Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı için planlanan modern kampüsün Türkiye’nin diplomasi geleneğine ve küresel duruşuna yakışır bir eser olacağını söyledi ve Gazze başta olmak üzere bölgedeki gelişmelere ilişkin güçlü mesajlar verdi.
Erdoğan, törenin anlamına ve bakanlığın tarihine değinerek, mevcut binanın 1988’den beri hizmet verdiğini, son yıllarda artan ihtiyaçlarla dağılmış bir yapıya dönüştüğünü anlattı. Yeni yerleşkenin 548 bin metrekarelik bir arsa üzerinde, 334 bin 500 m² kapalı alanla; protokol bloğu, ofis yapıları ve konferans merkezinden oluşacağını belirtti. Projenin günlük 6 bin kişiye hizmet verecek kapasitede; 1.600 araçlık otopark, 750 kişilik konferans salonu, 2.600 kişilik yemekhane ile geniş yeşil alanlar içereceğini aktaran Erdoğan, binanın hem fonksiyonel hem de simgesel bir eser olacağını vurguladı.
Daha sonra dış politika ve bölgesel gelişmelere değinen Erdoğan, dünyanın giderek daha öngörülemez hâle geldiğini, Türkiye’nin bu koşullarda milletin çıkarlarını koruyacak şekilde diplomasi yürüttüğünü söyledi. “Gerektiğinde sesimizi yükseltiyor, gerektiğinde tarafları aynı masaya getiriyoruz” diyen Erdoğan, Türkiye’nin hem yumuşak güç unsurlarını hem de gerektiğinde sert güç kabiliyetini kullanabildiğini ifade etti.
Erdoğan, dış politika ilkelerini şöyle özetledi: istikrarı korumak, barışı sağlamak ve kardeşlik bağlarını güçlendirmek. “Bizim boş lafla işimiz olmaz; diplomasi nezaket dilidir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı, aynı zamanda hak ve çıkarlar söz konusu olduğunda geri adım atmayacaklarını vurguladı. “Hiçbir tahrik bizi hedeflerimizden alıkoyamaz; provokasyona gelmeyiz” dedi.
Konuşmasında Gazze’ye ilişkin sert sözler de kullanan Erdoğan, “İsrail’in vahşi saldırıları altında hayatta kalma mücadelesi veren Gazzeli mazlumların yanında olmamızı kimse engelleyemez” ifadelerini kullandı. Suriye, Yemen, Lübnan, Katar ve diğer bölgelerdeki kardeşlerle dayanışmayı sürdüreceklerini belirten Erdoğan, zulüm ve barbarlığa karşı tarih boyunca olduğu gibi bugün de direnmeye devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, Kudüs’e ilişkin duygularını da dile getirerek, Türkiye’nin tarihsel olarak şehre hizmet ettiğini ve Doğu Kudüs üzerindeki haklardan vazgeçmeyeceklerini kaydetti: “Kudüs-ü Şerif’i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz.” Sözlerinde, bölgedeki zulüm ve zorla yerinden etmeye karşı kararlı duruşunu yineledi.