Hele bir de gazete köşesine kuruldunuz mu? İşkembe-i kübranıza göre satırlar artar, puntolar büyür. Al gülüm ver gülümle yer tuttuğunuz sanat camiasının içinde düşünce adamlığı rolüne de bürünebilirsiniz artık. Ar edip aman ne mal olduğum ortaya çıkar diye bir endişeniz de olmasın. Endişeniz olursa asıl o zaman utanmanız lazım. Hem bu devirde utanmak mı kaldı. Artık meydan sizindir toplumun duygu ve düşünce alışkanlıklarıyla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz.
İşte toplumun duygu ve düşünce alışkanlıklarını İslam aleyhine işlemek ve kaşımak misyonunun aparatlarından Müjdat Gezen, sahneden sonra kurulduğu gazete köşesinde geçtiğimiz günlerde bir şeyler yumurtladı. Darbukatör Gezen, “Sultan Abdülaziz efendimiz sokak köpeklerini ‘Hayırsız Ada’ya sürmüştü. Susuzluktan ve açlıktan birbirlerini yiyen hayvancıkların ulamaları ve inlemeleri İstanbul şehrinden duyulmuştu. Acımasızlık değişik bir duygu.” Demiş. Evet “ulama” tashihçinin gözünden kaçmış deriz de gerisini nasıl düzeltelim. Bu cehalet değil Osmanlı padişahlarına çatmak için bahane arama psikolojisi. Osmanlı padişahlarına her fırsatta çatmalarının arkasında da onların İslam’ı siyasi olarak temsil makamında olmaları var. Bir taşla birkaç kuşu vuracak kendince. Oysa ufacık bir araştırmayla Hayırsız Ada’ya köpek sürgünün 1910’da İttihat Terakki tarafından yapıldığını görebilirdi. Öğrenilmiş körlük değişik bir hal.
Hadi köşesinde sınıfta kaldı. Olmayan sanatına ne diyelim. Bir zaman sahnelediği “Muzurevi” isimli oyunun çalıntı olduğu Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından tescilli. “Homoti” isimli filmi kendi familyasından Aziz Nesin tarafından “Rezalet! Sakın yayınlama bunu” diye durduruluyor. Gerçi Gezen için sanatçılığın ölçüsü bunlar değil zaten. O pislik için pislik şuuruyla bir nevi pislik aşkıyla yazdığı itirafnamesi olan “Galiba ben sanatçıyım”da sanat anlayışını gösterir. Bu müsvedde baştan sona sübyancılığa kadar varan gayrı meşru ilişkilerinin bir dökümüdür. Tek başarısı oynadığı 2 çingene rolü. Belki de onlarda rol yapmamıştır. Keşke en büyük meziyeti Onların Çocuğu olmak olan bu zevatı sürgün edebileceğimiz bir hayırsız adamız olsaydı.