Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 19 Ekim’de sandık başına gidiyor. Ulusal Birlik Partisi İskele Milletvekili Yasemin Öztürk, Kıbrıs’ta tarihî bir seçimin yaşanacağını söyledi. Öztürk, MOSSAD’ın süreçte nasıl provokatif bir rol üstlendiği detaylarıyla anlattı.
Türkiye gazetesinden Yılmaz Bilgen'e konuşan Öztürk, bu seçimin farklı bir boyutu olduğunu ve İsrail tehdidinin çok daha belirgin hâle gelmesi sebebiyle hayatiyet kazandığını belirterek, siyonist rejimin Kıbrıs’ı işgal niyetini açıkça ortaya koyduğunu kaydetti.
TÜM GÜCÜNÜ SEFERBER ETTİ
Öztürk şu kritik bilgileri verdi:
Akdeniz’de artan gerilim ve Güneye kurulan İsrail üsleri, konuşlanan füzelere paralel Kuzeyde toplanan araziler seçimi farklı kılan unsurlar. MOSSAD ve bağlantılı kuruluşlar olağanüstü çaba yürütüyor. Tehdit dozunun yükselmesi, Kıbrıs Türkü’nün millî hassasiyetlerini olumlu etkiliyor. Sadece güneyi değil, Türk bölgesini manipüle etmeye çalışıyorlar. Tel Aviv merkezli yaygın ve sosyal medya faaliyeti yürütülüyor. Türk varlığı ile ilgili. Fitne ekiyorlar.
GÜNEYİ REHİN ALDILAR
İsrail’in şu an güneyi, Türk tehdidiyle siyaset, güvenlik, ekonomi, deniz, kara, hava trafiği açısından rehin aldığını belirten Yasemin Öztürk şu ifadeleri kullandı:
“Çok değil birkaç yıla ortada Rum devleti kalmayacak. Rumları Türk düşmanlığı ile korkutarak rehin aldılar ve bizi de farklı taktiklerle ele geçirmenin hesaplarını yapıyorlar. Özellikle sahilde toplanan araziler ve yapılan binlerce inşaat çok tehlikeli bir planın tezahürü. Türkiye ve Kuzey yönetimi bu tehdidi görmek zorunda.
Hava ve denizde tam hâkimiyet kurdular. Rum güvenlik unsurlarını İsrail gücü gibi kullanıyorlar. Tıpkı Suriye’de SDG ve Dürziler gibi. Egemenlikleri ipotek altında. İçimizde hâlen federasyon, birleşme siyasetini savunanlar var. Başta CTP olmak üzere siyasi partilerin varlık sebebi âdeta federasyon oldu. Ancak mevcut tabloda biz güneyle değil bir anlamda Tel Aviv’e bağlanacağız. Hem Türk hem de Kıbrıs Türkü ve hatta Rumlar bunu bilmek zorunda. Zaten Rum Akel Partisi bunu açıkça ifade etti. İsrail, Kıbrıs’ı bütün olarak yutmak ve iddia ettiği gibi Ada’yı Yahudi adasına çevirmek istiyor.
Siyonist proje, kuzeye yerleştirilen İsraillileri korumak adı altında bir müdahale yapmak. Bu amaçla KKTC sahiplerine milyarlarca dolarlık yatırım yaptılar. Bu seçimin önemini milletçe doğru okumak ve tavır geliştirmek zorundayız.”