Fatih, Peygamberler Peygamberi’nin “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” İltifatına mazhar olmuştur. Mevzubahis galibiyet, sadece Osmanlı değil, dünya tarihinin seyrini değiştirdi.
Bir Çağ Kapanırken
Konstantinopolis, bin yılı aşkın süredir Doğu Roma İmparatorluğu'nun (Bizans) başkenti olarak, Asya ve Avrupa arasında bir köprü işlevi görüyordu. Şehir, stratejik konumu ve kültürel mirası ile biliniyordu. Ancak, uzun yıllar süren iç çatışmalar ve iktisadî zorluklar nedeniyle zayıflamıştı.
II. Mehmed, genç ve azimli bir hükümdar olarak, İstanbul’u fethetmeye kararlıydı. Bu hedef doğrultusunda devrin en büyük toplarını döktürdü ve güçlü bir donanma oluşturdu. 6 Nisan 1453'te başlayan kuşatma, yoğun top atışları ve denizden yapılan saldırılarla devam etti. Osmanlı ordusunun mühendislik harikası hamleleri, özellikle Haliç'e gemileri karadan yürütmesi, kuşatmanın kaderini belirleyen adım oldu.
Büyük Taarruz ve Yeni Çağ’a ilk adım
29 Mayıs 1453 sabahı, Osmanlı ordusu büyük bir taarruz başlattı. Yoğun çatışmalar sonunda Bizans savunması çöktü ve Osmanlı askerleri şehre girdi. Ayasofya'ya ulaşan Fatih Sultan Mehmed, burada namaz kıldı ve şehri fethettiğini ilan etti. Orta Çağ son buldu, Yeni Çağ açıldı. Fatih’in adı, yeryüzünün gördüğü en büyük komutan ve entelektüel hükümdarlardan biri olarak hâlâ zikredilir. Bu yüce şehrin asıl sahibi Osmanlı öncesi İstanbul’a gelen sahabiler ve onların davasını yürütenlerdir.