara sahip ülkeler daha hızlı büyürken; ABD gibi sürekli savrulanlar yerinde sayıyor, hatta geriliyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Amerikalılar pandemi öncesine kıyasla yılda yaklaşık bir milyon daha fazla yeni işletme kuruyor. Kurumsal kârlar pandemiden öncekinden daha yüksek. Hisse senedi piyasası dalgalı ama son beş yılda %96 değer kazanmış.
“Son beş yılın bana öğrettiği en büyük şey, Amerikan ekonomisinin şaşırtıcı derecede dirençli olduğu,” diyor Lettieri. Ama bu direnç sonsuza kadar sürmeyecek gibi.
Pandemi Döneminde Gelen Geçici Destekler
Bazı şirketler için pandemi, alışılmış düzeni bozarak bir fırsata dönüştü. Lalo örneğinde olduğu gibi, çevrimiçi alışveriş patlaması küçük şirketlerin büyük zincirlere kafa tutmasına olanak sağladı. Şu an Lalo ürünleri Target gibi zincirlerde satılıyor.
Ayrıca, hükümet pandemiye karşı ciddi ekonomik destek paketleri sundu.
-Faiz oranları neredeyse sıfıra çekildi.
-4 trilyon dolarlık yardım paketleri hazırlandı.
-Öğrenci borçları iptal edildi, ailelere çekler gönderildi, maaşlar karşılandı.
Bu destekler ekonomiyi ayakta tuttu. Ama o dönem bitti. ABD giderek borçlandı.
2025’te Belirsizlik ve Baskılar Daha da Derinleşti
Bugünün belirsizliği daha derin, daha yaygın ve daha tehditkâr. Lalo’nun kurucuları, Trump yeniden seçilince gümrük vergilerinin artacağını tahmin etmişti. Ancak bebek arabaları gibi ürünlerin vergiden muaf tutulabileceğini düşünmüşlerdi. Fiyatları düşürerek tüketiciyi korumaya çalıştılar ama gelen fırtınaya hazırlıklı olamadılar.
Ekonomi artık çok daha kırılgan:
-Faizler yüksek.
-Kredi bulmak zorlaştı.
-Hane halkı borcu arttı.
-İş gücü büyümesi yavaşladı.
Enflasyon hâlâ kontrol altına alınabilmiş değil.
Politik Kaos ve Hukukun Çöküşü
Amerika’daki politik kutuplaşma da ekonomiyi sarstı. Beyaz Saray artık yasaları hiçe sayıyor, Kongre’nin bütçe yetkisini gasp ediyor, mahkeme kararlarını uygulamıyor.
Stanford’dan Davis’e göre, Trump yönetimi “keyfi, muhtemelen yasa dışı ve hatta anayasaya aykırı” kararlar alıyor. Pandemi döneminde hükümet, trajediye karşı akılcı önlemler almıştı. Şimdi ise keyfiyet, otoriterlik ve öngörülemezlik hakim.
Son beş yıl bizi bugüne hazırlamadı.
Tercüme: Ekip Haber