Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskyy’nin, işgal altındaki Ukrayna topraklarında Kuzey Kore askerlerinin yer aldığı yönündeki açıklaması, uluslararası kamuoyunun ilgisini topladı. Rusya ve Kuzey Kore ise bu iddiaları resmi olarak reddetti. Ancak Güney Kore istihbarat yetkilileri, Kuzey Kore’nin asker gönderdiği konusunda kesin bulgular elde ettiklerini açıkladı. Güney Kore Cumhurbaşkanı bu doğrultuda acil bir ulusal güvenlik toplantısı çağrısında bulundu. Güney Kore kaynaklarına göre, Kuzey Kore, Rusya’ya destek sağlamak için 12.000 özel kuvvet askerini dört tugay halinde konuşlandırdı.
Kuzey Kore-Rusya stratejik ortaklığı ve Kapsamlı Stratejik Ortaklık Antlaşması
2023 yılı Haziran ayında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Antlaşması, Rusya ve Kuzey Kore arasındaki işbirliğini hızlandırdı. Bu antlaşma, iki ülke arasındaki üst düzey görüşmelerin ve ikili ziyaretlerin sıklaşmasına zemin hazırladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un arasında gerçekleştirilen zirve, bu derinleşen ilişkilerin en somut örneklerinden biri oldu. Görüşmeler sonrasında, Kuzey Kore’nin stratejik önemini vurgulayan adımlar atıldı ve bu işbirliğinin bir parçası olarak silah ticareti hız kazandı.
Askeri işbirliği ve silah transferleri
Rusya ile Kuzey Kore arasındaki silah ticareti ve askeri işbirliği, Kuzey Kore’nin 200.000 mermi ve bir milyonun üzerinde topçu mühimmatı sağladığı raporlarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca kısa menzilli balistik füzeler, makineli tüfekler, tanksavar güdümlü füzeler gibi askeri teçhizatların da iki ülke arasında transfer edildiği öne sürülüyor. Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı’nın raporları, Kuzey Kore’nin yaklaşık 2.000 konteyner askeri malzeme gönderdiğini iddia etti.
Silah ticaretine dair bazı kanıtlar ise kamuya açık kaynaklarda bulunuyor. 18 Ekim’de Pyongyang’da bulunan Sunan Havalimanı’na inen bir Rus askeri jeti, transferlerin hız kazandığını gösteren detaylardan yalnızca biri. Benzer bir uçuşun 20 Eylül’de gerçekleştiği ve ardından Habarovsk’a uçtuğu rapor edildi. Kuzey Kore'nin Rason limanından, 2022’den bu yana yaklaşık 13.000 konteynerlik silah ihracatı yapıldığı da bildiriliyor.
Rusya’nın diplomatik desteği ve yaptırımlara karşı tutumu
Rusya, askeri desteğin yanı sıra diplomatik alanda da Kuzey Kore’ye kapsamlı destek sağlıyor. BM Güvenlik Konseyi’nde alınan Kuzey Kore yaptırımlarına karşı çıkan Rusya, Pyongyang'ın nükleerleşme çabalarını doğrudan destekleyen açıklamalarda bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Kuzey Kore’nin toprak bütünlüğünü ihlal eden tüm eylemleri kınayarak, ülkenin egemenlik haklarının tanınması gerektiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler'de ise Rusya’nın Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımların izlenmesini sağlayan paneli durdurması, iki ülke arasındaki dayanışmanın diplomatik bir yansıması olarak görülüyor. Özellikle BM’nin uyguladığı petrol ambargosuna rağmen, Rusya’nın Kuzey Kore’ye petrol tedarik ettiği, Birleşik Krallık merkezli bir düşünce kuruluşu tarafından rapor edilmiş durumda.
Jeopolitik ittifak: Asker konuşlandırma ve stratejik işbirliği
Rusya ve Kuzey Kore arasındaki bu gelişmeler, Kuzeydoğu Asya’daki güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek nitelikte. ABD, Japonya ve Güney Kore arasındaki üçlü güvenlik işbirliği, Moskova ve Pyongyang’ın yakınlaşmasını hızlandıran en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, ABD ve müttefiklerinin Asya-Pasifik bölgesini NATO’nun çıkar alanına dahil etmeye çalıştığına yönelik açıklamaları, Moskova’nın bu yeni ittifaklara karşı stratejik bir duruş sergileme çabasında olduğuna işaret ediyor.
Gelecek projeksiyonu ve sonuçlar
Kuzey Kore’nin Rusya’ya asker göndermesinin yanı sıra stratejik bir işbirliği çerçevesinde devam eden bu ittifak, Kuzeydoğu Asya ve Hint-Pasifik bölgelerinde kalıcı bir jeopolitik dönüşümü tetikleyebilir. Bu işbirliği, iki ülkenin hem ABD ve müttefiklerine karşı stratejik bir denge oluşturmasını hem de birbirlerinin askeri ve diplomatik çıkarlarını desteklemesini sağlıyor.
Bölgede kurulan bu yeni ittifaklar, ilerleyen dönemlerde stratejik önem taşıyan başka adımların da atılabileceğine işaret ediyor.
Kaynak: ORF