İtirafçılar artınca panikleyen İmamoğlu, beni öldürecekler diyerek dikkat dağıtmaya çalışıyor

0
İtirafçılar artınca panikleyen İmamoğlu, beni öldürecekler diyerek dikkat dağıtmaya çalışıyor
"Adam nakit para taşımaktan bahsediyor, suçtan elde edilen geliri akladık diyor. Daha ne desin. Hâlâ dosya boş diyenlerin gerçekten utanması yok mu?"

Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük bugünkü "İBB dosyası boş öyle mi?" başlıklı yazısında, Ekrem İmamoğlu suç örgütüne yönelik operasyonlarda tutuklanan şüphelilerin art arda itirafçı olmasıyla panikleyen Ekrem İmamoğlu'nun "Beni öldürecekler" demesinin yaşadığı panikten olduğunu yazdı:

"İBB dosyasında etkin pişmanlıktan faydalananların sayısı artıyor. Dosya boş diyenler ise ne diyeceklerini bilemiyor. En son reklamcı Murat Kapki’nin kuzeni (amcasının oğlu) Berat Çağrı Kapki yapılanları itiraf etti. Bakın ne demiş okuyalım: 

“Emniyette gözaltında bulunduğumuzda yanıma Selcen isimli avukat geldi. Bana kendisinin Feyza Kapki ve Serkan Balbal tarafından gönderildiğini söyledi. Hiçbir şey bilmediğimi, sadece para çektiğimi söyleyebileceğimi söyledi. Bunları söylemem için bana baskı kurdu, hatta tehdit etti. Ferko isimli iş yerine ve Murat Kapki'ye ait Acarkent'te bulunan villaya götürdüğüm valizlerin içinde kuru temizlemeden gelen giysiler olduğunu söylememi tembihledi. Hâlbuki bu valizlerin içleri para doluydu. Gözaltındayken Şeyhmus Sarıboğa'nın, Güngör Gürman'ın ve benim ifademi Selcen isimli avukat organize etti. Amacı Şeyhmus Sarıboğa'nın serbest bırakılmasını sağlayarak şirketlerdeki işlerinin devam ettirilmesiydi. Bu sebeplerden dolayı avukatlara güvenmediğim için bu ifademi avukatsız olarak vermekteyim.

Ahmet Çiçek isimli şahsın ifadesinde de bahsettiği üzere, Murat Kapki'nin Ferko Plaza'da bulunan odasında gizli bir bölme vardı. Bu bölmede bir dolap bulunuyordu. Bu dolabın kapısı açıldığında içeride yaklaşık bir buçuk metrekare büyüklüğünde ve bir buçuk metre uzunluğunda bir kasa vardı. Paraları bu kasada tutardı. Murat Kapki, ofise gelen bu nakit paraların büyük bir bölümünü dövize çevirerek genelde dolar alırdı. Şirkette çalışan Sinan Sepetçi, dövizcileri ofise çağırırdı ve bu suretle dövizler teslim alınarak paralar kuryelere verilirdi.

Sahte faturalarla nakde çevrilip aklanan paraların büyük bir bölümü Acarkent'teki villaya, Feyza Hanım'ın himayesine gönderilirdi. Murat Kapki, gözaltına alındıktan sonra Murat Kapki'ye ait bütün şirketlerin yönetimi resmî olarak olmasa bile fiilî olarak Feyza Kapki ve Serkan Balbal'a geçti. Şirketleri bu ikisi yönetiyordu." 

Ahmet Çiçek de ifadesinde Murat Kapki için naylon fatura kestiğini, Kapki’nin odasında gizli bölme olduğunu söylemişti. 

Berat Çağrı Kapki, Serkan Balbal isimli şahıs ile Murat Kapki'nin yaklaşık 4-5 yıldır arkadaş olduklarını, beraber tatil yaptıklarını ve hemen hemen her gün beraber takıldıklarını, Murat Kapki'nin gözaltına alınmasından sonra Serkan Balbal ile Feyza Kapki'nin şirketlerin yönetimini birlikte yürüttüklerini belirterek, "Bu süreçte, suçtan kazanarak aldıkları birçok menkul ve gayrimenkulü Murat Kapki hakkındaki bu soruşturmayı öğrendikten sonra kaçırdılar" ifadesine yer verdi.

Murat Kapki'nin, suçtan akladığı nakit parayı Serkan Balbal'a elden verdiğini, Balbal'ın da bu parayı Murat Kapki'nin hesabına göndererek Acarkent'teki villayı devraldığını öne süren Berat Çağrı Kapki, ifadesine şöyle devam etti:

“Murat Kapki gözaltına alındıktan sonra Ferko'da bulunan şirkete nakit para gelmezdi. Bu süreçte paraların hepsi Acarkent'te bulunan villaya götürülerek Feyza Kapki'de toplanırdı. Bu paraları Feyza Kapki'ye genelde Şeyhmus Sarıboğa götürürdü. Feyza Kapki ise bu paraları Serkan Balbal'a verirdi. Yani Serkan Balbal, Murat Kapki'nin kasası konumundaydı. Serkan Balbal'ın bu paraları ne yaptığını bilmiyorum fakat Murat Kapki'nin kendine ait bir kısım parayı JP Morgan vasıtasıyla ABD'ye götürdüğünü biliyorum. Murat Kapki son 2 yıldır, Nişantaşı'nda bulunan Ersan Diamond isimli saatçiye sıklıkla giderdi. Burada Ersan isimli şahıstan saat alırdı, bazen de satardı fakat gözaltına alınmadan önceki 3-4 aylık dönemde Ersan'a değerli tablo satmaya başladı. Murat Kapki'nin Acarkent'te bulunan villasında yaklaşık 45-50 tane tablo vardı. Bu tabloların hepsi çok değerliydi. Tanesi yaklaşık 100 bin Amerikan doları değerinde tablolardı. Evin duvarları tamamen bu tablolarla doluydu. Duvar neredeyse hiç görünmezdi."

Berat Kapki’nin ifadesinin şu kısımları da önemli:

“Murat Kapki gözaltına alınmadan yaklaşık 2 ay kadar önce Marmaris Bozburun'da Serkan Balbal ile birlikte bir arsa satın aldılar. Bu arsayı benim üzerime yaptılar. Daha sonra ise bu arsayı Serkan Balbal'ın üzerine devrettim. Murat Kapki ile Serkan Balbal, aralarındaki para alışverişini sanki bir borç ilişkisi varmış gibi kurgulamaktadırlar. Muhtemelen ifadeye çağrıldığında birbirimizden borç aldık verdik minvalinde beyanlarda bulunacaklardır. Yine Murat Kapki, bir adet Ferrari marka aracı benim adıma yaptı. Kendisi gözaltına alınmadan yaklaşık 3 ay önce ABD'de bulunmaktayken Ferrari'sini ismini bilmediğim bir şahsa sattı. Benim adıma gözüktüğü için hesabıma gelen 21 milyon lirayı Murat Kapki'nin talimatıyla onun hesabına gönderdim."

Araba işi de böylece aydınlanmış oldu... 

İsmini verdiği 5 şirketin resmiyette her ne kadar başkaları adına olsa da hepsinin sahibinin Murat Kapki olduğunu aktaran Berat Çağrı Kapki, "Murat Kapki, emniyete tahsisli çakarlı bir araç kullanırdı fakat bu aracın kimin adına tahsisli olduğunu bilmiyorum. Bu araçla da zaman zaman nakit para taşırdık" ifadesini kullandı.

Adam nakit para taşımaktan bahsediyor, suçtan elde edilen geliri akladık diyor. Daha ne desin. Hâlâ dosya boş diyenlerin gerçekten utanması yok mu? 

Bu kadar net delillere rağmen insan biraz sıkılır. Ekrem İmamoğlu’nun “cezaevinde beni öldürecekler” demesi de biraz panikten. Çünkü etkin pişmanlıktan faydalananların sayısı artıyor ve iddialara cevap verilemiyor.  

Elbette nihai kararı mahkeme verecek."

Yorum Yazın