Duayen gazeteci Ardan Zentürk’e “15 Temmuz deyince hatırınıza ilk ne geliyor?” diye sorduk.
Ardan Zentürk: 15 Temmuz, anti emperyalist bir direniştir!
Zentürk:
15 Temmuz direniştir… O gece 7 saat 44 dakika ekranda direndim. 3 defa geldiler başarılı olamadılar. O yüzden 15 Temmuz'un benim meslek hayatımdaki ana özelliği direniş sergilememdir. O yüzden şerefli bir gece benim için. İlk hatırladığım bunlar…
15 Temmuz kelimenin tam anlamıyla NATO kurmayları tarafından planlanmış ve 1 dolarlık ihanet askerlerine uygulatılmış bir emperyalist saldırıdır. O nedenle 15 Temmuz direnişi anti emperyalist bir direniştir. Sadece bir sözde dini grubun yaptığı bir hikâye değildir. 15 Temmuz’da, Atina, Berlin, Londra, Washington, Pensilvanya ve New York’ta hala korunup kollanan bir ihanet çetesine karşı direnildi.
Tarihçi-Yazar İbrahim Tatlı, “15 Temmuz’da bu millet sayesinde hak etmeyenler de kurtuldu!”
Tarihçi-Yazar İbrahim Tatlı:
15 Temmuz, milletin Müslüman kimliğinin bir anda yanardağ gibi patlayıp her tarafa hakim olduğu bir gündü. Gördük ki, bu memleketin gerçek sahibi Müslüman Anadolu insanıymış. Başkaları değilmiş. Bu millet sayesinde hak etmeyenler de kurtuldu.
Sosyolog Can Ceylan, “Millet, 15 Temmuz’da kendisine emanet edilen vatanı kurtardı!”
Sosyolog Can Ceylan:
15 Temmuz deyince aklıma ilk önce selalar, akabinde apar topar dışarı çıkmam geliyor. Millet, güvendiği bir lider olunca arkasına düşüyor. Lider zafiyette olsa bile, bu millet güvenirse o kişinin peşinden gider. Millet, 15 Temmuz’da, kendisine emanet edilen vatanı kurtardı. Bu Millî Mücadele ruhudur. Üstelik, gaziler bir hak iddiasında da bulunmadı. “Biz üzerimize düşeni yaparız” dedik ve yaptık. 10 saat değil, 10 ay olsaydı da netice aynı olurdu. Kimisi 15 Temmuz’daki Millî Mücadele ruhunu zedelemeye çalışıyor. Bazıları hâdiseleri tiyatro olarak gördü. Birçoğu teori ve felaket senaryoları oluşturabilir. Nihayetinde üç puan bizim!
Halime Kökce: Millet, 15 Temmuz’da iradesine ve iradesini temsil eden liderine sahip çıktı
Gazeteci-Akademisyen Halime Kökce:
Millet, 15 Temmuz’da kendi iradesine ve iradesini temsil eden cumhurbaşkanına sahip çıktı. Hain bir örgüte ve darbe geleneğine ve demokrasisine karşı çıktı. Ben o akşam, “insanlar ne düşündüler de hangi duygularla sokağa çıktılar?” diye düşünürken, o sokaklara inen insanlardan kendimi ayırt etmiyorum. Yani ben ne hissettiysem o kalabalık aynı şeyi hissettik. Hep beraber bir daha yaşamayacağız biz bu ihaneti düşüncesiyle sokağa çıktık.
15 Temmuz’da herkes canını feda edebileceğini düşünerek sokağa çıktı. İnsanımız, bir yerden sonra bu işin bir şakasının olmadığını, her an ölebileceklerini hissetmiştir. Ben yayındaydım. Biz ekranlardayken, arkadaşlarımızın ölüm haberleri geldi; işte Mustafa Cambaz’lar, Erol Olçok’lar... Ben yayındayken çocuklarım havalimanındaydı. “Yerden boş kovan aldık” falan dediler. Hani bir an böyle bir kurşun size saplanır ve acısını hissetmezsiniz ya; işte öyle saatler geçirdik. Sabah olduğunda ise Boğaz Köprüsü’ndeki darbecilerin sıraya dizildiğini gördük… Ve sanki uyanır gibi olduk. “Biz ne yaşadık?” diye sorduk kendimize…