Röportajın tamamının tercümesini editoryal müdahalede bulunmadan veriyoruz.
İsrail merkezli UnXeptable isimli medya kuruluşuna konuşan Aguilar, Gazze’deki açlıkla boğuşan sivillerin bu yardım merkezlerinde nasıl insanlık dışı muamele gördüğünü şöyle anlattı:
“Onlar insan ve hayvan muamelesi görüyorlar. 2018’de Suriye’de Baghuz Fawqani’de teslim olan IŞİD savaşçılarına bile bundan daha fazla insanlık gösterdik. Gazzeli sivillere IŞİD’e gösterdiğimizden daha az insanlık gösteriyoruz. Bu, yapılan zulmün seviyesini anlamak için yeterlidir.”
Aguilar, Amir isimli küçük bir çocuğun hikayesini de paylaştı. Amir, Aguilar’ın elini öperek “elinde kalan azıcık yiyecek için” teşekkür etmiş. Aguilar, “Yerde bulduğu yarım torba pirinç vardı. Ayakkabısı yoktu. O kadar zayıftı ki kıyafetleri üstünden dökülüyordu” dedi. Amir’in yardım merkezine ulaşmak için 12 kilometre yürüdüğünü, vardığında ise “ufak tefek kırıntılar için bile teşekkür ettiğini” söyledi.
Aguilar’a göre Amir ve oradaki kadın, çocuk, bebek dahil pek çok sivil, merkezden çıkarken İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından biber gazı, ses bombası ve mermiyle hedef alındı. Aguilar şöyle devam etti:
“Kalabalığın içine ateş açıyorlardı. Filistinli siviller, insanlar, kurşunlarla yere düşüyordu. Amir de onlardan biriydi. 12 kilometre yürüyüp aç halde geldi, kırıntı aldı, teşekkür etti ve öldü. Bu her gün oluyor. Masum sivillere ateş açılıyor.”
Democracy Now! adlı programa verdiği röportajda Aguilar, “Gazze’de tanık olduklarım yalnızca distopik, kıyamet sonrası bir manzarayla tarif edilebilir. Biz – yani Amerika Birleşik Devletleri – bu zulmün, bu soykırımın ortağıyız. Açlık yok, kıtlık yok diyen herkese sesleniyorum: Utanın. Bu insanlık dışıdır,” dedi.
Aguilar, yardım merkezlerinin kasıtlı olarak ölüm tuzağı şeklinde kurulduğunu, aktif savaş bölgelerine yerleştirildiğini ve bunun bir tesadüf olmadığını ifade etti:
“Bu dağıtım merkezleri yalnızca ölüm tuzağı haline gelmedi, zaten baştan o şekilde tasarlandılar. Tüm dağıtım noktaları aktif savaş bölgelerine inşa edildi. Bu tesadüf değil. Aç, silahsız bir nüfusa yardım sağlamak için insani yardım merkezlerini aktif savaş bölgelerine kurmak, Cenevre Sözleşmesi’ne aykırıdır. Bu, uluslararası insani hukuka aykırıdır. Bana göre insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.”
Aguilar, IDF ve ABD’li paralı askerlerin bu merkezlerde aç sivilleri katlettiğini ve herhangi bir angajman kuralının bulunmadığını belirtti. “Silahsız sivillere karşı ölümcül ve ölümcül olmayan güç rastgele kullanılıyor. Kendimizi Hamas’a karşı savunmuyoruz. Silahsız bir halka karşı güç kullanıyoruz,” dedi.
Aguilar ayrıca şunları aktardı:
“Bize M855 yeşil uçlu mühimmat verildi. Bu mermiler zırh delici özellikte, öldürmek için tasarlanmıştır. UG Solutions’taki tüm görevlilerde şu anda bu mühimmat var. Her birinde 210 adet zırh delici savaş mühimmatı bulunuyor. Silahsız bir halka karşı kendimizi savunmak için bile bu cephaneye ihtiyaç yok. Bu başlı başına bir savaş suçudur.”
Yardım dağıtımının da bilinçli olarak yetersiz bırakıldığını ve sivillerin “yem olarak” kullanıldığını söyleyen Aguilar, “Bu merkezler yem at, bekle ve öldür yöntemiyle işliyor. Dağıttığımız yiyecek miktarı kesinlikle yeterli değil,” ifadelerini kullandı.
Röportajı şu çağrıyla bitirdi:
“Gaza Humanitarian Foundation fonları kesilmeli, kapatılmalı. Birleşmiş Milletler yeniden tam kapasiteyle Gazze’ye dönmeli. ABD destek vermeli. Bu vakfa verilen 60 milyon dolar, BM’nin 400 yardım noktasını tekrar faaliyete geçirmesi için kullanılmalı. Günde 2.1 milyon kişiye yemek sağlanmalı.”
