Belgeler, dönemin Britanya hükümetinin Mugabe yönetimine karşı izlenebilecek politika seçeneklerini ayrıntılı şekilde değerlendirdiğini ortaya koydu.
The Times gazetesinin haberine göre, değerlendirilen seçenekler arasında Zimbabve’ye yönelik daha sert yaptırımlar uygulanması, ekonomik ve insani yardımların kesilmesi, Zimbabve’ye ait varlıkların dondurulması, Britanya’nın Harare Büyükelçisi’nin geri çekilmesi ve en uç ihtimal olarak Mugabe’nin askeri müdahaleyle devrilmesi yer aldı. Belgelerde askeri müdahale seçeneği, “Mugabe’ye Saddam’a yaptığımızı yapmak” ifadesiyle tanımlandı.
Ancak askeri müdahale ihtimali kısa sürede “ciddi bir seçenek olmadığı” gerekçesiyle gündemden çıkarıldı. Değerlendirmelerde, Britanya’nın böyle bir operasyonu tek başına yürütmek zorunda kalacağı, açık ve sürdürülebilir bir çıkış stratejisinin bulunmadığı, ülkedeki Britanya vatandaşlarının ciddi risk altına gireceği ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere uluslararası toplumun bu adıma sert şekilde karşı çıkacağı vurgulandı. Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı olmaksızın yapılacak bir askeri müdahalenin uluslararası hukuka aykırı olacağına dikkat çekildi.
Belgeler, Mugabe yönetimi karşısında Britanya’nın siyasi ve diplomatik anlamda ciddi bir çaresizlik yaşadığını da gözler önüne serdi. Yetkililerin, Zimbabve’deki gelişmelerden duydukları rahatsızlığa rağmen fiilen yapabilecekleri sınırlı sayıda seçenek bulunduğunu kabul ettikleri görüldü.
Belge Temmuz 2004’te hazırlandı
Britanya’nın Harare Büyükelçisi Sir Brian Donnelly, Mugabe’nin 2005 seçimlerini kazanması durumunda “radikal yeni bir yaklaşımın” gündeme alınması gerektiğini savundu. Ancak askeri müdahale fikrini “saçmalık” olarak nitelendiren Donnelly, böyle bir senaryoda dahi girişimin Afrikalı ülkelerin öncülüğünde yürütülmesi gerektiğini belirtti. Donnelly ayrıca, dönemin Başbakanı Tony Blair’in Libya lideri Muammer Kaddafi ile yürüttüğü temasları örnek göstererek, Mugabe ile yeniden angajman kurulmasını önerdi.
Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı değerlendirme belgesi ise karamsar bir tablo çizdi. Belgede, Britanya’nın mevcut politikasının Mugabe’yi uluslararası alanda izole etmek, Zimbabve halkını desteklemek ve küresel ölçekte bir değişim mutabakatı oluşturmak olduğu ifade edilirken, bu yaklaşımın “yoksul yanlısı, demokratik ve hesap verebilir bir yönetimin” kurulmasını sağlayamadığı belirtildi. Mugabe’nin yaşının ilerlemesine rağmen iktidarının sona ereceğine dair somut bir işaret görülmediği de kayda geçirildi.
Irak ve Afganistan örnekleriyle reddedildi
Askeri müdahale seçeneği, Irak, Afganistan ve Yugoslavya’daki müdahalelere atıf yapılarak değerlendirildi. Belgede, “Afganistan, Irak ve Yugoslavya örnekleri, dışarıdan bir hükümeti ya da kötü politikalarını değiştirmenin neredeyse imkânsız olduğunu gösteriyor” ifadelerine yer verildi. Bu gerekçelerle Mugabe’ye yönelik askeri müdahalenin uygulanabilir olmadığı sonucuna varıldı.
Robert Mugabe, 2005 seçimlerini Zanu-PF’nin “Blair karşıtı oy” olarak nitelendirdiği bir sonuçla kazandı. Batılılar tarafından özgür olmadığı belirtilen seçimlerin ardından Zanu-PF, anayasayı değiştirecek üçte iki çoğunluğu elde etti. Britanya ile Zimbabve arasındaki ilişkilerde bir yumuşama yaşanmadı ve Mugabe iktidarını on yılı aşkın süre daha sürdürdü.
Mugabe, 2017 yılında gerçekleştirilen askeri darbe ile görevden alındı. Eski lider, 2019 yılında 95 yaşında hayatını kaybetti.


