Teklifin, "Türkiye Yüzyılı Adaletin Yüzyılı" vizyonunun hukuki zeminini güçlendirmek amacıyla hazırlandığını ifade eden Yüksel, teklifte hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, adalet hizmetlerinin etkinliğinin artırılması, suçla daha etkin mücadele edilebilmesi, infaz adaletinin sağlanmasına yönelik düzenlemelerin bulunduğunu bildirdi.
Yüksel, 2002'den bugüne çok sayıda önemli düzenlemenin hayata geçirildiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde "Yargı Reformu Strateji Belgeleri" ile reform sürecinin ortaya konulduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ve "2025-2029" yıllarını kapsayan "4. Yargı Reformu Strateji Belgesi"nin reform sürecini derinleştirdiğini vurguladı.
10 kanunda değişiklik ve düzenleme içeren teklifin 30 maddeden oluştuğunu, Denetimli Serbestlik Sistemi'ne ölçülülük ve etkinlik getirileceğini anlatan Yüksel, teklifle, hükümlülerin aldıkları cezayla orantılı olarak belirli bir süreyi ceza infaz kurumunda geçirmelerinin sağlanacağını, cezanın etkinliğinin ve caydırıcılığının daha da artırılmasının amaçlandığını belirtti. Yüksel, şunları söyledi:
"Teklifle, denetimli serbestlikten yararlanmak için cezanın beş günden az olamayacak şekilde en az onda birinin infaz kurumunda geçirilmesi zorunlu hale getirilmektedir. Bu düzenlemeyle cezasızlık algısının önüne geçilmesi amaçlanmakta, cezanın caydırıcı ve ıslah edici niteliği güçlendirilmekte, cezanın infazı sürecinde adalet duygusu pekiştirilmektedir. Teklifle, ikinci defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlülere de koşullu salıverilme imkanı tanınarak infazda adalet ve ölçülülük ilkesi gözetilmiştir. Bu düzenleme ile cezanın tamamını cezaevinde geçirme zorunluluğu yerine hükümlüye süreli hapis cezasının dörtte üçünü iyi halli olarak infaz etmesi durumunda koşullu salıverilme kapısı aralanmaktadır. Böylece hükümlünün kurallara uyumu ve ıslah çabası ödüllendirilmekte, hükümlüye rehabilitasyon şansı verilerek yeniden suç işlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır."
Teklifin, "suçluların cezalandırılması ve ardından topluma kazandırılması yöntemlerini" araştıran suç bilimi dalı "penoloji"nin gelişmelerine ve insan onuruna saygılı infaz anlayışına uygun yaklaşımı yansıttığını dile getiren Yüksel, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar lehine olacak şekilde uygulanacak özel infaz usullerinin kapsamının genişletileceğini belirtti.
Şiddetle etkili ceza yaptırım sistemiyle mücadele edileceğini dile getiren Yüksel, kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama ve tehdit suçlarının cezalarının yükseltileceğini bildirdi.
Meskun mahalde silahla ateş etme suçunun cezasının da artırılacağını, kamuoyunda "kurusıkı" olarak bilinen silahların suç kapsamına dahil edileceğini belirten Yüksel, bu suçun düğün, nişan ve asker uğurlaması gibi kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek cezada artırıma gidileceğini ifade etti.
Yüksel, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde araç kullanma suçunun cezasının da yükseltileceğini aktararak, "Trafikte yol kesme ayrı bir suç olarak tanımlanmakta ve bu fiiller bakımından ağır yaptırımlar öngörülmektedir." bilgisini paylaştı.
Etkin infaz sisteminin, cezanın yalnızca "cezalandırma" aracı olmadığını, aynı zamanda bireyin ıslahı, caydırıcılık ve hükümlünün topluma yeniden kazandırılması gibi çok yönlü amaçlara hizmet ettiğini belirten Yüksel, şunları kaydetti:
"Özellikle infaz kurumlarında geçirilen sürelere ilişkin düzenlemeler, denetimli serbestlik uygulamalarında ölçülülük ilkesi ve rehabilite edici yaklaşımlar, ceza adaletinin gerçek anlamda tecelli etmesine önemli katkılar sunmaktadır. Kanun teklifiyle, infaz adaletini sağlamanın ötesinde kamu güvenliğini, toplumun huzurunu, ceza adalet sisteminin etkinliğini önceleyen bir bakış açısı ortaya konmaktadır. Hukuk devleti ilkesini temel alarak hazırlanan bu düzenlemelerin, ülkemizde adalete olan güveni artıracağına, toplumsal huzuru ve kamu güvenliğini daha da güçlendireceğine inanıyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, hukuk devleti ilkesine bağlılığımızı ve insan merkezli adalet anlayışımızı bu teklif yoluyla bir kez daha teyit ediyoruz. Kanun Teklifini, 31 Mayıs Cumartesi günü saat 16.00'da Komisyonumuzda görüşmeye başlayacağız."