Tercüme | Ateşkes sürecini Gazze’deki soykırıma ortak olanları yargılamak için kullanmalıyız

0
Tercüme | Ateşkes sürecini Gazze’deki soykırıma ortak olanları yargılamak için kullanmalıyız
Gazze'de yaşananlar, sadece Filistin milletinin değil, tüm dünyanın vicdanını ilgilendiren bir trajedidir. Toufic Haddad, bu yazısında Gazze’deki soykırımın boyutlarını ve uluslararası sorumlulukları ele alıyor. Yazı, yaşananların hafızalarda silinmemesi ve sorumluların adalet önüne çıkarılması gerektiğini vurguluyor.

İsrail-Hamas ateşkesi haberleri duyulduğunda, Doha’daki Al Jazeera Arapça sunucusunun sesi titredi. Bu hissi anlamamak mümkün değil; zira kendisi ve ekibi son iki yıldır Gazze’de yaşanan soykırımı anbean takip ediyordu. Hatta Al Jazeera çalışanları da defalarca hedef alınıp katledildi…

Gazzelilerin bugün hissettiklerini yalnızca tahmin edebiliriz; onların yaşadığı şeylerin tanımı lügatte yok...

Ateşkese şüpheyle yaklaşmak için Gazzeli bir Müslüman olmaya gerek yok. Son iki yılda birçok kez ateşkes ilan edildi; hala da ediliyor. Herkes bilir ki, İsrail birkaç tuşa basarak katliamlarına yeniden başlayabilir. Tarih, böyle anlaşmaların ayrıntılarında büyük tehlikeler barındırdığını gösterir; bu tür vaziyetlerde asimetrik bir güç ilişkisi vardır, anlaşmalar aşamalı uygulanır, garantörler güvenilmezdir ve detaylar kapalı kapılar ardında müzakere edilir.

Dünya, son iki yıldır sosyal medyadan canlı yayınlanan korkunç bir katliama tanık oldu. Dünya güçleri katliamları izlemekle yetindi.

Uluslararası sistem ve liberal siyaset, defalarca çifte standart gösterdi, felç oldu ve korkakça davrandı. Bu soykırım, çoğunluğu silahsız sivil olan, 70 yılı aşkın süredir BM gözetiminde yaşamış bir “mülteci” topluluğa karşı işlendi.

Bu topluluk, günümüz İsrail’inde kaybettikleri mülkler için haklı taleplere sahipti. 58 yıldır işgal altında yaşadılar; son19 yıldır da acımasız bir abluka altında hayatlarını idame ettirmeye çalıştı. Tüm bunlara rağmen, hakları ve endişeleri defalarca görmezden gelindi.

İsrail’in soykırımı özellikle bu savunmasız nüfusu hedef aldı. İsrail açlığı silah olarak kullandı. Gazze’ye düşen bomba miktarı beş nükleer bombaya eşdeğerdi. Netanyahu yönetimi savaş suçlarını defalarca işledi, bir de bunları kaydererek sosyal medyadan paylaştı. Bu sadece Netanyahu ve sağ koalisyon hükümetiyle sınırlı kalmadı; İsrail muhalefeti de katliamı meşrulaştırdı. İsrail meclisinin yüzde 80’i, Gazze’de etnik temizliği destekledi.

Avrupa ve Batılı demokrasiler de katliama diplomatik, politik, askeri ve ekonomik destek sağladı. Bu destek; finans, silah, dijital kolaylıklar, istihbarat paylaşımı ve medya desteğiyle devam etti. Hâlâ da ediyor.

Ateşkes sadece soykırımı durdurma meselesi değil; bu suçları işleyen, destekleyen ve sürdüren güçleri de sorgulama ânıdır. İsrail devleti, soykırımın ideolojik ve politik zeminini oluşturdu. Öyleyse İsrail’i destekleyen siyasiler, devletler de bu işten sorumludur. Soykırıma destek veren faillerin adalet önüne çıkarılması, bu suçları sürdüren aygıtlardan hesap sorulması gerekir. Bu bir “savaş” ya da “çatışma” değil, akademisyenler, insan hakları örgütleri ve BM’nin de vardığı ortak analizle bir soykırımdır.

İsrail, Gazze’de etnik temizlik yapmaya çalıştı. Bu plan, Gazze halkının direnişi sayesinde engellendi. Gazze halkı, sürekli bombardıman ve terör kampanyasına rağmen “hayır, buradayız” dedi, topraklarını savundu ve birbirlerini örgütlemeye çalıştı. Uluslararası dayanışma hareketi de bu direnişi destekledi, İsrail’in uygulamalarına akılcı mazeretler sunan söylemleri çürüttü.

67 binden fazla kişi Gazze’de hayatını kaybetti; gerçek rakamların bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu fedakârlıklara saygı göstermek, suçluların peşini bırakmamak anlamına gelir.

Ateşkes, olup-biteni seyretmek için yapılmadı; bu süreci hesap sormak için kullanmalıyız. İsrail, insan haklarına saygılı bir devlete dönüşmeyecek; Netanyahu hükümeti etnik temizliği yavaş yavaş sürdürmek için ateşkesi kullanabilir. Göreceksiniz, İsrail yeniden askeri harekete başvuracak.

Şimdi, katliama katılan tüm aktörleri ve pasif kalan bürokratları teşhir etmek, sorumlu tutmak ve soykırımı mümkün kılan siyasi-ekonomik ağları çözmek zorundayız.

  • Next Social

Yorum Yazın