İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “Tehdit” ve “Terörle Mücadelede Görev Alan Kişileri Hedef Gösterme” suçlarından soruşturma başlatıldı.
Hadsiz Ekrem şunları söylemişti:
"Genç bir hakim adayı, mülakatta elendiği, diğeri mobbing nedeniyle canına kıydı. İnsan canından söz ediyoruz, gencecik insanların canına kıymasından bahsediyoruz.
Yargının siyasallaşması insanların hayatlarına mal olduğu gibi daha tehlikeli bir boyutu var: Devletin varlığını da tehlikeye atar. İktidarların sınırsız güç kullanmasını önleyecek yegane kuvvet bağımsız yargıdır. Eğer yargıyı siyasetin parçası haline getirirseniz ortada hukuk devleti kalmaz, kurumlar çürümeye başlar. Tüm dünyada otoriter rejimlerin yaptığı tam da budur. Kendisini milli iradenin tek temsilcisi kabul eden, yargıyı bağımsız bir güç olarak görmeyen bir iktidar modelinin modern dünyada yeri yoktur.
Türkiye bugün yargının siyasallaşması tanımının bile yetersiz kalacağı bir noktada. Yargıyı bir kişinin çıkarlarına uygun kararlar üreten mekanizmaya dönüştürme çabası ne yazık ki büyük ölçüde amacına ulaştı. Ergenekon davalarıyla başlayan bir süreçtir bu. O dönemde 'ne istedilerse verdikleri' paralel yapılarla kol kola getirdikleri düzenlemeler yargıyı tahakküm altına almalarını sağladı. 2017 referandumu ile bu adımlar kurumsallaştı ve amacına ulaştı. Tek adam rejimi de zirveye ulaşmıştır. İnsanların, her bireyin eşit olduğu o kutsal yerini kaybetmiştir yargı.”