Çelik, özellikle sanal kumar ve bahis konusunun Türkiye’de toplumsal yapıyı tehdit eden bir “pandemi” boyutuna ulaştığını belirterek, bu alana yönelik en sert ve tavizsiz mücadelenin yürütüleceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyu hem Bakanlar Kurulu’nda hem de MYK’da özel olarak takip edilmesini istediğini aktaran Çelik, sanal kumar faaliyetlerinin aile dramlarına ve sosyal çürümeye yol açtığını, bunun bir milli güvenlik ve ahlak sorunu olduğunu vurguladı.
Çelik, toplantıda Mali ve İdari İşler, Teşkilat Başkanlığı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı tarafından sunumlar yapıldığını, TBMM çalışmalarının da değerlendirildiğini ifade etti.
“Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge”
Ömer Çelik, açıklamalarında terörle mücadeleye ilişkin net mesajlar verdi. Türkiye’nin hem Irak’ta hem Suriye’de terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesini hedeflediğini belirten Çelik, “Irak’ın tamamında silah bırakılması gerektiği gibi, Suriye’de de SDG terör örgütünün varlığı sona ermelidir. Odağımız terörsüz Türkiye’dir.” dedi.
Suriye Gündemi ve Göç Politikası
Suriye halkının 8 Aralık Hürriyet Günü nedeniyle yaptığı değerlendirmede Çelik, Türkiye’nin Suriye’ye yalnızca güvenlik penceresinden bakmadığını; ekonomik istikrar, altyapı ve eğitim desteği gibi alanlarda güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu söyledi. Çelik, seçim döneminde Suriyelilere yönelik tartışmalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ahlaki duruşunu bozmadığını” ve sığınmacıları “ölüme göndermeyi reddettiğini” ifade etti.
Bir yıldır Suriye’de yaşanan gelişmelerle birlikte yüz binlerce kişinin ülkelerine döndüğünü belirten Çelik, Türkiye’nin gönüllü ve onurlu dönüş sürecini desteklediğini vurguladı.
“Suriye’nin Birliği Tehdit Altında”
Suriye’nin bugün içerde üç farklı tehditle karşı karşıya olduğunu söyleyen Çelik, özellikle Lazkiye’deki Esad rejimi artığı unsurların kalkışma hazırlığına dikkat çekti. Bu unsurların Alevi ve Şii topluluklarının haklarını savunduğu iddiasıyla hareket ettiğini öne sürdüklerini belirten Çelik, “Bu kişiler Alevi veya Şii kardeşlerimizle ilgili değildir; Esad rejiminin katliamcı yapısını diriltmek isteyenlerdir. Bu ayrımı doğru yapmak gerekir.” dedi.
Gerçek anlamda mezhepsel veya etnik topluluklara yönelik bir yanlışlık olması durumunda Türkiye’nin en güçlü tavrı koyacağını vurgulayan Çelik, “Buradaki hassasiyetimiz nettir.” ifadelerini kullandı.


