Anadolu Ruhu'nu oluşturan kıraat kitapları 5: Muhammediyye

0
Anadolu Ruhu'nu oluşturan kıraat kitapları 5: Muhammediyye
“Muhammediyye”, dilinin keyfiyeti vesîlesi ile okuyucu ve dinleyicilerinin irfânını yükseltmiştir. Kıraat meclislerinde, hanımların toplanarak evlerde okumalarının yanında mekteb ve medreselerde ders kitabı olarak da okutulmuştur.

G e l i b o l u l u Yazıcıoğlu Mehmed (v. 1451) (kuddise sırruh) Hazretleri’nin babası “Şemsiyye” isimli meşhur eserin sâhibi Yazıcı Salih’dir.

Zâhirî ilimlerde kuvvetli bir ilim tahsil etti. Bâtınî yolculuğa ise Hacı Bayram Velî(v.1430) (kuddise sırruh) ile çıktı. Hacı Bayrâm-ı Velî, Sultan İkinci Murad (aleyhi’r-rahmet-i ve’l-ğufrân)ı ziyâret için Edirne’ye gidip Ankara’ya dönerken Gelibolu’ya uğradığında Yazıcıoğlu Mehmed, “Envârü’l-Âşıkîn” isimli eserin müellifi olan kardeşi Ahmed Bîcan (kuddise sırruh) ile birlikte ona intisâb etmiştir. Hilâfeti olmasına rağmen irşâd postuna oturmamış, Gelibolu Namazgâhı yakınında günümüzdeki adıyla Hamzakoyu sahillerine bakan büyük bir kayaya oyulmuş iki hücreden ibaret çilehânesinde yaşamaya başlamıştır.

Gelibolu ahâlisi kendisinden Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi vesellem) Efendimiz’in hayatını anlatan bir eser ricâsında bulunmuş fakat bunda tereddüt etmişti. Rüyâsında Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi vesellem) Efendimiz’in kendisinden böyle bir eser beklediğini bildirmesi üzerine “Megâribü’z-Zamân”ı Arabca kaleme almıştır.

Eserin rağbet görmesi üzerine Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi vesellem) ile ilgili kısımları manzum olarak “Muhammediyye” ismi ile Türkçe’ye tercüme etmiştir. Kardeşi Ahmed Bîcan’dan “Megâribü’z-Zamân”ın tamamının Türkçe’ye çevrilmesini istemiş ve Ahmed Bîcan Hazretleri de eseri telifle genişleterek tercüme etmiş ve “Envârü’l-Âşıkîn”i yazmıştır.

“Muhammediyye” üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yaratılış, ikinci bölümde peygamberlerin husûsiyetleri ve Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi vesellem) Efendimiz’in hayatı, mûcizeleri ve ona salât getirmenin fazîletleri anlatılırken, üçüncü bölümde kıyâmet ve âhiret bahisleri ele alınmaktadır.

“Muhammediyye”, dilinin keyfiyeti vesîlesi ile okuyucu ve dinleyicilerinin irfânını yükseltmiştir. Kıraat meclislerinde, hanımların toplanarak evlerde okumalarının yanında mekteb ve medreselerde ders kitabı olarak da okutulmuştur.

“Mevlid-i Şerif” gibi tüm Türk dünyasında sıkça okunan-dinlenen eserler arasında yer almaktadır. Evliyâ Çelebi eserin binlerce hâfızının bulunduğunu belirtmektedir. Bu tür hâfızlara ve eseri okuyanlara Mesnevî okuyanlara Mesnevîhan, Mevlid-i Şerif okuyanlara Mevlidhan denmesi gibi “Muhammediyyehan” demek âdet olmuştur.

İsmail Hakkı Bursevî (kuddise sırruh) Hazretleri’nin “Ferâh’ur-Ruh” isimli eseri, “Muhammediyye”nin şerhidir. “Muhammediyye”nin bir diğer büyük husûsiyeti de şudur ki, eser dokuz binden fazla beyti ile en büyük ilk manzum Türkçe eser olarak kayıtlara geçmiştir.

Yorum Yazın