Fidan, uluslararası toplumun DEAŞ’la mücadelede yöntem değişikliğine gitmesi gerektiğini belirterek, Suriye hükümetinin bu mücadelede kararlı olduğunu vurguladı.
Fidan, “Bu iradenin gerekli yetenek ve kapasiteyle desteklenmesi konusunda Suriye’ye hep beraber yardımcı olmalıyız. Türkiye, Suriye hükümetinin DEAŞ’la mücadele imkanlarının gelişmesine katkı sağlamayı sürdürecektir. Bu noktada DEAŞ ile mücadele kisvesi altında bölücü bir gündem takip eden SDG’nin artık bu denklemden vazgeçmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesi için atılabilecek adımların görüşmede değerlendirildiğini belirterek, “Suriye’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliği bakımından kilit önem taşımaktadır. Suriye’nin güvenliğine kasteden unsurlar, ülkemiz için de bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.” dedi.
SDG’nin farklı bir ajanda ile hareket ettiğini belirten Fidan, “Her iki tarafın lehine olacak, Suriye’nin birliğine hizmet edecek bir çözümün ortaya konması gerekiyor. Türkiye bunu barışçıl yöntemlerle gerçekleştirmeyi temenni ediyor.” şeklinde konuştu.
Fidan ayrıca Türkiye’nin terör tehdidini kaynağında bertaraf etme kararlılığını vurguladı: “Tehdidi geldiği yerde karşılıyoruz. Türkiye’nin içinde bırakmadığımız gibi dışında da bölgenin kaderine olumsuz etki eden bir çıbanbaşı olmasını istemiyoruz. Bütün taraflar üzerine düşen görevi yapmalı.” dedi.
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ise, SDG ile yürütülen diyaloglarda Suriye’nin toprak bütünlüğünün temel alındığını belirtti: “SDG ile görüşmeler, tek ülke, tek ordu ve tek toprak esasına dayanarak yapılmaktadır. Bölünmeye yönelik her türlü girişime karşıyız.” ifadelerini kullandı.
Şeybani ayrıca İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarını kınayarak, “İsrail tehditleri hala güvenliğimizi tehdit ediyor ve topraklarımızda yeni bölgeleri ihlal ediyor. 1974 Anlaşması’nı ihlal ediyor.” dedi.
