Akşam gazetesi yazarı Yusuf Alabarda bugünkü yazısında, dün orduya teslim edilen Altay tankı üzerinden son dönemde Türkiye'de savunmadaki gelişmeleri yazdı:
"Dün Eurofighter savaş uçaklarının imzaları atılırken, bugün Kara Kuvvetleri için ALTAY tankının teslimat töreni vardı.
Bugün sadece üç adet ALTAY'ın teslimatı değil, aynı zamanda BMC'nin Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi'nin resmî açılışı da yapıldı. Bu tesiste ALTUĞ 8X8 zırhlı araçların da çok adetli üretimleri gerçekleştirilecek. Sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değil, dost ve müttefik ülkelerden gelecek zırhlı araç ve tank siparişleri de bu üretim tesislerinden karşılanabilecek.
12 ÜLKEDEN BİRİ OLDUK
Türkiye bu noktadan sonra dünyada kendi tankını üreten 12 ülkeden biri haline geldi.
ALTAY tankında son derece gelişmiş yerli ve millî teknolojiler bir araya geliyor. ROKETSAN'ın özgün zırh teknolojisi, ASELSAN'ın AKKOR ve VOLKAN-II gibi çözümleri, MKE'nin 120 mm baş topu ile 7.62 mm silahı, BMC'nin ağır sanayi gücüyle buluştu. HAVELSAN da tankın eğitim sistemleri ile alakalı çok yenilikçi ürünler ortaya koydu.
BATU MOTORU DA GELİYOR
Hâlihazırda 400 beygir gücünde yerli TUNA motorları Kara Kuvvetleri'nin zırhlı araçlarında aktif olarak kullanılıyor. BMC POWER, ALTAY tankı için 1.500 beygir gücünde BATU motor ve transmisyonu geliştiriyor. Tank üzerinde test edilmesi için ilk teslimatı dahi yapıldı. Çok yakın bir zamanda ALTAY'ın BATU ile teslim edildiğini de göreceğiz. Bu yıl ve önümüzdeki yıl teslim edilecek tanklarda Güney Kore menşeili güç grubunun kullanıldığı sır değil. Bunu şimdiden ifade edelim ki, daha sonra KAAN'da olduğu gibi dünyadan haberi olmayanlar bunu yeni bir bilgiymiş gibi pazarlayıp ortalığı ayağa kaldırmasın.
ZIRHLI BİRLİKLERİN ÖNEMİ ÜZERİNE
Vurucu gücü yüksek, çevik, modern tank ve zırhlı araçlar piyadeye moral kaynağı olarak artan bir özgüven sağlıyor. Devriye, sınır güvenliği, cephede karayollarının kontrolü ve meskûn mahal operasyonlarında zırhlı araçlar kritik görevleri başarıyla yerine getiriyor. Zırhlı birliklerle icra edilen bu faaliyetler, ele geçirilen bölgeleri kalıcı olarak elde tutmayı, dolayısıyla diplomatik anlamda 'masaya' güçlü oturmayı mümkün kılıyor.
Alan kontrolü için piyade, tank, top ve zırhlı unsurlar hâlâ muharebe sahasının olmazsa olmazları, yani tanklara karşı uygulanan tehditlerin sayısının artması tank devri bitti diye okunamaz.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda, Ukrayna ile mukayese edilemeyecek büyüklükteki Rus hava gücü ve Rus donanması beklenilen katkıyı veremedi. Ukrayna tarafı ise sadece kamikaze drone saldırıları ile bölge kontrolü ve cephede ilerleme sağlayamıyor.
Keza, ABD ve İsrail, Yemenli Husileri son derece gelişmiş B-2 Spirit bombardıman uçaklarıyla, F/A-18, F-15 ve F-35 savaş uçaklarıyla defalarca vurdu. Ancak arzu ettikleri kalıcı başarıyı sağlayamadılar. Bugün Husiler hâlâ Yemen'de varlığını sürdürüyor çünkü vurdukları bölgede kara güçleri yok.
Dolayısıyla cephede alan hâkimiyetinin sağlanmasından uzun vadeli devriye ve kontrol faaliyetleri, ancak modern zırhlı birlikler sayesinde mümkün oluyor.
YERLİ ZIRHLI ARAÇLARIN İHRACAT BAŞARISI
Yeri gelmişken yerli zırhlı araçların dünyadaki başarısından söz etmek gerekiyor. Türk savunma sanayiinin sadece SİHA'lardan meydana gelmediğinin özellikle bazı çevrelerce anlaşılması gerekiyor. Bugün Nijer'den Senegal'e, Romanya'dan Macaristan'a, Katar'dan Umman'a, Estonya'dan Ukrayna'ya kadar onlarca ülke Türkiye'de üretilmiş zırhlı araçları kullanıyor. Yerli firmalar, dünyanın hemen hemen her yerindeki savunma sanayi fuarlarına aktif katılım göstererek yoğun pazarlama faaliyetleri yürütüyor. ABD, Çin, Almanya ve Güney Kore gibi ülkelerle kıyasıya rekabet ediyor."


