Ersin Çelik, saldırılar karşısında Küresel Sumud Filosu'ndakilerin ruh halini yazdı

0
Ersin Çelik, saldırılar karşısında Küresel Sumud Filosu'ndakilerin ruh halini yazdı
"Saldırı haberini alan herkesin ilk tepkisi “Biz Gazze yolundan dönmeyeceğiz ve gemilerimize bir an önce binmek istiyoruz” şeklindeydi."

Terör devleti İsrail'in ablukasındaki Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan Sumud Filosu'nun gönüllülerinden, Yeni Şafak gazetesi yazarı Ersin Çelik bugünkü filo günlüğünde, filodaki saldırılar karşısında gönüllülerin ruh halini yazdı:

"Günün notlarını toparlamış yatmaya hazırlanıyordum ki, Filo’nun ana gemisi, Portekiz bayraklı Family Boat’a Tunus’ta demirlediği limanda bombalı saldırı düzenlendiği bilgisi geldi. Hemen kaldığımız evin üst katına çıkıp, kafilemizdeki arkadaşları bilgilendirdim. Şükürler olsun, can kaybı ve yaralanma yoktu. Bu arada hem Türkiye hem de Avrupa delegasyonları ile temas kurup detayları edindim. Tunus’tan anlık haber akışımız ise sabah dörde kadar sürdü. İspanya’dan gelen kafilede bulunan Şuayb Ordu ile yazıştık. İyi olduklarını ve geminin de çok ağır bir hasar almadığını söyledi. Şuayb şunu da ekledi: “Filo’nun ciddiyeti bu saldırı ile daha da kavranacak.”

Yaşar Yavuz ağabey ile yaptığımız ilk değerlendirme de bu yöndeydi. Tüm işaretler, Filo’nun ilerleyişini engellemek isteyen İsrail’in bir sabotajını gösteriyordu. Amacı tüm aktivistleri panikletmek ve tekneler Avrupa sularında buluşmadan hemen önce vazgeçirmekti.

“YOLUMUZDAN DÖNMEYECEĞİZ”
Türkiye’den gelen kafiledekiler adına böyle bir düşünceye bir an bile kapılmadığımızı ifade etmek isterim. Birazdan hepimizi kuşatan büyük bir duruşu da aktaracağım. Fakat öncesinde sizlere çoğunluğu Avrupalı olan Filo gönüllülerinin ilk tepkilerini aktarmak istiyorum. Anlık yazıştığımız bir platform var. Saldırı haberini alan herkesin ilk tepkisi “Biz Gazze yolundan dönmeyeceğiz ve gemilerimize bir an önce binmek istiyoruz” şeklindeydi. İsrail’in, aramızda panik oluşturmak istediği ve bizlerin korkarak bu yoldan döneceğimizi sandığı görüşünde hem fikirdik. Daha net duruşu ise Tunus’taki aktivistler gösterdiler. Saldırıya uğrayan gemideki isimler, tek tek kamera karşısına geçerek Filo’nun “Kararlılık” olan adının vücut bulmuş halini ortaya koydular.

İTALYAN ESNAF RESTORANINI AÇIP YEMEK YAPTIRDI
Sabah ise Sicilya’daki limanda hummalı bir çalışma vardı. Gemilere son yüklemeler yapılacaktı. Uyandığımızda bu kararlılık bir kez daha sahaya yansımıştı. Hem kalan eğitimler yapıldı hem de büyük bir dayanışmayla yüklemeler yapıldı. Tunus’taki saldırı ise gündem edilmedi. Normalde yardım etmek için geleceklerin bir listesi vardı ancak adını yazdırmayan çok sayıda aktivist soluğu limanda almıştı. Herkesin motivasyonu çok yüksek ve moraller yerindeydi. Karınca misali, herkes bir işin ucun tutarken liman çevresindeki bir restoranın sahibi, bugün kapalı olmalarına rağmen mutfağını açtırıp aktivistler için pişirttiği yemeği gönderdi. Hep birlikte yemekler yenildi.

“BİR KİŞİ EKSİLECEK OLMANIN HÜZNÜ…”
Tunus’taki tekne saldırısı üzerine daha keskin bir tavrı ise kafilemizdeki doktorlardan Ergün Akpınar sergiledi. Hepimizi hem gururlandırdı hem de duygulandırdı. Tam 10 gündür İtalya’dayız. Hepimiz devam eden işlerimizi bırakarak geldik. Kimimiz izne ayrıldık kimimiz de ücretsiz izne çıktık. Aralarında en rahat olan benim. Hem mesleğimi yapıyor hem de bu tarihi Gazze misyonunun bir parçası olmanın onurunu yaşıyorum. Kafilemizdeki, Filo’nun sağlık ekibine dahil olan doktorlardan KBB Profesörü Haşmet Yazıcı ve Ortopedist Halil Rıfat Çanakçı’nın izinleri sefer için yeterli. Doktor Ergün Bey ise yıllık izne çıkmış ancak süresi kısıtlı. Eğer filo vaktinde kalkabilseydi hesaplamalarına göre dönüşü de rahat olacaktı. Ancak sarkmalar olunca, Ergün Bey’in sefere devam etmesi için ücretsiz izne çıkması gerekecek. Bu da aile hekimliği sözleşmesinin iptal edilmesi anlamına geliyor. Böyle bir durumun kendi yaşantısına etki edecek çok sayıda sonucu olacağı için diğer doktorlarımız üç gündür kendisine geri dönmesi için baskı yapıyorlardı. Önceki gün dönüş takvimimizin ekim ayının ortalarına sarkacağı ön görüsünden haberimiz olunca Doktor Ergün Bey’e baskıyı artırdılar, Filo’ya katılmaması için yoğun bir şekilde ısrar ettiler. Bizleri de bilgilendirerek, hepimizin ortak kararı ve Filo’da yeterli sağlık ekibi olmasını da göz önünde bulundurarak Ergün Hoca’yı ikna ettik. Biletini kesmek de bana düştü. Ben bu yazıyı noktalarken dönüş için havaalanında olacak ve Katanya’dan İstanbul’a uçacaktı. Biz baskı yaptık ama moralimiz bozuktu. Son akşamın yemeklerini de kendisi yaptı. Patates pişirdi bize. Dokuz kişi çok kısa sürede 40 yıllık dostlar gibi kaynaştık. Şimdi bir kişi eksilecektik.

“VE O BİLET YANIYOR”
Bu arada dün bir kez daha ev değiştirdik ve ilk yerleştiğimiz daireye döndük. Planlamamızı da Ergün Hoca’nın olmayacağı üzerine yaptık. Sabah, masada gece yapılan saldırıyı konuşurken Doktor Ergün Bey yanıma geldi ve “Ben vazgeçtim. Artık gidemem. Bu saldırı hiçbirimizi yolundan döndürmemeli. Biletimi iptal etmeni istiyorum” dedi. Kendimi en güçlü hissettiğim anlardan biriydi. Haşmet Bey de Halil Bey de gözleri dolarak bileti yakmama onay verdiler. Uçuşunu büyük bir gururla iptal ettim ve kendisine dönerek “Peki döndükten sonrası?” dedim, hiç düşünmeden şunları söyledi: “Bütün riskleri göze alıyorum. Allah beni Gazze’ye gitmek için denize açılacak Filo’nun bir parçası olmakla şereflendirdi. Diğer işleri sonra yoluna koyarız. O, bizim rızkımıza kefildir. Hiçbir endişemiz yok ve olamaz da.”

O GEMİLERİ ÇOKTAN YAKTIK
Aile Hekimi Ergün Akpınar’ın yaktığı o bilet ve riske ettiği kariyeri, aslında hepimizin içindeki son tereddütleri de küle çeviren bir meşaleye dönüştü. Bizi bir bombayla korkutup geri döndüreceğini sananlar, kararlılığımızı nasıl ateşlediklerini bilmiyorlar. Filo şimdi yoluna daha da sarsılmaz bir iradeyle devam edecek. Yarın denize açılırken ardımızda bıraktığımız sadece Sicilya kıyıları değil; dünyaya ait tüm korkularımız, tereddütlerimiz ve bahanelerimiz olacak. Biz o gemileri çoktan yaktık.

Filo Günlükleri’nde görüşmek dileği ile… Kara desteğini unutmayalım."

 

Yorum Yazın