TBMM’de “Terörsüz Türkiye” hedefi kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 19. toplantısını gerçekleştirdi. TBMM Tören Salonu’nda yapılan toplantıda, Komisyona sunulacak rapor için üyeler değerlendirmelerde bulundu, ayrıca İmralı tutanağının özeti okundu. Tutanakta, özerklik talebinin bulunmadığı ve silah bırakma sürecinin olumlu karşılandığı vurgulandı.
Toplantıda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, hazırladıkları siyasi tutum belgesinin Komisyonun temel ilkelerini yansıttığını belirterek, metinde terörle mücadele ile eş zamanlı olarak demokratikleşme adımlarının ele alındığını söyledi.
Şen, örgütün silah bırakması ve kendini feshetmesiyle ilgili hukuki eşiklere dikkat çekerek, “Ne önce örgüt bıraksın sonra kanun çıksın, ne de önce kanun çıksın sonra bıraksın denilebilir. Devlet somut delillerle örgütün bittiğini tespit ettiği anda Meclis isterse düzenleme yapabilir” dedi.
Uluslararası tecrübeleri de rapora aktardıklarını belirten Şen, "Terörsüz Türkiye" ve "Terörsüz Bölge" konularına da yer verdiklerini ifade etti. Şen, "Sadece Türkiye'de terörün sona erdirilmesi, PKK'nın silah bırakması, kendini tasfiye etmesi değil, çok daha ötesinde bölgenin terörden arındırılması, çok çok daha ötesinde ise ülkenin ve bölgenin terör potansiyelinin sıfırlanması amacını vurgulamaya çalıştık. Yani hiçbir şekilde içeriden ve dışarıdan böyle bir potansiyelin ortaya çıkarılıp kullanılamaması, aktive edilememesi görüşümüzü serdettik." diye konuştu
Raporun bir diğer maddesinde ise ilkesel eşik olması gerektiğini belirttiklerini, yapılacaksa bir hukuki düzenlemeden söz ettiklerini ifade eden Şen, şunları söyledi:
"Her şeyden önce bir eşiğin belirlenmesi gerektiğini vurgulamaya çalıştık. İki aşırı uç söylenebilir: 'Örgüt silahlarını bıraksın, her şeyi bitirsin sonra kanun çıksın' ya da 'siz kanunu çıkarın onlar da bırakırlar.' Bunun ikisinin de olamayacağını biliyoruz. Onun yerine terör örgütünün kendini feshettiğine, kendi varlığına son verdiğine, devletin ilgili birimlerinin somut delillerle, 'Buraya kadar gelindi, bu, terör örgütünün artık bu işleri bıraktığının anlamlı vesikasıdır. Bundan sonrasında terör örgütü yoktur, gerekli kanuni düzenlemeler yapılabilir' dediği yerde, demesi halinde devletin ilgili otoritesinin, Meclisin kendi iradesiyle, isterse bu kanunu çıkarabileceğini belirtmeye çalıştık. Yani 'en başta kanun çıkar' ya da 'bir gitsin bakalım ne oluyor' oraya bırakılmaması gerektiğini belirtmeye çalıştık."
Kamu düzeninin korunması ve risk yönetimi yapılması gerektiğinin bilindiğini, süreci sabote etmeye çalışanların olduğunun görüldüğünü aktaran Şen, raporda, bir kanun çıkarılmak istenmesi durumunda ona ilham verecek içeriklere de yer verdiklerini söyledi.
Şen, şöyle konuştu:
"Örgüt üyeliği bir suç, kendini feshetmesiyle suç ortadan kalkar. Yardım ve yataklık yapmıştır, örgüt üyesi değildir, açıktır ki örgüt kendini feshettiyse, o tescil yapıldıktan sonra tabii bunlar, yardım ve yataklıktan suçlamak da düşer. Bunlar dışarıda olanlar için. Aynı şekilde hüküm giymişlerde de bu suçlar düşer. Aynı suçlardan bir yargılanma süreci devam ediyorsa orada da mahkeme düşer. Fakat bunlara '5 yıllık adli takip olması şartıyla' diye bir ibare koyduk. Önerimiz bu şekildedir. Örgüte üyeliğin dışında terör faaliyetlerine bulaşmış kişilerin içeride olanlarına ve halihazırda dışarıda yaşamını devam ettirenlerine, Türkiye'de bulunmaları halinde dışarıdakilerin, içeridekiler gibi Türk Ceza Kanunu'nun geçerli olacağını ancak örgütün kendini feshetmesi, silahlarını teslim etmesi ve kendi varlığına son vermesi sebebiyle kamu vicdanını incitmeyecek cezai indirimler düşünülebilir, bu Meclis'in takdiridir."
Hukuki düzenlemeye yönelik ilham olması için bir öneride bulunduklarını, bunun kanun yapıcı Meclis'in takdiri olduğunu vurgulayan Şen, kişilerin topluma kazandırılması ve demokratikleşme süreçlerinde sivil toplumun devreye girmesinin önemine değindi.
Seçim, siyasi partiler, yerel yönetimler kanunları ile ilgili idari mekanizmaların daha da fazla demokratikleştirilmesinin önemini ifade eden Şen, ekonomik olarak ülke ve bölge olarak nelerin kaybedildiğine, nelerin kazanabileceğine yönelik görüşlerine de yer verdiklerini kaydetti.
AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, sürecin Türkiye’ye pranga olan terörü kalıcı şekilde bitirmeyi amaçladığını belirterek, demokratikleşme başlıklarının süreci dağıtmayacak biçimde ele alındığını söyledi.
MHP: “Terörsüz Türkiye tarihi bir hedeftir”
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ise "Terörsüz Türkiye"yi milli ve tarihi bir hedef olarak nitelendirdi.
Söz konusu hedefin can alıcı noktasını iç barış ve huzur ortamının sağlam ve sağlıklı esaslarla ilelebet sağlanması olarak tanımlayan Yıldız, "Terörsüz Türkiye" hedefini Cumhuriyet tarihinin en önemli adım ve atılımı olarak değerlendirdi.
"Türkiye Yüzyılı"nın barış, diriliş, huzur ve kardeşlik yüzyılı olduğunu belirten Yıldız, "Hiç kimseyi ayırmadan, ayrıştırmadan, ayrı görmeden, milletimizin her güzel insanıyla ortak karar, kader ve keder istikametinde tek vücut olmak mutlak sağlanacaktır. 'Terörsüz Türkiye' birlik ve beraberliğini tahkim etmiş Türkiye'dir." diye konuştu.
Provokasyon peşinde olanların heveslerinin kursağında kalacağını vurgulayan Yıldız, "Tarihi bir fırsat eşiği önümüzdedir. Terörsüz Türkiye, isabetli ve tarihi bir politikanın ilanından ibarettir. Türkiye'miz bugüne kadar hiç olmadığı kadar dirençli, güvenli ve umutlu seviyededir. Bu yüksek seviyeyi heba etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur." dedi.
Sürecin başladığı günden bu yana güvenlik güçlerinden bir kişinin burnunun dahi kanamamasını en büyük kazanç olarak nitelendiren Yıldız, "Terörsüz Türkiye'ye karşı olanlar mutlak ve mutlak kandan beslenenlerdir." ifadesini kullandı.
Komisyon olarak her kesimden insanları dinlediklerini vurgulayan Yıldız, "En sonunda İmralı Adası'nda PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ı da dinledik. Peşin olarak şunu söyleyeyim: Bu dinleme çok olumlu geçmiştir. Hiç negatif bir unsur yoktur içinde. İnşallah bu ülke tüm prangalardan kurtulacaktır ve önce bölgeye sonra da dünyaya hukuku, nizamı dağıtacaktır." açıklamalarında bulundu.
Siyasi ve hukuki değerlendirmeleri içeren bir rapor hazırladıklarını aktaran Yıldız, şöyle konuştu:
"Yasal düzenlemeler yapılması için sahadaki durumun, yani silahların teslim edilmesi, imha edilmesi, örgüt yapısının ve bağlı kuruluşların, hangi ad altında olursa olsun tamamen dağıtılması, devletin emniyet güçleri tarafından bu hususun tespit edilmesi ve bu tespitlere binaen örgütün fiili varlığının sona erdiğini yetkililer, resmi merciler tarafından ilan edilmesinden sonra önümüzde, demokrasimizin, kardeşliğimizin önünde ne kadar engel varsa el birliğiyle çözelim diyorum."


