Aksa Tufanı, İsrail terör örgütünün Mescid-i Aksa'yı yıkması ve tüm Filistin'i ilhak etmesine karşı girişilen büyük bir hareketti. Orta Doğu'yu ve dünyayı sarsan Aksa Tufanı Hareketi hem İsrail terör örgütüne darbe vurmuş hem de dünya kamuoyunda İsrail'in azılı bir soykırımcı ve terör örgütü olduğunu net olarak göstermişti.
Aksa Tufanıi, domino etkisi yaptı. Filistinli Müslümanların harekâtı sonrası bölgenin eskisi gibi olmayacağı çok açıktı. Filistin sayesinde, Lübnan, Irak ve Yemen ister-istemez İsrail terör örgütünün savaşının içinde bulunmak durumunda kaldı. Bu savaşın mihenk taşı olacağını daha önceki yazımızda dile getirmiştik:
"Coğrafyamız çok büyük hâdiselere gebe. Türkiye'nin yapacağı kara harekâtı İsrail terör örgütüne, Arz-ı Mevud’a köklü bir darbe indirecektir. İçimizdeki bazı romantik geçinen İslamcıların Kudüs'e, Gazze'ye sefere çıkalım diyerek aslında zerre siyasetten ve coğrafyadan anlamadıklarını görüyoruz. Kudüs'ün yolu İdlib'den, Halep'ten, Tel Rıfat’tan, Ayn el Arap'tan, Haseke'den, Deyr Zor'dan, Rakka'dan geçer. Bu söylemler, şanlı komutan Selahaddin Eyyubi'nin siyasi ve askeri stratejisini dahi okumadıklarını gösteriyor. Türkiye, Suriye'nin kuzeyine gerçekleştireceği kara harekâtıyla birlikte aslında PKK terör örgütü ile değil Yahudi İsrail terör örgütü ile hesaplaşacaktır. Türkiye, Suriye'nin kuzeyindeki askeri harekâtla Suriye'deki Arz-ı Mevud hedefini çöpe atarak İsrail’in yıkılışını hızlandıracaktır, biiznillah."
Bu yazıdan sadece iki hafta sonra, Suriyeli muhalifler çok hızlı bir şekilde Esed rejimine, PKK/PYD terör örgütüne ve Şii milislere yönelik taarruza geçerek İdlib'in tümünü, Halep şehir merkezini ve Tel Rıfat şehrini de kontrol altına alarak Hama şehrinin merkezine dayandılar. Hem Esed rejimine hem de PKK terör örgütüne büyük darbe vurdular. Esed rejimi kendi içinde birbirleriyle hesaplaşmaya başlamış bulunmakta; Rusya'nın Ukrayna’daki savaşından dolayı eski gücü kalmadığı için Esed rejimine verdiği desteği eskisi gibi sağlayamıyor. Aynı durum İran için de geçerli.
Hama ile birlikte Humus'a, ardından Şam’a sefer düzenleyecek olan muhalifler, bunun yanında TSK desteğiyle Tel Rıfat'ı terör örgütünden temizlediler. Tel Rıfat'tan sonra sırasıyla Menbiç, Ayn el Arap ve tüm terör örgütünü Suriye'den temizleyecekler inşallah.
Şimdi, İsrail terör örgütünün bu operasyonlara nasıl baktığına bakalım. İsrail terör örgütünün resmi yayın organı Maariv şöyle yazdı: "Suriye'deki muhalifler, İsrail için büyük bir tehdit oluşturabilir. Beşşar Esed'in iktidarda kalması ise İsrail için daha iyi bir seçenek olabilir."
Hakikaten her şey açık ve net ortada. Mücahitlerin, Esed rejimine, PKK/PYD terör örgütüne ve çapulcu sürülerine karşı başlattığı büyük askeri operasyonun kimin zararına olduğu belli. İsrail’in Arz-ı Mevud hayallerine darbe vuran bir askeri operasyona şahitlik ediyoruz. Bu sebeple mücahitlerin, muhaliflerin bu askeri operasyonunu İkinci Aksa Tufanı Hareketi olarak adlandırıyorum. Bu manada Gazze neyse İdlib odur. Halep, Gazze'ye giden yoldur. Halep, Kudüs'e açılacak olan kapıdır.
Son olarak şunu eklemek gerekiyor: Türkiye'nin bu operasyondaki desteği açık ve net ortadadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Güney sınırlarımızda müjdeli haberlerimiz olacak” demişti. Bir analistin yorumu tüm mevzuyu özetliyor: "Erdoğan, çok uluslu milislerden oluşan bir orduyu serbest bırakarak İdlib’den Halep'e ve oradan da Hama'ya doğru güvenli bir bölge hedefleyerek Ortadoğu'da bir fırtına başlattı."
Bu fırtına Allah’ın izniyle Kudüs'e kadar gidecektir. İkinci Aksa Tufanı Hareketi, İslam alemi ve Müslümanlar için mübarek olsun. Rabbim mücahitleri muzaffer eylesin.