İsmail Kılıçarslan'dan AK Parti’nin liberallerine bir hatırlatma

0
İsmail Kılıçarslan'dan AK Parti’nin liberallerine bir hatırlatma

Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan bugünkü "AK Parti’nin liberallerine bir hatırlatma: Türkiye’nin ekseni Türkiye’dir" başlıklı yazısında, Ak Parti içinde yer alan liberallerin batıcı tavırlarını sürdürmelerini eleştirdi. 

"Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye kazandırdığı en önemli ufuklardan biri, belki de birincisi Türkiye ile ilgili yerleşik algıyı değiştirmeye cesaret ederek “Türkiye’nin ekseni Türkiye’dir, Türkiye’nin merkezi Türkiye’dir” önermesini yerleşik hale getirmesi oldu.

“1839’da açılan parantez kapandı” diyemeyiz elbette. Daha çok yolumuz var ama “Türkiye’nin ekseni Türkiye’dir” cümlesini yeniden kurabilmiş olmak bile kaybolmuş özgüvenimizi tamir, ortadan kalkmış hedeflerimizi restore etme fırsatı sunuyor bize.

1839’dan beri çareyi “gelişmiş Batı’ya raptolmak” ile bu raptoluşun alternatifleri arasında bir sarkaçta geçiren Türkiye artık ilk defa “Başka bir Türkiye mümkün” diyebiliyor.

Öyledir. Tanzimat’ın ilanını takip eden süreçte ortaya çıkan Osmanlı aydın tipinin ekserisi Osmanlı’nın tepetaklak gidişine karşı tek çareyi “Batı’nın bir uydusu, mandası, sömürgesi” olmakta görmüştür. Buna karşı çıkan bazı diğer aydınlar da Türkçülük, İslamcılık ve sonradan Bolşeviklik gibi yine Türkiye’nin eksenini ister istemez kaydıracak kimi başka yollara sapmışlardır.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin o cumhuriyeti kurmayı başaran ekibi Batıcıdır ve neredeyse 100 yıldır bu Batıcılık ile diğer alternatifler arasında adil olmayan bir mücadele sürüp gitmektedir.

Tayyip Erdoğan, adına “Türkiye merkezli Türkiye modeli” diyebileceğimiz bir model inşa etmeye çalışarak Türkiye’yi kendisinde başlayıp kendisinde bitmeyecek, “yurtta sulh cihanda sulh” yavesine teslim etmeyecek, belirli bir güç merkezinin gönüllü askerliğini kabul etmeyecek bir yere doğru ilerletmeye çalışıyor.

Bizim Balkanlardan, Afrika’dan, Uzak Asya’dan, Avrupa’dan, hatta Amerika’dan “dikkatle takip” edilmemizin en önemli nedeni bu model.

Yineliyorum. Bu modelde muazzam bir mesafe alınabilmiş değil. Önümüzdeki kayalar çok sert. Memleketin içindeki tuzaklar çok fazla. Ama tüm bunlara rağmen umut var ve bilirsiniz ki Türkler için umut varsa sonuç da vardır.

Gelelim AK Partili liberallere yapacağım hatırlatmaya.

Kendilerini politik deha zanneden bu adamlar, çok vahim iki hata yapıyorlar. Birincisi Tayyip Erdoğan’ın politik vizyonunu ve hedeflerini “yönetilebilir” sayıyorlar. Kendilerini Tayyip Bey’den daha “akıllı” sanıyorlar çünkü. Aslında Ahmet Davutoğlu isimli şahsın düştüğü hataya daha sofistike şekilde düşüyorlar. Ahmet Davutoğlu isimli şahıs “Tayyip Bey bu meselelerden anlamaz” cümlesini ulu orta sarf etmekten çekinmezdi. Sofistikasyon kabiliyeti yoktu çünkü. Bu AK Partili liberaller “O konuda yeni bir yaklaşım geliştirmemiz gerekiyor” falan gibi cümleler kurmayı da öğrendiler, her gün çok sayıda insanla iletişim kurarak “şuraya dikkat” falan gibi yaygınlaştırma çalışmalarını da başardılar.

İkincisi, Tayyip Erdoğan’a “biz ölümüne ölümüne” diyen o esas seçmeni yok sayıyorlar, önemsemiyorlar. O esas seçmenin duyarlılıklarını temsil etmek yerine bazen mama lobisinin, bazen LGBT ideolojisinin, bazen Nusayrilerin, bazen Amerika’nın, bazen Rusya’nın safında yer tutup o esas seçmeni de “eğitilebilir” buluyorlar.

Açık söyleyeceğim: Hem Tayyip Erdoğan hem de o esas seçmen sizi bir eğitir ki aklınız durur. “Kaplumbağa terbiyecisi” resmindeki kaplumbağalara dönersiniz.

İşin tuhafı bu adamların akıllanmaya da yanaşmıyor oluşu. Bin türlü numarayla yerel seçimde aday yaptıkları hiçbir isim başarılı olamadı ama bu herifler bu başarısızlıkla yüzleşmeyi değil, bu başarısızlığı başkalarına ihale etmeyi seçtiler. Çünkü kendilerini hep çok akıllı, başkalarını da hep çok saf sayıyorlar. Ama da işte o mızrak o çuvala göre yapılmamış. Bu çok belli.

Bir AK Partili liberali, Türkiye’yi “az gelişmiş bir ülke” yahut “gelişmemiş bir memleket” olarak tavsif ve tasnif edişinden derhal tanırız. Sekülerlerin çokunda boncuk bulurlar ve halkı, o muazzez, o muhterem, o muazzam Türk halkını tıpkı Batıcı bir Osmanlı aydını gibi aşağılamaya bayılırlar.

Bu “geri kalmışlık” meselesinden devam edeyim sonraki yazımda inşallah.

“Hatırlatma neydi?” diye soracak olan AK Partili liberallere, açık bir hatırlatma cümlesi kurayım: “Kim olduğunuzu ve neler yaptığınızı görüyoruz.”

Yorum Yazın