İsrail’in, Batı'nın desteğiyle yenilmez bir güç gibi görünmesine rağmen Hamas savaşçılarının bu miti yıktığını vurgulayan Alğan, Siyonist İsrail sisteminin çökeceğini belirtti.
Alğan, 7 Ekim Aksa Tufanı’nı şu ifadelerle değerlendirdi:
“7 Ekim Aksa Tufanı taarruzu, sömürgeci, yayılmacı emperyalizmin bir asırdır Ortadoğu halklarına dayattığı katliamcı politikalara karşı açılmış bir isyan bayrağıdır. Kendi sapkın ideolojisini emperyalizmin koç başı olarak kullanan Siyonist barbarlığa vurulmuş önemli bir darbedir. Aynı zamanda, gelecekte Siyonist İsrail sisteminin çöküşünün başlangıç günü olarak anılacağını düşünüyorum. Çünkü her ne kadar Batı desteğiyle edindiği üstün silahlar ve sınırsız para kaynaklarıyla İsrail yenilmez bir güç gibi görünüyorsa da, Hamas savaşçıları bu miti yıktı.”
“Mazlum Yahudiler” anlatısı sarsıldı
Aksa Tufa’nın dünya kamuoyunun vicdanını uyandırdığını işaret eden Alğan şöyle devam etti:
“Dünyanın pek çok ülkesinde başta üniversite gençliği olmak üzere milyonlarca insan sokaklara dökülüp İsrail vahşetini protesto etti, ediyor. İsrail'in Hollywood gibi araçlarla son 50 yılda oluşturduğu ‘mazlum Yahudiler’ anlatısı bu sayede sarsıldı. İsrail eskisi kadar rahatlıkla antisemitizm masalını da yutturamıyor artık. Eskiden herkes antisemitist yaftası yemekten çekindiği için İsrail'i kolayca eleştiremiyordu. Bu anlatı çöktü. Belki de 7 Ekim taarruzunun dünyaya en büyük hediyesi bu oldu.
“İran’daki rejim İsrail’in mütemmim cüzü”
Alğan, İran’ın Ortadoğu’daki Müslümanlara yönelik katliamlarda rol oynadığını ve Türkiye’nin çıkarlarıyla sık sık çatıştığını vurguladı. Ancak mevcut durumda, emperyalist saldırganlık İran’ı da tehdit ederken, eleştirilerin ona yöneltilmesinin doğru olmayacağını belirtti. Alğan, bu konudaki görüşlerini şu şekilde dile getirdi:
“Esasen eskiden beri İran'daki rejimin İsrail'in mütemmim cüzü, yani ayrılmaz parçası olduğunu düşünürüm. Irak'ta, Suriye'de Müslümanlara yapılan katliamlardaki rolünü biliyoruz. Türkiye'nin çıkarlarıyla da çoğu zaman çatıştığını, arkamızdan iş çevirdiğini, mesela PKK'ya her türlü imkânı sağladığını görüyoruz. Ancak bugün emperyalist saldırganlık onu da tehdit ederken eleştiri oklarımızı İran'a yöneltmenin doğru olmadığını düşünüyorum. ABD-İsrail ve destekleyen Batılı diğer güçler bölgemizi kan gölüne çevirmişken tüm gücümüzü emperyalizm ve Siyonizm’in suçlarını teşhir etmeye harcamalıyız bence. Kendi payıma, İran'ı eleştirmeyi daha sonraya bırakıyor ve günü geldiğinde İran halkının bu acımasız rejimden kendi gücü ve iradesiyle kurtulacağına inanıyorum.”