Biteviye 30 Ağustos’ta vuku bulan kronik hastalık yine nüks etti. Diyanet 30 Ağustos’taki hutbesinde mâlum şahsın ismini geçirmediği diye İslâm’ın tek bir harfinden nasibini almamış olanlar bu hâdise üzerinden nefretlerini kustu. Kur’an-ı Kerim’e haşa “safsata” diyene niçin rahmet okunsun?
30 Ağustos, filanca bayram, falanca ânma günü bahanesiyle, her fırsatta iliklerindeki millet düşmanlığını etrafa bulaştıranlar arasında “hoca” görünümlü Kemalistler, müsriflikte mahirleşmiş belediye başkanları, Türkiye’nin Geert Wilders’ı fitneci ve bilumum İslâm düşmanı da var.
Bin meşakkat ve şu kadar İslâm düşmanına rağmen Ayasofya’yı aslına rücu ettirerek İslâm’ın hizmetine açan akıl, 30 Ağustos ve bu gibi günler üzerinden kendine meydan okuyanlara sessiz mi kalacak? “Ayasofya Müze olarak kalmalı” diye papağanvari bir ağızdan aynı şeyi tekrarlayan kendini milletin üstünde gören zümre yine “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” mottosuyla kılıçların çekilmesine, yemin gösterilerine alkış tutuyor.
Hepsinden daha kötüsü, 22 yıllık Ak Parti iktidarında şahsiyetli tavır gösterenler olsa bile bazı korkak ve “çıtkırıldım”cılar sebebiyle, “karşı mahalle”nin şirretlerine gereken cevap hiçbir şekilde verilmedi. İtiş-kakışlardan öteye geçilmedi. Madem “eski Türkiye yok”, “olağan şüpheli”lere gereğini yapın, bizden söylemesi.