Halep’te bulunan İbrahim Bozan, operasyon bölgesinden Ekip Haber’e konuştu

0
Halep’te bulunan İbrahim Bozan, operasyon bölgesinden Ekip Haber’e konuştu
Muhaliflerin şu andaki gidişatı, Halep şehir merkezini tamamen ele geçirme yönünde. Burada Türk medyasında pek fazla yer almayan bir vaziyet var: Halep şehir merkezi, Şeyh Maksud, Eşrefiye ve Halep kuzeyinden Tel Rıfat’a uzanan hat tamamen PKK’nın güdümü altında. Bu bölgedeki yerleşim tamamen PKK’lı teröristlerin kontrolünde.

Muhaliflerin son 3 gündür gerçekleştirdikleri operasyonların ehemmiyeti nedir? Hâlihazırda Halep’te neler oluyor?

2019 yılında Türkiye, İran ve Rusya üçlüsü arasında İdlib bölgesi gerginliği azaltma anlaşması yapılmıştı (IGAB). Bu anlaşma kapsamında herkese bazı sınırlar çizilmişti ve burada iki taraf arasında silahlı eylemler olmayacaktı. Lakin 2019’un sonlarında Esed rejimi Halep’in batısından ve İdlib’in doğusundan saldırı başlattı ve anlaşmayı ihlal etti. Tabii bu geçen süre zarfında birçok nokta rejimin eline geçti ve İran destekli mezhepçi grupların kontrolüne geçti. Burada Türkiye, Bahar Kalkanı Harekatı'nı yaparak bu gerilimi sonlandırmak ve rejimin ilerleyişini durdurmak için harekete geçti. Bu adımdan sonra yine bir müddet bölgede sessizlik hâkim oldu. Ancak Esed rejimi ve İran destekli unsurlar İdlib’e yönelik hava ve kara saldırılarını çok fazla artırmaya başladılar. Özellikle son bir ay içerisinde sadece İdlib’in doğusu, güneyi ve Halep’in batısında yaklaşık 40’a yakın sivil Esed ve müttefiklerinin bombardımanı nedeniyle hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra son saldırıda ise İdlib’in güney kırsalında bir Kur’an kursunun vurulması sonrası 3 çocuk hayatını kaybetti.

Bunun yanı sıra terör örgütü YPG/PKK’lı teröristler, yine anlaşma kapsamında burada bulunmaması gereken YPG/PKK’lı teröristler, şimdi Halep kuzeyinden Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı bölgelerine yönelik saldırılar düzenliyor. Bu saldırılar Tel Rıfat hattından, Münbiç’in batı hattından ve El Bab’ın batı hattından olmak üzere 3 ayrı hattan gerçekleşiyor. Terör örgütü 2 yıldır bölgeye sürekli sızma saldırıları düzenliyor, sivil yerleşim yerlerine top ve füze atışları yapıyor. Son 2 hafta içerisinde Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi Halep kuzeyinden Afrin kırsalındaki Able köyüne düzenlenen füze saldırısında aynı aileden 5 sivil ağır yaralandı, bunlardan 2 kişi hayatını kaybetti. Bir gün sonra ise Bab şehrine, yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı, merkezinde ise 350 bin sivilin bulunduğu Bab şehrinin doğu mahallelerine rejim kontrolündeki bölgelerden YPG’li teröristler tarafından sivil yerleşim yerlerine yaklaşık 20’ye yakın füze saldırısı düzenlendi. Bu saldırılarda camiler ve okullar hedef alındı, 18 yaralı oldu ve 2 sivil hayatını kaybetti. Aynı gece Esed rejiminin kontrolündeki El Bab şehri doğusunda Acemi hattına da terör örgütü YPG’li teröristler, rejim kontrolündeki bölgeden Suriye Milli Ordusu bölgelerine saldırı düzenledi. Burada da 13 Milli Ordu askeri şehit düştü. Tabii artık bu noktadan sonra muhaliflerin bir şekilde cevap vermesi gerekiyordu. Ancak muhalifler sadece füze saldırısıyla cevap verebildiler.

Son gelen raporlarda ise, son 30-35 gündür Esed rejimi ve İran destekli milis gruplar Halep’in batı hattına çok ciddi bir şekilde askeri yığınak yaptı. Halep’in güneyinden başlayıp batıya uzanan hatta mevzilendikleri merkezlerin çoğu güneyde. Şimdi Spire bölgesine yaklaştıkça çatışmalar çok daha sert olacak çünkü İran destekli terörist gruplar, bu bölgeleri Suriye’deki merkezi haline getirdi. Bu bölgelere yapılan sevkiyatlar sonucunda artık muhaliflerin bir şekilde cevap vermesi gerekiyordu. Muhalifler bu yüzden “Saldırganlığı Durdurma Operasyonu”nu başlattı. Bu operasyon aslında kısıtlı bir alanı kapsayacaktı, lakin karşı tarafta Esed rejimi ve müttefiklerinin köyleri bırakarak kaçmaları sonrası muhaliflerin ilerleyişi de devam etti. Şu anda Halep şehir merkezine girildi; Halep şehir merkezindeki ilk mahalleye girilmiş durumda.

Muhaliflerin Turan taktiğiyle ilerlediğini görüyoruz

Evet, evet. Serakib hattında, Halep batı hattında Turan taktiği uyguluyorlar.

Muhalifler Halep’i tamamen alma gayesi güdüyor mu?

Muhaliflerin şu andaki gidişatı, Halep şehir merkezini tamamen ele geçirme yönünde. Burada Türk medyasında pek fazla yer almayan bir vaziyet var: Halep şehir merkezi, Şeyh Maksud, Eşrefiye ve Halep kuzeyinden Tel Rıfat’a uzanan hat tamamen PKK’nın güdümü altında. Bu bölgedeki yerleşim tamamen PKK’lı teröristlerin kontrolünde. Burada çocuklar kaçırılıp zorla silah altına alınıyor ve bir müddet sonra cephelere sürülüyor. Esed rejimi, PKK’ya alan açarak burada onlara koruma sağlıyor ve PKK’nın Halep şehir merkezindeki yayılımını daha da hızlandırdı. Ancak şu anda yaşanan gelişmeler, bu noktada PKK’nın da Esed’le birlikte tamamen temizlenmesi kararının alındığını gösteriyor.

Son olarak dün gece rejim uçakları, Halep kuzeyindeki Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde, Tel Rıfat cephe hattında bulunan Mare kasabasına hava saldırısı düzenledi. Bu saldırıda Suriye Milli Ordusu’na bağlı müşterek kuvvetlerin bir noktasına saldırı yapıldı. Çok şükür can kaybı yok, zayiat da çok hafif. Ancak bu saldırı, Esed rejiminin hâlâ PKK’yı korumakta kararlı olduğunu gösteriyor. Çünkü halk artık Tel Rıfat’a bir harekat yapılmasını bekliyor ve bu taleplerini sürekli dile getiriyorlar. Şu anda yaşanan süreçte siviller ve hatta aşiretler bile cephelere destek vermeye koşuyor.

Evet, çok fazla teveccüh var. Yani oradaki halkın da muhaliflerden yana olduğunu ve operasyonu desteklediklerini görüyoruz. Bu teveccüh, PKK’nın zorbalığı ve oradaki gençlerin zorla silah altına alınmasından mı kaynaklanıyor?

Tabii ki. Bugün şu anda kurtarılan bölgelerde 170-180 bin kişinin yaşadığı alanlar ele geçirildi. Şimdi Tel Rıfat ve çevresindeki bölgeler temizlendiği zaman, bu insanların kendi köylerine ve kasabalarına dönebileceklerini düşünüyoruz. Çünkü şu anda zor şartlar altında çadırlarda yaşayan insanlar var. Bölgeler temizlendiğinde, bu insanlar demografik yapıyı eski haline döndürebilecek. Bu hem halkın hem de aşiretlerin umutla beklediği bir durum. 

Bunun yanı sıra, bölgede farklı ideolojiler yerleşip Suriye’de terörizmi tamamen hâkim kılmayı hedefliyorlar. İran, bu işi yıllardan beri yapıyor, PKK da yıllardır aynı amaçla hareket ediyor. Ancak bir yerden sonra Suriye halkı, böyle bir umut ışığı gördüğünde, bu harekâtı gördüğünde, insanlar yeniden 2012 ruhunu yaşıyor. Şu anda Halep’in batısındayım insanlar gerçekten 2012 ruhunu yaşıyor. Bu inanılmaz bir gelişme. Suriye’de daha önce yaşanmamış bir şey.

Biliyorsunuz, burada yıllardır birçok istihbarat örgütü halkı birbirine düşürmeye, iç kavgalar çıkarmaya çalıştı. Bizim bölgelerimizde yıllardır manipülatif haberlerle, yerel propaganda kanallarıyla halk arasında fitne sokmaya çalışıyorlardı. Ama bugün burada toplumsal birliği, dayanışmayı ve direnişi net bir şekilde görüyoruz.

Halep’ten sonra Tel Rıfat operasyonları gelir mi acaba? Bunun hazırlığı da var mı?

Halep’in kuzeybatısında, Tel Rıfat’a uzanan büyük bir alan PKK’nın kontrolü altında. Tabii PKK’nın arka hattındaki destek de Esed rejimidir. Yani burada güçlü bir işbirliği söz konusu. Şu anda muhalif güçler, Halep batısından muhtemelen açacakları bir cephe ile PKK’lı teröristleri kuşatma altına alacaklar. Yani burada da aslında bir Turan taktiği, biraz daha geniş bir Turan taktiği göreceğimizi düşünüyorum. Ben muhtemelen de yarın veya öbür gün bunların sahadaki uygulamasını görürsünüz. Bir taraftan Tel Rıfat hattından başlayacak bir cephe, diğer taraftan Halep kuzeybatısından başlayacak bir cephe ile birlikte PKK burada kıskaç altına alınıp Halep’in kuzeyinden, sadece Tel Rıfat’tan değil, Halep’in kuzeyinden, Fatih’ten, Handarat’tan tamamen bu bölgelerden çıkarılmış olacak inşallah.

İnşallah. Yani muhalifler aslında burada İran destekli Şiilere, Esed rejiminin desteklediği PKK’ya, Rusya’nın desteklediği de dolaylı yoldan Esed’e karşı savaşıyorlar. Belli ki Halep’i belli ki bu arada bu sadece operasyonların ufkunda bunlara karşı da savaş... Bunlar neticede bir yerde Amerika, İsrail’e karşı da savaşıyorlar. Hayırlısı olsun…

Size şöyle bir örnek vereyim. Bu operasyon iki kere ertelendi. Ertelenmesinin sebebi Gazze savaşının başlaması. Burada İran destekli teröristler animasyon videolarıyla sürekli kendilerini İslam dünyasında hamisi, koruyucusu gibi gösterdiler ve bize karşı, bizim bölgelerimize karşı medyada kara propaganda haberleri yaymaya başladılar. İşte “Suriyeli muhalifler bize saldıracak, biz İsrail’e karşı savaş hazırlığındayız” vesaire gibi yalan, olmayan şeyleri medyada animasyon videoları dışında bir şey yapmadan yaydılar. Burada bizimkiler zaman verdi. Şimdi İsrail’e karşı İslam dünyasının da gözünün açılması için aslında biraz ertelendi. Ama İran’ın Gazze meselesinde İsrail’e karşı hiçbir şey yapmadığını tüm dünya kamuoyu canlı olarak gördü. Daha sonra Hizbullah meselesi gündeme geldi. Lübnan güney işgali, Hizbullah terör örgütü, bizim Suriye’de yüz binlerce insanı katletmiş bir örgüt. Buna rağmen muhalifler ilk dönemde harekât yapmadı. Yine dediler ki, “Suriye güneyinde Kuneytra hattından İsrail’e, Golan Tepeleri’ne bir saldırı başlatır. Yani biz bunu sürdürüyoruz, işte mücadele ediyoruz” vesaire gibi olmayan gerçekleri, olmayan şeyleri kendi kendine kahraman ilan etmeye çalışıyor. Bu da olmadı. İran yine yapmadı. Artık işte dediğim gibi, bizim bölgelerimiz işgal altına girdi. İran’ın ve Esed rejiminin Türkiye-Suriye sınırı hattındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı’nı (Cilvegözü Sınır Kapısı) ele geçirme amacı vardı. Bunun için hazırlık yapıyorlardı. 12 kilometrelik bir mesafe vardı sadece kapıyla aralarında. Bu, eğer rejim saldırmış olsaydı, İdlib’le Zeytin Dalı Harekatı bölgesi birbirinden koparılmış olacaktı. Bu da bölgede Türkiye için çok büyük bir risk olacaktı. Muhaliflerin operasyonu haklı bir operasyon. Çünkü ihlal edilen anlaşmalar sonrası yapılmış bir operasyon.

Burada şuna özellikle dikkat edilmesi lazım. Bu Suriye halkının tamamının operasyonudur.Bu operasyonu tek bir grup yapmıyor; hepsi birlikte gerçekleştiriyor. Özellikle televizyon yorumcularının dikkat etmesi gereken bir konu da bu: Suriye sahasıyla ilgili hiçbir bilgisi olmayan sözde terör uzmanları, sürekli olarak buradaki HTŞ varlığını gündeme getiriyorlar. Ama Tel Rıfat’ta, Halep şehir merkezinde, Münbiç’te, Ayn el-Arab’ta PKK ile Esed rejiminin işbirliğine dair hiçbir yorumda bulunmadıklarını, hiçbir tepki göstermediklerini görüyoruz.

Burada, Türkiye’nin kontrolü altındaki bölgelerle ilgili sürekli bir baskı unsuru yaratılmaya çalışılıyor gibi bir durum hissediyorum. Sürekli olarak bazı çevrelerin, Türkiye üzerinde bir baskı kurmaya çalıştıklarını görüyorum. Şu sorular sorulmalıdır: Neden Esed rejimi ve İran, PKK ile işbirliği yapıyor? Neden PKK’yı silahlandırıyorlar? Neden PKK’ya Suriye’de eğitim kamp alanları veriyorlar? Neden Suriyelilerin topraklarını PKK’lılara teslim ediyorlar?

Bu soruları sormaları gerekiyor. İran’ın Suriye’de nasıl bir projesi olduğunu araştırmaları ve toplumun da bu konuları sorgulamasını sağlamaları lazım. Türkiye’nin kontrolü altındaki bölgelere sert eleştiriler yönelterek ve buradaki silahlı unsurları şeytanlaştırarak bir söylem geliştirmenin Türkiye’ye bir fayda sağlayacağını sanmıyorum.

İlk kez bu kadar planlı ve gizlilikle yürütülen bir operasyon gerçekleştiriliyor. Size şöyle söyleyeyim: yollarda yakıt ikmal tankları hazır bekliyor. Yani araçların yakıtı biterse, cephe hatlarına giden araçlar her mesafede bu yakıt tanklarından faydalanabiliyor. Bunun yanı sıra askeri yollar ayrılmış durumda. Sivillerin giremeyeceği yollar belirlenmiş ve bu yollar, askeri ambulanslar, mühimmat taşıyan araçlar, yaralıların taşınması ve cepheye giden askerlerin kolay ulaşımı için kullanılıyor. Bu kadar düzenli ve sistemli bir hazırlık gerçekten çok güzel, dört dörtlük bir organizasyon yapılmış.

Böyle bir askeri harekâtın bu derece planlı şekilde yürütüldüğünü ilk kez görüyorum. Benim Suriye sahasıyla ilgili bunca senelik tecrübem var. İlk kez bir operasyonun yapılacağını son gece öğrendim. Bu da istihbari anlamda da ne kadar titizlikle bir hazırlık sürecinden geçildiğini gösteriyor.

 

 

 

 

Yorum Yazın