Sosyal medyadaki 'Türkiye, İsrail'e silah satıyor' manipülasyonları hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Bolat, "Bu tarz haberler terör örgütleri ile bağlantılı sitelerde verilmişti. Bunlar Türkiye'nin silah ve mühimmat satıyormuş gibi bir suçlanma şekliydi. Bir kere sitelere bakacaksınız bunlar güvenilir siteler mi? Bunlar devlete savaşa açan siteler. Bunların haberlerine ilk bakışta inanmak son derece yanlıştır. Biz araştırdık bulduk. İletişim Başkanlığı ile konuyu paylaştık. Milli Savunma Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığımız açıklama yaptı. Bu iddialar yurt dışı kaynaklı devlete düşman siteler tarafından kurgulanan manipülasyonlardır. Seçime günler kala iktidara 1-2 puan oyunu düşürebilir miyiz çabaları bunlar. " dedi.
Bakan Bolat, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
Hükümetin sürekli 'İsrail'le ticaret' suçlamalarıyla sıkıştırılmak istenmesi, bazı marjinal siyasi unsurların ve terör örgütlerinin "fake" hesaplarıyla yapılan itibarsızlaştırma çabalarıdır. Bunu İsrail istihbaratı da destekliyor. Alt kategoriye baktığımızda birisi jel yakıtı biri de çakmak gazı çıktı. Silah mühimmatı denilen şey balıkçılıktaki zıpkın. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in saldırısı başladıktan 20 Mart'a kadar olan tarihte karşılıklı ticaret yüzde 33 azaldı. Hükümet, kamu kurumları ve devlet şirketleri olarak asla İsrail firmalarıyla ticaret yapılmıyor.
Pandemi sonrası yaşanan fahiş fiyatlar hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Bolat, "Fahiş fiyatla mücadele, zararlı ürünler, tüketiciyi aldatmaya yönelik ürünler, yanıltıcı-aldatıcı reklamlarla mücadele alanında denetimlerimizi yapıyoruz. Özellikle gıda ürünleriyle alakalı olarak da Tarım Bakanlığımızın denetim ekipleriyle birlikte hareket ediyoruz. Devlet olarak vatandaşımızın, stokçuluk veya karaborsacılık faaliyetlerine maruz kalmaması için ihracattan taviz veriyoruz. Covid geldi, üretim düştü. İnsanlar karantinada, evlerde kaldı. Fabrikalar kapandı. Arz-talep zincirlerinde büyük kopmalar meydana geldi. Tüm bunlar yaşanırken ağır bir deprem meydana geldi. Bu depremin de 105 milyar dolar maliyeti geldi. Bu yaklaşık 2,5- 3 senede ödenecek çok önemli bir maliyet. Bir de bunun yükü ile karşı karşıya geldik. İhracat yapılan ürünlerde içeride arz azalınca fiyatların artabileceği durumlarda da ihracatı kısıtlayabiliyoruz. Bunları uyguladık. Kesinlikle vatandaş lehine, tüketici lehine ihracatta fedakarlık yapabiliyoruz" şeklinde konuştu.