Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür bugünkü yazısında, art arda yapılan yolsuzluk operasyonlarının perde arkasını yazdı:
"Son dönemde nereye gitseniz üst üste yapılan yolsuzluk operasyonları konuşuluyor. İlginç olansa muhalefet cephesinin bu olup bitenleri şaşkınlıkla izlemeleri. Çünkü onlara göre, en başta Ekrem İmamoğlu'na yönelik operasyon, kurduğu yolsuzluk "sistemi" nedeniyle değil siyaseten yapıldı. Sıkılmasalar aynı şeyi, suçüstü euro'larla yakalananlar ya da zulalarından kilolarca altın çıkanlar için de söyleyecekler.
Muhalefette böyle bir düşünce hâkim olduğu için, son dönemde Merkez Bankası'na kadar uzanan, Kapalıçarşı'yı, medyayı ve savunma sanayii şirketlerini kapsama alanına alan "yolsuzluk" operasyonları karşısında büyük bir şaşkınlık yaşanıyor.
Tablo giderek büyüyor. Sadece son birkaç ayda yapılan operasyonlara bakın. Hepsinin altında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı imzası var.
İBB'deki "İmamoğlu suç örgütü" operasyonu, Borsa'daki Investco ve Verusa Holding operasyonu, Assan Grup Askeri Casusluk operasyonu, Can Holding operasyonu, İstanbul Altın Rafinerisi operasyonu, Kapalıçarşı döviz büroları operasyonu, eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı operasyonu ve unutuldu sanılan Paramount Otel operasyonu...
TEMİZ ELLER OPERASYONU
Bu operasyonların hepsi mi CHP'nin veya siyasi aktörlerinin önünü kesmeyle ilgili?
Öyle olmadığını en iyi CHP'li siyasi aktörler biliyor. Ama bazı operasyonlar doğal olarak siyasilere de uzanacak ve uzanabilir. Hangi partiden kimlere uzanacağı bilinmez ama bilinenler de var.
Alın İmamoğlu-döviz büroları ilişkisini. Önce medyaya düşen haberi hatırlayalım:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ve Aklama Suçu Soruşturma Bürosu tarafından yapılan soruşturmada, şebekenin kara parayı akladığı ve yurtdışına gönderdiği gerekçesiyle İstanbul Laleli'deki 4 döviz bürosuna operasyon yapıldı. Bürolara ait 9 çelik kasalarda, 52 milyon euro, 47 milyon dolar, 46 milyon Türk Lirası, 44 kilogram altın ve 155 kilogram gümüş bulundu.
Peki bu döviz bürolarının İmamoğlu ile ilişkisi ne?
Şimdi gelin 6 Kasım 2023'e gidelim ve CHP'nin daha sonra "şaibeli kurultay" olarak nitelenen 38'inci kurultayından bir gün sonra gazeteci Tolga Erdoğan'ın yazdıklarına bakalım.
Gazeteci Erdoğan, kurultay bittikten hemen sonra 6 Kasım'da, 4 adet VIP UBER aracıyla, 5 Kasım Pazar günü Laleli'de açtırılan Taç Döviz, Ats Gold, Karadeniz Döviz ve Servet Döviz bürolarından 50 milyon dolar taşındığını yazmış ve şu soruyu sormuştu:
"Bu iddiayı yalanlayacak varsa Laleli Ordu Cad. 5 Kasım tarihli MOBESE kameralarını izlemeye davet ediyorum."
Savcılık o kameraları izleyerek mi operasyon noktasına ulaştı yoksa kara paranın izini sürerek mi operasyonu başlattı bilemem ama iki yıl sonra aynı döviz bürolarına operasyon yapılması en azından "siyaset-para" ilişkisine açıklık getirileceğinin işareti.
Birileri bu operasyonları iktidar içi kavgaya ya da siyasi ön kesmeye bağlasa da esas amacın ne olduğunu çok değil, üç ay önce 10 Temmuz'da yazmıştım:
"Bugün yapılan 'yolsuzluklarla mücadele' aslında bir 'temiz eller' operasyonu. Bu da 'terörsüz Türkiye' sürecinin tamamlayıcısı."
Ayrıca, Türkiye sadece bölgesel değil küresel siyasetin etkili bir aktörü oldu. Başta Gazze olmak üzere Ortadoğu'da, Afrika'da, Asya'da, Kafkasya ve Balkanlar'da siyaset üreten, sözü dinlenen güçlü bir ülke... İşin bir de ekonomi ve demokrasi boyutu var ve Türkiye, OECD ve uluslararası kuruluşlarla ilişkisinde "şeffaflığı" öne çıkarmak ve hukuk eksikliğini gidermek istiyor.
Olup bitenlere ve operasyonlara bu gözle bakmakta yarar var."