Sabah gazetesi yazarı Nebi Miş bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan dönüşü söylediği "varsa ufkunuz sorunları çözersiniz" sözünden yola çıkarak Türkiye'nin dünyanın dört bir yanındaki hamlelerini yazdı:
"Yazının başlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilere verdiği söyleşide kullandığı bir ifadeden alıntı. Bu ifadeyi, Suriyeli sığınmacılarla ilgili soruyu cevaplarken kullandı.
Kolayca hatırlanabileceği gibi, Suriye iç savaşı devam ederken ülkemize gelen sığınmacılarla ilgili muhalefet partileri birkaç oy uğruna pragmatik bir siyaset yürüttüler. Sorunu aşırı siyasileştirdikleri için sığınmacılara yönelik organize saldırılara varan olaylar yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde oy kaybetme pahasına, Suriyeli sığınmacılara sahip çıktı.
Bugün ise tarihin doğru tarafında durmanın haklılığıyla, bu konuda sorulan bir soruya şu cümleleri kurarak cevap verebiliyor: "Bakın şimdi nereye geldik? Suriye'ye yaptırımlar kaldırıldı mı? Kaldırıldı… Siyasette mesele ufuk meselesidir, ufuk… Varsa ufkunuz, sorun çözersiniz. Ama ufkunuz yoksa, hiçbir şeyi halledemezsiniz".
Gelinen süreçte, Suriye'ye yeni bir yönetim var. Bugün, Suriye Devlet Başkanı Şara, Washington'da Trump ile görüşecek. Yaptırımlar kaldırıldı. 1 milyon 290 bine yakın Suriyeli Türkiye'den kendi ülkesine döndü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "varsa ufkunuz sorunları çözersiniz" yaklaşımı şu an devam eden diplomasi çabaları için de geçerli…
Sadece bir uçak söyleşisinde, Gazze'de ateşkesin ve insani yardımların devamı, Kafkasya'da istikrarın kurumsallaştırılması, Güney Asya'da, Afganistan-Pakistan arasındaki gerilimin azaltılması, Sudan'da çatışmaların durdurulması, Suriye'de istikrar ve güveliğin derinleştirilmesi ile ilgili konularda söz söylemek tesadüfi değil. Türkiye tüm bu konularda ve daha fazlasında aktif katılım ve diplomasi yoluyla barış inşası için büyük çaba harcıyor. Söyleşide bu konuların her biri ile ilgili ayrı ayrı değerlendirmeler vardı.
Kafkasya'da 30 yıldan fazla süren istikrasızlık ve çatışmanın ardından kalıcı barış ve huzur için bir fırsat penceresi aralandı. Türkiye, Karabağ savaşında Azerbaycan'la müttefikti. Ancak aynı zamanda Ermenistan- Azerbaycan barışının inşasında en önemli mimarlardan biri. Yani savaşta müttefik, barış inşasında güven duyulan bir aktör olmak her liderin ya da ülkenin elde edebileceği bir konum değil.
Pakistan ile Afganistan arasındaki gerilimde Türkiye arabulucu rolü üstlenmişti. Azerbaycan'da, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile bu gerilimin tamamen sona erdirilmesi için iki lider görüştü. Hafta içinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın saha diplomasisi olarak adlandırılabilecek bir misyonla Pakistan'a gidiyorlar. Bu anlamda Türkiye sadece taraflara itidal çağrısı yapmıyor. Saha diplomasi ile çözüm mekanizmaları inşa ediyor.
Sudan'da iki yıldır aktif iç savaş sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan'da devam eden insanlık dramının sonlandırılması için "bizim yükümüz ağır" dedi. Önümüzdeki günlerde devam eden iç savaşın sonlandırılması için Türkiye'nin çabalarının yoğunlaşacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından anlamak mümkün.
Türkiye Afrika'da güvenlik-kalkınma-insani yardım üçgeninde denge kuran istisnai ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Diğer büyük güçlerden farklı olarak, kıtaya sadece tek taraflı çıkar merkezli olarak bakmıyor. Aktif çatışmaların durdurulmasında Türkiye'nin bu konumunun önemi bir çok aktör tarafından ifade ediliyor.
Bir çok ülkenin içe kapanma yaşadığı bu dönemde Türkiye, krizlerin sonlandırılmasında yürüttüğü bu çabalar karşılık buluyor. Kriz siyasetinin yükseldiği bir dönemde, Türkiye'den beklentiler de her geçen gün artıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "yükümüz ağır" derken bu beklentileri kastediyor."


