Ankara’da düzenlenen 16’ncı Büyükelçiler Konferansı’nın açılışında konuşan Fidan, Türkiye’nin edilgen değil, düzen kurucu bir dış politika anlayışıyla hareket ettiğini vurgulayarak, “Barışı, istikrarı ve refahı diplomatik araçlarımızla bizzat biz inşa etmek zorundayız” dedi. Fidan, büyükelçilerle merkezin vizyonunun sahadaki tecrübeyle birleştiğini, bunun da Türkiye’nin dış politikadaki ortak aklını güçlendirdiğini ifade etti.
Bakan Fidan, Hariciye teşkilatının kadim devlet geleneğinin taşıyıcısı olduğunu hatırlatarak, Türkiye Yüzyılı vizyonunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kararlılıkla hayata geçirildiğini söyledi. Küresel belirsizliklerin arttığı, bilgi kirliliğinin derinleştiği bir dönemde diplomatların rolünün hiç olmadığı kadar hayati hale geldiğine işaret eden Fidan, sahadaki gelişmeleri doğru okuyabilen, “ne söylendiğini değil ne kastedildiğini” anlayabilen diplomasiye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
“O devir çoktan kapandı”
Konuşmasında Türkiye’nin bağımsız ve milli dış politika çizgisinin altını çizen Fidan, başkalarının kavramlarıyla ve çizdiği sınırlar içinde siyaset yapma anlayışının geride kaldığını net bir dille ifade etti. “Başkalarının çizdiği sınırlar içinde siyaset oluşturma devri çoktan kapanmıştır” diyen Fidan, büyükelçilerden günlük yoğunluğun ötesine geçerek büyük resmi kaçırmamalarını, stratejik öngörü ve yaratıcı fikirlerle merkeze katkı sunmalarını istedi.
Türkiye’nin Gazze’de ateşkesin sağlanmasında başat rol oynadığını, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ise diplomasiyi ayakta tutan nadir ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Fidan, İstanbul’un hâlâ barış arayışlarının somut zemini olmayı sürdürdüğünü belirtti. Suriye konusunda da Türkiye’nin tarihin doğru tarafında durduğunu vurgulayan Fidan, dış müdahalelerden arınmış, istikrarlı bir Suriye’nin bölge için hayati önem taşıdığını söyledi.
Fidan, konuşmasının sonunda Türk diplomasisinin sadece krizleri yönetmekle kalmadığını, aynı zamanda bu krizlerden yeni düzen kurucu fırsatlar üretebildiğini ifade ederek, büyükelçilere “inisiyatif alan, proaktif ve ufuk açıcı” bir diplomasi anlayışıyla hareket etme çağrısında bulundu.
