Soruşturma dosyasına göre, yabancı istihbarat servisleriyle irtibatlı olan ve soruşturma kapsamında tutuklanan Hüseyin Gün'ün 'manevi annem' dediği Seher Alaçam'ın cep telefonunda bulunan binlerce şifreli e-posta, dosya ve mesaj inceleniyor.
Hüseyin Gün ile ilgili ilk ihbar, Seher Alaçam'ın öz oğlu tarafından "farklı ülkeler lehine ajanlık yaptığı, görüşmelerini gizlemek için kriptolu telefonlar kullandığı ve ülkelerin iç karışıklıklarını gizlice finanse ettiğine" dair beyanıyla başlatılmıştı.
Gün'ün, FETÖ/PDY ve PKK/KCK bağlantılı hatlarla irtibat kayıtları ve çok sayıda yabancı konsolosluk görevlisiyle iletişimde olduğu tespit edildiği belirtilmişti.
Gün'ün hesaplarında yüklü para trafiği olduğu, kaynağı belli olmayan 85 milyon TL nakit paranın çekildiği ve bu tutarın kullanımına dair hiçbir resmi kayıt bulunmadığı tespit edilmişti.
Sabah gazetesinden Abdurrahman Şimşek'in haberine göre FETÖ yöneticisi Mustafa Özcan ile yüz yüze görüştüğü de belirlenen Gün'ün telefon rehberinde MI6, GCHQ, Savunma İstihbaratı ve ABD ile İsrail'in çeşitli istihbarat birimlerinde görev yapmış çok sayıda üst düzey isme ait GSM numaraları tespit edilmişti.
Gün, "yabancı istihbarat yapılanmalarıyla irtibatlı olarak bilgi temin etme, kriptolu haberleşme kullanma, seçimle siyasi süreçleri manipüle etme ve çokuluslu yapılar adına casusluk faaliyetinde bulunma" suçlamalarıyla tutuklanmıştı.
2019'daki seçimlerin ardından Hüseyin Gün ile birlikte İmamoğlu'nu ziyaret eden Seher Alaçam, yaşadığı yalının havuzunda yüzüstü şekilde boğularak ölmüştü. Alaçam'a ait cep telefonu ise bulunamamıştı. Yapılan soruşturma kapsamında telefon bulundu.
Cihazdan adeta bir istihbarat arşivi ortaya çıktı. 3 binden fazla şifreli e-posta, ek dosyalar, silinmiş yazışmaların geri getirilen kayıtları, bulut klasörlerinde gizli veri akışları olduğu belirlendi.
Yabancı servislerle bağlantıyı gösteren notlar ile "Wickr" ve benzeri kriptolu haberleşme uygulamalarına ait kullanıcı adlarının da yer aldığı tespit edildi.
CASUSLUK SORUŞTURMASININ EN KRİTİK DELİLİ
Başsavcılık kaynakları, Alaçam'ın telefonundaki binlerçe şifreli mesajın deşifre edilmesiyle birlikte casusluk soruşturmasının seyrinin tamamen değişebileceğini belirtiyor.
Hüseyin Gün'ün faaliyetleriyle Alaçam'ın ölümü arasında bir bağlantı olup olmadığı da yeniden araştırılıyor. Alaçam'ın ölümünün ardından yalının güvenlik kameralarının bir bölümünün çalışmadığı, telefonunun ise kayıp olduğu belirtilmişti.
Ele geçirilen telefondaki bilgilerin, hem şüpheli ölümün arka planını yeniden aydınlatabilecek hem de casusluk faaliyetlerinin boyutunu gözler önüne serecek nitelikte olduğu kaydedildi. İstihbarat kaynakları, telefondaki bilgilerin soruşturmanın en kritik delili olabileceğini belirtiyor.


