Başkan Erdoğan'dan, Putin ve Esed'a davet mesajı gelebilir

0
Başkan Erdoğan'dan, Putin ve Esed'a davet mesajı gelebilir
Kazakistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi Cuma günü, Cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed'e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir." dedi.

Erdoğan uçak dönüşü şunları söyledi:

Astana'da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi münasebetiyle gerçekleştirdiğimiz Kazakistan ziyaretini tamamladık. Malumunuz zirveye Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev'in davetine icabetle şeref konuğu olarak katıldık. 2022 yılında Özbekistan'da yapılan Liderler Zirvesi'ne de özel misafir sıfatıyla katılmıştım. Türkiye 2012 yılından bu yana Teşkilat'ın diyalog ortağıdır. Bu çerçevede iştirak ettiğimiz zirveye davetli diğer ülkelerin de katılımıyla bugün gerçekleştirilen oturumda hitap ettik. "Sürdürülebilir barış ve kalkınma arayışında çok taraflı diyaloğun güçlendirilmesi" teması altında düzenlenen oturumda cari küresel meydan okumalar bağlamında görüş alışverişinde bulunduk. Hitabımda Gazze başta olmak üzere coğrafyamızı tehdit eden sınamalara karşı çok taraflı diyaloğa, iş birliğine ve dayanışmaya duyulan ihtiyacın önemini vurguladım. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir uluslararası sistemin inşa edilmesi için çalıştığımızın altını çizdim.

Arabuluculuk mesajı

Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelensky ile çatışmaların başladığı ilk günden itibaren görüşüyoruz. Bu görüşmelerde "arabuluculuğumuz nereye varabilir, nereye kadar tesiri olabilir?" bunları konuları ele alma imkanımız oldu. Nitekim, bugün de yine Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile yaptığım görüşmede arabuluculuk konusunu ele aldık. Özellikle Karadeniz Tahıl Koridoru konusunda çok iyi bir başlangıç yaptık. Biliyorsunuz koridordan 30 milyon ton tahıl nakli gerçekleştirdik. Burada yeni bir süreci başlatmayı, kendilerinin ısrarla üzerinde durduğu gibi Batı'ya tahıl sevkiyatını bir kenara bırakarak, Afrika ve diğer gıda güvenliği bakımından hassas bölgelere Türkiye üzerinden bir koridor oluşturma fikrine nasıl yaklaştıklarını sordum. Sayın Putin, "Ben, bu konuda İstanbul Tahıl Girişimi hedefini aynen koruyorum" yanıtını verdi. Bunu geliştirmemizde fayda var. Çünkü Putin'in Avrupa'ya, karşı bir bakışı var. Bu süreçte Avrupa Rusya'yı hedefe koyduğu için, Rusya da Avrupa'ya ve Batı'ya olumsuz bakıyor. "Benim imkanlarımdan orası istifade etmeyecek" diyor. Afrika ile ilgili ise "onlar yoksul oldukları için tüm imkanlarımla ben seferber olurum" yaklaşımı içindeler. Türkiye'yi zaten bu konuda farklı bir yere koyuyorlar. Onun için biz bu çerçevede görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Şimdilik koridorun Rusya ayağında "nasıl bir mesafe alabiliriz, onların bize ne gibi desteği olur?" bunu çalışacağız. Bu konuda da alacağımız neticeyle inşallah Karadeniz Tahıl Koridoru'nu yeniden işler hale getireceğimize inanıyorum. Bu savaş ne Rusya'ya ne Ukrayna'ya kazandırıyor. Savaşın tek kazananı kan ve ölüm tüccarlarıdır. Ben artık tansiyonun düşürüleceğine ve barış zemininin inşa edilebileceğine inanmak istiyorum. Biz o zemini oluşturmak ve korumak noktasında, bugüne kadar olduğu gibi, üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

Suriye

Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi Cuma günü, Cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed'e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir. Altyapısı yok olmuş, halkı darmadağın hale gelmiş Suriye'nin yeniden ayağa kalkması ve istikrarsızlığın son bulması elzemdir. Sahada son zamanlarda sağlanan sükunet, akıllıca politikalar ve önyargılardan uzak ve çözüm odaklı yaklaşımlarla barış kapısını aralayabilir. Bölgedeki istikrarsızlığın başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütlerine hareket alanı sağlaması, bir sorundur.

El birliği ile ayrımsız bir biçimde bu terör yapılarının kökünün kazınması, Suriye'nin geleceğinin inşası için mühimdir. Suriye'nin demokratik altyapısının inşası, kapsayıcı ve onurlu bir barışın sağlanması ve tüm bunlara Suriye'nin toprak bütünlüğü temelinde yaklaşılması önemlidir. Suriye'de esecek barış rüzgarları ve bütün Suriye'de hayat bulacak barış iklimi, çeşitli ülkelere dağılmış milyonlarca insanın ülkelerine geri dönmeleri açısından da gereklidir. Biz komşumuz Suriye'ye dostluk elimizi daima uzattık ve uzatırız. Adil, onurlu ve kapsayıcı yeni bir toplum sözleşmesi temelinde kucaklaşan, müreffeh, bir ve bütün Suriye'nin her zaman yanında oluruz. Yeter ki Suriye, bu büyük kucaklaşmayı başlatsın ve her alanda toparlansın.

Kayseri ve Suriye’deki gerginlik

 Ülkelerin değil PKK/PYD/YPG, DEAŞ gibi örgütlerin rahatsızlığı söz konusu. Onların böyle bir buluşmayı, Suriye'nin yeniden ayağa kalkmasını istemedikleri ortaya çıkıyor. Fakat Suriye'nin kuzeyinde biliyorsunuz birçok yapılanma mevcut. Bunların içerisinde Türkiye ile münasebetlerini süratle iyileştirmek isteyenler de bulunuyor. Nitekim bu Suriye'nin kuzeyindeki olaylar başladıktan sonra Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa Bey, devreye girdi ve süratle bu olumsuz gelişmeleri hemen olumluya çevirdiler. Türkiye içinde de Kayseri'deki hadisede güvenlik güçlerimizin süratli müdahalesiyle hava sakinleşti ve bir an önce olumlu neticeyi her tarafta aldık. Ülkemizde kısa süreli bu tür durumlar ortaya çıksa bile bunların uzamasına zaten müsaade etmeyiz. Suriye tarafında da terör örgütlerinin karşısında olan yapılar böyle bir duruma izin vermez. Türkiye'de de ırkçı, akımlar oluşturup kardeşlik iklimini bozmayı amaçlayanlar, karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme gayretindeler. Fakat biz bu oyunları da, nasıl bozacağımızı da çok iyi biliriz. Alçakça bir hadise üzerinden kaos planlayanlara da, istismarlara da müsaade etmeyiz. Kayseri'deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır, yapmaktadır. Bu ülkede kimsenin kendini devletin kolluk kuvvetlerinin, yargısının, hükümetinin yerine koymasına izin vermeyiz. Onlar kendi sinsi planlarının güçlü olduğunu zannedebilir, ancak bizim kardeşliğimiz, birliğimiz ve beraberliğimiz tüm oyunları bozmaya muktedirdir.

Şanghay İşbirliği Teşkilatı

Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nın yapısına bakıldığında Rusya'nın Türk Devletleri ile ilişkilerinin olduğu çok açık net ortada. Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nda ağırlıklı olarak zaten Türk devletleri bulunuyor. Bu Türk devletlerinin buradaki gücü daha da artacak. Biz de Şanghay İşbirliği Örgütü'nde Rusya ve Çin ile olan münasebetlerimizi daha da geliştirelim diyoruz. Bizi de buraya diyalog ortaklığı şeklinde değil de diğerleri gibi Teşkilat'a ortak olarak alsınlar diyoruz. İran en sonunda Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girdi. Bunun yanında yine Pakistan orada üye. Şu anda 9 daimi üye bulunuyor. Türkiye'yi bu ülkeler arasında yer alamaz diye bir şey yok, bu belki biraz zaman alır.

Yorum Yazın