Merhum Alev Alatlı’nın Robert ve Galatasaray kolejlilerin ruh röntgenini çekici meşhur bir tesbiti vardır. Alatlı'nın bu teşhisinin arkasında adı geçen kurumların Anadolu'nun ölüm kalım mücadelesinde cellatlar lehinde ruhiyat yoğurmaları, Türk'ü kökünden koparıcı kültürü yaymaları ve kurtuluşu Batı'ya teslimiyette görmeleri yatıyor.
Taassupkâr Altaylı!
Kurulduğu günden bu yana Batı'nın manevi müstemleke ocağı olarak çalışan bu kurumların yetiştirdiği insan tipinin prototiplerinden biri de Fatih Altaylı. Bu adam, sadece ucuz klişelerle geçinen tekerlemeci, sahte nisbetler kuran bir hokkabaz ve bir Cumhuriyet yobazı olarak her fırsatta İslam'a ve Müslümanlara kinini kusmaktan geri durmuyor.
28 Şubat’ın medya ayağında vardı
Çocukların oynadığı "doğruluk mu cesaret mi" oyununda şişe kendisine dönse her şeyi unutup şişeyi seçeceğini bal gibi bildiğimiz bu şişeci, 28 Şubat'ta arkasını şişe yerine cuntaya dayayarak gazetedeki köşesinden muhbirliğe soyunmuştu. Başörtüleleri kastederek "Bundan böyle kılık kıyafet kanununa aykırı olarak dolaşanları, kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim. Otomobilde görürsem plakalarını alıp bildireceğim. Yapılan işlemi savcılığa kadar takip edeceğim. Yok yok savcılıkta da takip edeceğim. Hırsız yakalatmak iyi de, bu kanun tanımayanları yakalatmak mı kötü." satırlarını koltukta yazmadığına emin olsak da hangi darbeci Paşa'nın kucağında yazdığından emin değiliz.
Başörtülü öğrencilere sövmüştü!
Yine aynı dönemde Radyo D'deki bir programda, protesto yapan başörtülü öğrencilere "bir kadın var orada, bu büyük ihtimalle bir fahişe, öğrenci değil. Bunlar kevaşe kevaşe" diyecek kadar kuduz İslam düşmanı olan bu yaratığın herzeleri bunlarla sınırlı değil.
Hem Dalkavuk Hem Lavuk
Haber Türk'ten kovulduktan sonra kurduğu YouTube kanalında iyice ipinden boşanıp “Biz herhangi birimiz mezhebi aidiyetten dolayı mı oy veriyoruz? Veya bir cemaat, bilmem ZART ZURT AYETİNDEN dolayı mı herhangi bir partiye oy veriyoruz. Konuşulmaması gereken bir şey bu ama birileri CHP’yi sürekli olarak bu noktaya çekmek, burada değerlendirmek ve böyle bir içerisine sokmaya çalışıyor.” diyerek kutsal kitabımızdaki ayetlere dil uzatmaya kadar varan Altaylı'ya gereken cevabı Cumhurbaşkanı başdanışmanı Oktay Saral şöyle vermişti: "Fatih Altaylı denen insan suretine bürünmüş mendebur iblisin evladı herhalde kendini Hollanda ya da Danimarka’da yaşadığını zannediyor… İslam’a ve Kur’an’a aleni olarak hakaret eden bu zındık için saniye dahi geçmeden gereken yapılmalı aksi halde Müslümanların infialine sebebiyet verecek nahoş olaylar yaşanabilir. Ajan olarak bu ülkede Müslüman kılıklı dolaşan bu alçak yakalanıp en ağır cezaya tabii tutulmalıdır."
Evet Üstad Necip Fazıl’ın Bilanço şiirinde; “Bir nesil türettiler/Yamyam sürüsüne denk/ Oh, ne tatlı şey derler/ Necaset yese frenk” şeklinde tasvir ettiği portreye tıpatıp uyan Altaylı için sözün tükendiği yerdeyiz. Çünkü Altaylı, Onların Çocuğu olmaktan asla vazgeçmeyecek.