“Elbette bu iki isimle alâkalı tutuklama kararının çıkarılması, vicdanları kısmî olarak hem rahatlatmıştır hem de rahatsız etmiştir.” diyen Yusuf Alabarda şöyle konuştu:
“Uluslararası Ceza Mahkemesi ve onun tehdit edilmekten dahi korkmayan yargıçları vermiş olduğu kararla Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile ilgili tutuklama kararı aldı. Bu tutuklama kararıyla alâkalı Akşam Gazetesi’nde bir yazı kaleme aldım. Yazıda, açık bir şekilde de paylaştım bunu; elbette bu iki isimle alâkalı tutuklama kararının çıkarılması, vicdanları kısmî olarak hem rahatlatmıştır hem de rahatsız etmiştir. Netanyahu ve Gallant ile ilgili bir tutuklama kararının çıkması, UCM’nin ağır tehditler altında bu kararı verebilmesi anlamında çok kıymetliydi. O açıdan vicdanları bir nebze de olsa rahatlattı.”
Terör devleti İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımdan sadece iki kişinin sorumlu olmadığını kaydeden Alabarda, “Bu kararların Netanyahu-Gallant ile sınırlı kalmaması gerekir. Sistematik bir şekilde, sadece Müslüman olduğu için soykırıma tâbi tutulan Gazzelilerin ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinli Müslüman Arapların haklarının görüşmeleri Adalet Divanı’nda devam edecektir. Sadece Netanyahu ve Gallant değil, aynı zamanda bir soykırım kararı çıkarsa İsrail savunma kuvvetleriyle, bu işin karar mekanizmasında olan her kim varsa hepsi Nazi muamelesi görüp, dünyaya ibret olacak şekilde bir karara bağlanmalıdır. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in “soykırımlar unutulduğunda tekrarlanır” sözü bu perspektif içerisinde son derece kıymetlidir.” ifâdelerini kullandı.
UCM’nin kararının küçümsenmemesi gerektiğini vurgulayan Yusuf Alabarda, “Netanyahu ve Gallant hakkında çıkmış olan kararı küçümseyenlerin olduğunu görüyorum; fakat bu tutuklama kararının çıkması Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırımla ilgili emarelerin görüldüğünü, davanın açılmasına karar verilmesini basit hamleler olarak görmüyorum. Çok zor şartlar altında alınmış bir karar oldu bu.” diye devam etti.
Alabarda UCM’nin tehditlere rağmen bu kararı aldığını belirterek, “Aylar öncesi değerlendirmemizde de bundan bahsettik… ABD Senatörü Lindsey Graham 24 Mayıs 2024’te ne diyordu; “UCM’nin canı cehenneme. BM’ye bağlı bu sözde uluslararası adalet örgütüne karşı çıkmanın zamanı çoktan geldi ve geçti bile. İsrail’e karşı önyargıları çok büyük. İsrailliler, çocukları canlı kalkan olarak kullanan Hamas katillerine ve teröristlerden oluşan taburlara yönelik operasyonları durdurmasını istemesi komik. İsrail bunları göz ardı edecektir.” Lindesy Graham’ın, 12 senatör ile birlik olup ABD’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni nasıl tehdit ettiklerini de biliyoruz. Amerikalı senatörler, UCM’ye karşı attığı imzalı mektubu karşınıza bizzat getirmiştik. Joe Biden dahil birçok kişi tarafından tehdit edilen yargıcın bu kararı alması, elbette o kadar kolay bir konu değil. MOSSAD Başkanı Yossi Cohen, UCM’nin savcısını ve ailesini de tehdit etmiş. (Guardian) UCM Savcısı Kerim Han, MOSSAD tarafından tehdit edilirken, ki MOSSAD dünyanın en büyük eli kanlı terör örgütüdür; buna rağmen bu kararı aldı. Şapka çıkartılması gereken bir olay. Alınmış olunan kararları bu perspektiften baktığımızda küçümsememek lâzım. Graham şimdi ne diyor peki? “UCM’nin kararını destekleyenlere de günlerini göstermeliyiz. UCM hukukun üstünlüğü ilkesini ayaklar altına alan ve siyasî saiklerle hareket eden haydut bir örgüttür.” UCM’nin savcılarına 12 senatör tuttu, tehdit yayınladı; bu tehditler ABD başkanı düzeyine kadar çıkartıldı. Arkasından MOSSAD, UCM’nin yargıçlarını tehdit etti.” dedi.
Alabarda şöyle devam etti:
“Nasıl sadece Hitler değil de Naziler ceza aldıysa, İsrail’de de bu şekilde olmalı; sadece Netanyahu ve Gallant yargılanmamalı. İsrail’e silah veren, L. Graham, Joe Biden ve İngiltere’nin Hindistan’dan devşirilme getirilen başbakanı Rishi Sunak gibi zihniyet yargılanmayacak mı? Gazze’de 50 bin insan, çoluk-çocuk-kadın demeden katledildi; Türkiye’de Siyonizm’in konuşan ağzı gibi ekran karşısına geçip “cilalanıp cilalanıp” piyasaya salınmış bu adamların vicdanlarda mahkûm edilmesi gerekmiyor mu? “İsrail’e bir şey yapamazsınız, yaparsanız kafanıza odunlar vururlar” diyen, kendisini Batı ve Siyonizm’in uşaklığına teslim etmiş birtakım isimler piyasada bu şekilde konuşurken; Kerim Han’ın MOSSAD tarafından tehdit edilmesine rağmen bu kararı almış olması hiç küçümsenecek bir şey değil.”
Analizin tamamı Alabarda’nın Youtube kanalında mevcuttur.