Sumud’a sahip çık direnişe ses ver

0
Sumud’a sahip çık direnişe ses ver
İşgal rejiminin vahşi saldırı ve soykırımı aralıksız bir şekilde sürerken uluslararası kamuoyu hala bu barbarlığın nasıl sona ereceği üzerine düşünüyor, toplantılar yapıyor.

720 gündür devam eden vahşi saldırıların durması için sayısız toplantı yapıldığını biliyoruz. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, siyasi partiler, ülke halkları ve çok çeşitli kurum ve kuruluşların bugüne değin defalarca yaptığı toplantılardan ne netice elde edildi? Saldırılar sona erdi mi, tankların ilerleyişi durdu mu, ateşkes sağlandı mı, insani koridor açıldı mı, Gazzelilere ilaç, gıda, temiz su gibi temel ihtiyaçlar ulaşabildi mi, soykırımcı işgal rejimi yaptığı katliamlardan ve işlediği insanlık suçlarından dolayı hesap verdi mi? Bu soruların hepsine verilecek cevap; hayır.

Evet, bunca katliama, zulme rağmen ne İslam ülkeleri, ne de diğer ülkeler bu saydıklarımız için yeterli çalışmalar yapamadı. Soykırımcı işgal rejiminin acımasız katliamlarını durduracak kararlar alamadı. Aslında son zamanlarda en çok duyduğumuz cümlelerden biri her şeyi özetliyor: “Gazze için toplandılar, sonuç bildirgesiyle İsrail'i kınadılar ve dağıldılar.” Üç gün önce yine aynı senaryo yaşandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplandı, liderler kürsüden işgal rejimini kınadı ama yine somut bir karar alınamadı.

İşgal rejiminin en büyük suç ortağı ABD Başkanı Donald Trump, Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu halkları Müslüman olan ülkelerin liderleriyle Birleşmiş Milletler binasında Gazze gündemli bir toplantı yaptı. Toplantıya; Türkiye, Katar, Ürdün, Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri katıldı. Yüzsüz Trump toplantıda, “Gazze’deki savaşı bitirmek istiyoruz” diyerek adeta toplantıya katılanlarla alay etti. Trump’un açıklamalarının ve davranışlarının hiçbir şekilde samimi olmadığını herkesin hesap etmesi ve bilmesi gerek. ABD bugüne değin işgalci katillere sınırsız destek verdi ve sayısız yardımlar gönderdi. Eğer bugün büyük şeytan Amerika işgalcilere bu denli yardım etmemiş olsaydı, işgalciler bu pervasızlıkla hareket edebilecek miydi? Tabii ki hayır.

Durum bu kadar açık ve netken, ABD’nin desteği ve safı bu kadar belliyken, Trump’un Gazze ile ilgili söylediklerine kim inanır? ABD, işgalcilerin en büyük müttefikidir, en büyük destekçisidir ve aynı zamanda işlenen katliamların ve soykırımın suç ortağıdır. ABD’nin samimi olduğuna inananın, Gazze davasını yalnızlaştırdığını bilmesi gerekiyor. Ne ABD’nin başkanlığında yapılan toplantılarda ne de başka herhangi bir ülkenin ya da başka bir kuruluşun öncülüğünde yapılan toplantılarda istenilen ve kalbi Gazze için atan insanların beklediği kararlar alınamadı ve adımlar atılamadı.

Ülkelerin çaresiz ve etkisiz olduğuna kanaat getirilmiş olmalı ki, 44 farklı ülkeden duyarlı insanın katılımıyla bir filo oluşturulmaya karar verildi. Global Sumud Filosu denilen filo, kararlı ve emin adımlarla ve de Gazze’deki mazlumlara insani yardım ulaştırmak hedefiyle yola revan oldu. Kolay olmayacağı belli olan yolculukta çok zorluklar, engellemeler ve saldırılarla karşılaşıldı.

Soykırımcı işgal rejimi ve destekçileri filonun menzile ulaşmaması için her yolu deniyor, kimi zaman sabotajlar ve saldırılar gerçekleştiriyor. Ancak zor da olsa filo yoluna devam ediyor. Ülke yöneticilerine düşen, filodaki vatandaşlarına sahip çıkmak; duyarlı dünya halklarına düşen ise, filoyu gündemde tutmak.

Sumud Filosuna yapılan taciz saldırıları, ülkeleri harekete geçirecek gibi. İtalya’nın ardından İspanya da Gazze’ye giden filoya yardımcı olması amacıyla donanma gemisi görevlendirdiklerini, son yaptıkları açıklamada ise ikinci savaş gemisine görev verdiklerini açıkladı. Diğer ülkelerden de benzer adımların atılması gerekir. Ki şımarık işgalci israile küresel çapta karşılık verilebilsin.

 

Yorum Yazın