Yasin Aktay: Senin taşın İsrail’e mi, İsrail’e taş atanlara mı?

0
Yasin Aktay: Senin taşın İsrail’e mi, İsrail’e taş atanlara mı?
"Burada sözüm aslında Gazze ile dayanışma konusunda hedefi şaşırıp kendini Gazze’ye “yeterince destek vermeyenlere” İsrail ve dostlarından daha fazla saldırırken bulanlara."

Yeni Şafak gazetesi yazarı Yasin Aktay bugünkü yazısında, Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan, uluslararası sularda terör devleti İsrail'in saldırısına uğrayıp tutsak düşen Küresel Sumud Filosu gönüllülerine saldıranlara "Senin taşın İsrail’e mi, İsrail’e taş atanlara mı?" diye sormuş:

"Aksa Tufanı’nın farklı bilançoları ortaya konulabilir. Gazze’de şehit düşen 70 binden fazla insan, neredeyse yüzde 90’ından fazlası tamamen tahrip edilmiş bir şehir, yaralanmış ve sakat kalmış yüz binin üstünde insanın ardından Hamas’ın zaferine bazı insanları ikna etmek zor. Belki orada şehit olan 250 bin insanın ardından bir Çanakkale Zaferi’nden bahsetmenin mantığını hatırlattığımızda ikna olabilecekler var. O zafer ki, Mehmet Akif’e Çanakkale Destanını yazdırtmış, içinde yaşatır gibi o zaferin bütün anlam ve dehşetini bir asırdır okuyanların kalplerine ekip duruyor.

Kuşkusuz ona bile ikna olmayacaklar çoktur. Bu da çok önemli değil. Neticede insanların meselelere, olaylara bakış farklarını tamamen gidermenin bir yolu yok.

Gazze mücahitleri bu yola girdiklerinde kimden ne beklediler ki? Kassam Tugayları’nın sözcüsü Ebu Ubeyde İsrail’in barbarca, yamyamca saldırılarının en kesif şekilde yüklendiği ve çoluk çocuğu en vahşice katlettiği demlerde Müslüman liderlere sesleniyordu: Sakın haaa, sizden yardım beklediğimizi düşünmeyin, aman haa rahatınızı bozmayın. Biz yardımı Allah’tan bekleriz sadece. O ise kimi layık görürse, yardımı onun eliyle zaten yolar bize. Hiçbir yardım gelmese de bu yolda şehit olmamızı takdir etmişse, bununla da bize mutlaka hayrı murat etmiştir. Vallahi bundan dolayı yüksünecek değiliz. Bu bir cihat ya zaferle veya şehadetle sonuçlanacaktır. Her ikisi de hesaba dahildir. Ordularınızla bizim yanımızda gelip savaşmanızı hiç beklemedik beklemeyeceğiz, ama bari sizin ümmetinizin evlatları, çocukları, kadınları, yaşlıları açlıkla tehdit edilirken, onlara yardımlarını ulaştırmakta acizlik sergilemeyin!


EBU UBEYDE KENDİ KAHRAMAN HALKIYLA BİRLİKTE GİRİŞTİĞİ BU MÜCADELENİN ZORLUKLARINA BÜTÜN HALKLARIN KATLANAMA-YACAĞININ ELBETTE FARKINDAYDI
Ama kalbi kendileriyle birlikte olanlara yapabileceklerinin listesini de sunuyordu. Bu yolda yapılabilecek hiçbir şeyden geri durmamak. Her şey yapılamıyorsa da hiçbir şey yapılamaz değildir elbet. Elleriyle şerri defedemeyenler dilleriyle, yazılarıyla, eylemleriyle, sosyal medya paylaşımlarıyla, miting meydanlarındaki varlıklarıyla, sloganlarıyla, boykotlarıyla. Herşey şey yapılamıyorsa da hiçbir şey yapılamaz değildir.

Bu çağrılar da karşılığını buldu aslında. Kısmen Gazzelilerin çağrısıyla kısmen de olaya şahit olan vicdanların ayaklanmalarıyla Filistin meselesi kısa bir süre içinde bütün dünyanın meselesi haline geldi. Bugün Filistin sadece Filistinlilerin meselesi değil, dünyada bütün özgürlük ve insanlık onuru mücadelelerinin anahtar kelimesi haline geldi. Filistin basitçe ezilen, zulmedilen, çaresiz ve mağdur bir halk değil, dünyanın sömürgeci katil hegemonyalarına karşı direnişin de sembolü olarak büyük bir prestij kazanmış oldu. Bu konuda ortaya konulan hiçbir çaba, hiçbir eylem, hiçbir adım küçümsenemez, itibarsızlaştırılamaz, yok sayılamaz.

AMA TAM DA ZALİMLERİN SAFINDAKİ ŞEYTAN DA BURADA GİRER DEVREYE
Bu yolda ortaya konulan çalışmalar arasında kıyaslamalar yoluyla aynı hedefi dövmek üzere yola çıkan insanlar arasına fitneler koyar. Gazze için yapılan eylemlere koşan insanları, kendi evlerinden, bu yolda hiçbir emeği olmayan insanların bir küçümsemesi, bir kıyaslaması ve aşağılaması var. Konuştukları dile bakılırsa, Gazze için çok daha büyük işler yaptıklarını, Gazze ile yatıp Gazze ile kalktıklarını, orada ölenler için yanıp tutuştuklarını zannedersiniz. Hiç alakası yok. Hedefleri daha iyi, daha etkili, daha stratejik bir mücadele veya performans değil, sadece yapılanları küçümsemek, böylece yapılanları anlamsızlaştırarak insanları bu tür eylemlerden de caydırmak. Oysa bu tür eylemler, az veya çok her biri birine eklenerek bugünkü neticeyi getirmiştir. Bugün Filistin bütün dünyanın meselesi haline gelmişse, İsrail bütün dünyada rezil rüsva olmuşsa bu eylemlerin her birinin eklendiği toplamla olmuştur. Karıncaların ateşi söndürmek üzere taşıdıkları sularla olmuştur her şey. Taraflarını çekinmeden her zeminde belli eden insanlar sayesinde olmuştur. Bunun bile bir değerinin olduğunu bilmeyen var mıdır?

Gazze eylemlerine koşan insanların gerçekten bir samimiyetleri varsa hedefleri hiçbir zaman Gazze için zaten bir şeyler yapanlar olmaz. Bu yolda kim ne yapmışsa tavrını ve yerini belli etmiştir, o zulme karşı Gazzelilerden yanadır, GAZZE DOSTUDUR ve Gazze temelinde bir dostluk hissiyle yaklaşılmalı.

BU YOLDA YAPILMIŞ EN GÜZEL EN ETKİLİ EN ŞIK EYLEMLERDEN BİRİDİR SUMUD HAREKETİ
Ne yalan söyleyeyim gıpta ile baktığım bir hareket. Ben de bir aşamada katılmak için girişimde bulundum, eşim de bensiz gidemezsin deyip o da dahil olmak için bütün hazırlıklarını yapmaya başladı. Nasip olmadı, gidemedik. Ancak gidenlerin kesinlikle bu yolda büyük bir kahramanlık yapmış olduklarına inanıyoruz. Bunu Gazze halkı da mücadelenin içinde olan insanlar da büyük bir takdirle karşılamışken, birileri gidip gelen insanların dönüşte sergiledikleri sevinci kendilerine çok görüyor, şov diyor, Gazze’yi unutturacak haller, 3-4 şovmen diyerek asıl kendi iğrenç şovuna bir bahane yapıyor.

Hele bir de daha önce Ehl-i Sünnet adına Ehl-i Sünnet’in ahlakına sığmayan bir garip tekfirciliği dolayısıyla eleştirdiğimiz bir tarihçi 7 Ekim’den beri Müslümanlar adına tam bir vicdan ve gayret öncüsü gibi koşturan Ayçin Kantoğlu’nu en münasebetsiz ve en ahlâksız şekilde eleştirmez mi?

SENİN DERDİN İSRAİL Mİ İSRAİL’E TAŞ ATANLAR MI?
Şeytanı taşlayanları taşlayacak noktaya geldiysen, kimin mahallesinde neyin iddiasını taşıyorsun behey gafil!

Ayrıca Sumud Filosu Gazze’yi nasıl unutturacak be akıllım? Bütün varlığıyla, A’dan Z’ye Gazze’yi gündemde tutma amacı ve işlevini hakkıyla yerine getirmiş bir hareket Gazze’yi nasıl unutturmuş olabilir? Bu mu sizin aklınız? Bu mu sizin ilminiz? Derdiniz ne? Bu lakırdılarla Gazze cephesi mi daha fazla güçleniyor Siyonistlerin cephesi mi? Sadece buradan baksalar nereye düştüklerini görürler. Tabii, düştükleri yere bile isteye düşmüyorlarsa?

Burada sözüm aslında Gazze ile dayanışma konusunda hedefi şaşırıp kendini Gazze’ye “yeterince destek vermeyenlere” İsrail ve dostlarından daha fazla saldırırken bulanlara. Onları bilmeden de olsa İsrail ve dostlarının safına düşüren ciddi bir gaflet hâli. Birşok muhasebeye ihtiyaçları var.

Bir başka akıllı da Sumud’a katılan Greta Thunberg’in akıllıca konuşmalarıyla bizimkilerin coşkulu tutumlarını karşılaştırarak bir “dincilik” analizi kasmış. Greta bir insan olarak zulmü teşhir etmeye, insanlığı savunmaya gitmişmiş de dinciler ise Allah’ı pazarlamaya şov yapmaya gitmiş imiş.

“Dinci” tabirinin Türkiye’de gavurların Müslümanlara bir yakıştırması olduğunu söylemiştim. Bunu yapan yıllarca Müslümanlar arasında gerçekten de “dincilik” yaparak ekmek yemiş birisi ise söylediğinin müşterileri tam da gavurlar olur. Nitekim paylaşımının altına ne kadar Hamas düşmanı, Filistin ve Müslüman düşmanı Siyonist, Kemalist varsa üşüşüp nemalanmaya çalışmış.

Oysa Greta da Türkiye’den katılanlar da tek bir amaçla gittiler ve hepsi de Gazze’deki insanlık davası için herkesin yapabileceğinden epey fazlasını yapmış oldular. Aralarında kişilik ve mizaç farkı, üslup ve yetenek farkı olması çok doğal ama buna dayanarak aralarında bir samimiyet veya kategorik ayırım yapmak soykırımcı Siyonizm lehine fitne fücurdan başka bir anlam taşımaz.

Hülasa, Gazze için elinden geleni yapan herkes değerlidir. Selam olsun."

Yorum Yazın