Büyük Doğu Akıncılarının tertib ettiği "Ülkemde Siyonist İstemiyorum" başlıklı buluşma Beyazıt Meydanı'nda gerçekleştirildi.
Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun destek verdiği programa coşkulu bir kalabalık eşlik etti.
Programda terör devleti İsrail'in Gazze'de uygulamış olduğu soykırım telin edilirken Türk pasaportuna sahip siyonist katillere gereğinin yapılması konusunda da çağrıda bulunuldu.
Konuşmacıların sözleri sık sık tekbirler,"ülkemde siyonist istemiyorum" ve "Türkiye siyonizme mezar olacak" sloganlarıyla kesilirken meydana toplanan kalabalık da gittikçe arttı.
Konuşmacılar ümmetin birlik içerisinde olmasıyla aşılamayacak problemin olmadığını vurguladı. Aynı zamanda boykot konusundaki hassasiyetin de devam etmesi gerektiği hatırlatıldı.
Programın kapanış konuşmasını yapan Kökler Derneği Başkanı Saadettin Ustaosmanoğlu; bu zulmün durması için Müslümanların 24 saat mesai yapmayı öğrenmeleri gerektiğini, en büyük eksiğin de propaganda gücünde olduğunu söyledi. Program Ustaosmanoğlu'nun duası ve Büyük Doğu Akıncılarının basın açıklamasıyla bitti.
Büyük Doğu Akıncılarının basın açıklaması:
“Bütün hamdler âlemlerin Rabbi Allah'a olsun. Salat ve selam Siyonistlerin dedelerini Hayber'de kılıçtan geçiren Muhammed Mustafa'nın (sallallahu aleyhi ve sellem) üzerine olsun.
İslam yolunda ve mazlum safında omuz omuza tek bir cemaat olan değerli STK'lar, gruplar, kurumlar, parti yetkilileri, bizi burada dinlemeye gelen her kesimden değerli Müslüman Anadolu evlatları ve basın mensupları, hepiniz hoş geldiniz.
Tüm dünyanın malumudur ki katil İsrail şebekesi kurulduğu günden bugüne Müslüman'ın kanını, çoluk çocuk, yaşlı demeden dökmektedir.
Hamas'ın şanlı 7 Ekim saldırısından önce de durum böyleydi. 7 Ekim saldırısı ise katil İsrail şebekesine bir tokat gibi indi. Zayıflıkları, zaafları görüldü. Bir avuç Kassam mücahidi her şeyi idare ettiği sanılan İsrail'i gafil avladı. Kendilerinin dünyayı idare ettiğini sanan Siyonistler, İlahi bir tecelli ile rezil edildi, bir put daha kırıldı. Cakası bozulan şerefsiz Siyonistler, psikolojik bir travma ile kuduz köpek gibi Filistinli masum sivillere saldırarak onlara yönelik katliamlarına başladı. Bu adi saldırılar 7 Ekim'den bu yana aylar geçmesine rağmen ne Kassam'ı ne de onurlu Gazze halkını yıldırabildi. Çünkü onlar Siyonistlerin kurduğu sahte dünyaya inanmıyorlardı. O izzet ehli insanlar, sahici bir mümin olarak dünyayı yalnız Allah'ın idare ettiğine, gücün de yalnız Allah'ın olduğuna iman etmişlerdi. Gazze ehlinin İlahi bir tecelli ile kalplerine inen bu duruşu, tavrı, edası İsrail'in tüm insanlığa attığı sahtelik ağını yırttı attı. İdrakleri iğdiş edilmiş insanlar, sahici manada yaşamak nedir gördü ve bildi. İdrakleri kimin iğdiş ettiğini anladı ve yaşadıkları sahte ve karanlık dünyayı sorgulamaya, maskesi düşen pislik Siyonistlerin iğrenç yüzünü haykırmaya başladı. Nihayetinde bu güruh, tüm dünyada tiksinilen ve istenmeyen bir kavim haline geldi. Bizim buraya toplanma amacımız da tam olarak bu. Maskeler düşmüş, sahte ile gerçek, doğru ile yanlış, iyi ile kötü, yiğit ile kalleş ayrılmıştır. Artık hiçbir mazeret de kalmamıştır. Ana karnındaki yavruyu anası ile birlikte katleden Siyonistlere hiçbir mazeret türetilemez. Hele de İslam için feda-i can eden ecdadımızın kanları ile suladığı, yurt edindiği bu topraklarda katil, aşağılık Siyonistlerin hiçbir işi olamaz. Bu topraklarla bağı olan hiçbir kimse bu aşağılık güruhu asla savunamaz. Ayrıca bu mübarek topraklardan bu katillere asla petrol ve sair lojistik sağlanamaz ve bunun hiçbir mazereti olamaz.
Zira Allah Teala’nın Enfal suresinde buyurduğu gibi;
"Kafirler bile birbirlerinin yardımcılarıdır, eğer siz bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesad olur."
Biz müminler olarak kafirlerin değil birbirlerimizin yardımcısı olmalıyız. Eğer böyle yapmazsak fitne ve fesada duçar oluruz.
Yine Allah Teala’nın Tevbe suresinde buyurduğu gibi;
"Eğer Allah yolunda elbirliğiyle sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir."
Ey Müslüman Anadolu, vakit el birliğiyle sefere çıkma vaktidir.
Zira 7 Ekim saldırısı sadece Gazze için yapılmış bir saldırı değildir. Bu saldırı, Müslüman Anadolu toprağı olan Türkiye'yi ve dünyayı ifsad eden Siyonist mekanizmaya karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı, ecdadımızın din için feda-i can ettiği Anadolu topraklarında ve tüm dünyada Yahudi hegemonyasından kurtulmak için bir işaret fişeğidir. Bu savaşın tarafları sadece İsrail ve Filistinliler değildir. Bu savaşın tarafları Yahudi hegemonyasına girenler ile buna başkaldıranlardır. İşte burada toplanan bu kalabalık da aynı şekilde bu alçak hegemonyaya boyun eğmeyen yiğitlerden müteşekkildir.
Yahudi hegemonyasını kabul edenler ise bu toprakların evladı olamaz ve bu topraklarda asla vatandaşlık iddia edemezler. Her şeyden evvel bu dinimize, ecdadımıza bir hakarettir. Bu topraklar imanın, şühedanın topraklarıdır. Türkiye'de vatandaşlığı olduğu halde İsrail'de askerlik yapan katiller derhal savaş suçundan yargılanmalı ve vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.
Ey Müslüman Anadolu, bunları tanı, seni kendine yabancılaştıran bu şebekeyi bil. Ve kendine şu soruyu sor;
Kurtuluş Savaşında dini ve vatanı için canlarını feda eden şehitlerimiz, bu topraklarda çocuk katili Siyonistler barınsın, vatandaşlıkları olsun, insanımız ahlaksızlaşsın, topraklarımız bu kirli yapının ekonomik çıkarlarını beslesin diye mi şehit oldular?
Kassam oradan kıracak zinciri, biz buradan kıracağız.
Ve bir gün kavuşacak ellerimiz, bizi birimize el kılanlara inat.
Yaşanmaya değer hayatı işte o zaman tadacak, Siyonistlerin kurduğu bu müesses nizamı işte o vakit başlarına geçireceğiz.
Bu mücadelenin ilk adımı olan Siyonistlerin ülkemizden defedilmesi için yaptığımız bu gösteri İnşallah birçok hayırlara vesile olacaktır. Allah'ın yardımı mücadele edenleredir.
Allah'ın yardımını celbetmek için hep beraber haykıralım; Ülkemde Siyonist İstemiyorum.
Yaşasın İslami Mücadelemiz
Yaşasın Akın yolunda birleşenler.”