Yahudi tarihçi ve akademisyen Ilan Pappe, New Arab'ta yayımlanan kapsamlı makalesinde, Filistin'deki şiddet olaylarının temel nedenlerini ve bu durumun çözüm yollarını analiz etti. Pappe, Filistin topraklarındaki mevcut çatışmaların, Siyonizm'in bir yerleşimci sömürge projesi olarak başlamasından bu yana süregelen bir dekolonizasyon mücadelesi olarak tanımladı.
Sömürgeleştirme ve şiddetin kökenleri
Pappe, makalesinde Filistin'deki şiddetin kökenini 19. yüzyılın sonlarında Siyonizm'in bir yerleşimci sömürge projesine dönüşmesiyle başlatıyor. Bu proje Filistin topraklarında yerli halkın sistematik bir şekilde ortadan kaldırılmasına dayanıyordu. Pappe, "Siyonist hareketin şiddet içeren doğası, yerli nüfusu ortadan kaldırma amacına dayanıyordu. Bu şiddet, Filistinlilerin varoluşsal mücadelesi karşısında daha da şiddetli hale geldi" diye yazdı.
Dekolonizasyon: Şiddetin kaçınılmaz süreci
Pappe, Filistin'deki çatışmayı sadece iki taraf arasındaki bir savaş olarak değil, sömürgeleştirilen bir halkın özgürlüğü için verdiği dekolonizasyon mücadelesi olarak tanımladı. Makalesinde, "Tarih boyunca dekolonizasyon süreçleri genellikle şiddet içermiştir ve bu şiddet, sömürgeci güçler tarafından başlatılmıştır. Filistin de bu durumdan farklı değildir. Sömürgeci proje sona ermedikçe bu şiddetin bitmesi mümkün değildir" ifadelerine yer verdi.
Siyonizmin ortadan kaldırılması ve çözüm önerisi
Makalesinin en çarpıcı bölümlerinden biri, Pappe'nin Filistin'deki çözüm önerisini sunarken kullandığı şu ifadeler: "Filistin'de kalıcı barış ve normal bir yaşamın sağlanması, Siyonizm'in ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir." Pappe, Siyonizmin kökünün kazınmasının, Filistin halkının özgürlüğe kavuşması ve bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için şart olduğunu ifade etti.
Pappe, bu bağlamda, İsrail'in Filistin'e yönelik şiddetini sadece bir savunma olarak nitelendiren yaklaşımı eleştiriyor ve şunları ekliyor: "İsrail'in şiddeti, tarihsel olarak saldırgan bir politikaya dayanıyor ve bu şiddetin meşru müdafaa olarak sunulması, gerçeği çarpıtmaktan başka bir şey değil."
Siyonist ideolojiye karşı uluslararası baskı çağrısı
Makalesinde ayrıca, Pappe, uluslararası topluma İsrail'in uyguladığı politikalar karşısında daha fazla baskı yapma çağrısında bulunuyor. Uluslararası baskının önemini "Sömürgecilik karşıtı hareketlerin başarısı, uluslararası toplumun bu politikalara karşı durmasıyla mümkündür." diyerek ifade eden Pappe, Gazze'deki son şiddet olaylarını bu bağlamda değerlendirirken Filistinlilerin direnişini bir kurtuluş mücadelesi olarak tanımladı.
Tarihi perspektiften Filistin'deki şiddet
Pappe, Filistin'deki şiddetin tarihi arka planına da geniş yer veriyor. 1882'deki ilk Siyonist yerleşimlerden başlayarak, 1948 Nekbe'sine kadar uzanan süreçte Filistinlilerin maruz kaldığı sistematik şiddeti detaylandırıyor. Makalede, İsrail'in tarih boyunca uyguladığı şiddetin bir sömürgeci projeyi sürdürmek amacıyla yapıldığını vurguluyor.
Özellikle, 1948'de Filistin'in yarısının etnik temizlikle boşaltıldığını belirten Pappe, bu şiddetin sadece bir başlangıç olduğunu ve İsrail'in, Filistinlilerin direnişi karşısında her seferinde daha büyük bir şiddet dalgasıyla karşılık verdiğini dile getirdi.
"Gazze'deki soykırım"
Pappe, makalesinin son bölümünde, Gazze'deki son şiddet olaylarını "soykırım" olarak nitelendirdi. İsrail'in Gazze'ye yönelik politikalarının, bu bölgedeki Filistinlilerin sistematik bir şekilde yok edilmesi amacı taşıyor. Pappe, Gazze'deki durumu bir ölüm sahası olarak tanımlıyor ve İsrail'in buradaki şiddetinin, Filistin topraklarının Filistinlilerden arındırılmasını hedefleyen daha büyük bir planın parçası olduğunu savunuyor.