Kassam Tugaylarının Sözcüsü Ebu Ubeyde, aylar sonra bir videolu mesaj yayınladı. Mesajında çok önemli açıklamalar yapan Ebu Ubeyde ya zafere ya da şehadete ulaşana kadar direnişe devam edeceklerini belirtti. Akan mazlum kanından hiç kimseyi muaf tutmadıklarının altını çizen Ebu Ubeyde, İslam âleminin ve Arap ülkelerinin Gazze’deki soykırımı seyretmesine tepki gösterdi.
Ebu Ubeyde’nin tarihi konuşmasının belki de en önemli kısmı; ümmetinin liderlerini, âlimlerini Allah katında hasım olarak ilan etmesiydi. Bugüne kadar Müslümanlara yönelik böyle ağır bir konuşma yapmamıştı Ebu Ubeyde. Hiç kimse bu konuşmasının yersiz, haksız olduğunu söylemedi, hiç kimse böyle bir imada da bulunmadı. Çünkü Ebu Ubeyde haklıydı, ümmet Gazzeli kardeşlerini yalnız bırakmıştı. İşgalci düşman dünyanın en zalim ve en azgın güçleri tarafından silah ve cephane ile desteklenirken, ümmetin yönetiminde bulunanlar ise Gazze’de on binlerce mazlumun katledilmesini, aç bırakılmasını, su ve ilaçtan mahrum edilmesini sadece izlemekle yetiniyor.
Bu ayıp, ümmete yeter, bu aşağılanış Müslüman yöneticilere yeter! Yüreğinde vicdan olan, birazcık da iman olan herkes, Ebu Ubeyde’nin, “Ey İslâm ve Arap ümmetinin liderleri! Büyük partileri ve seçkinleri! Ey Âlimler! Sizler, yüce Allah’ın katında bizim hasımlarımızsınız!” sözünden sonra ciddi anlamda düşünmeli, tefekkür etmelidir.
“Sizler Allah’ın katında artık bizim hasımlarımızsınız” sözü alelade söylenmiş bir söz değildir. Bu sözden sonra iman sahibi duyarlı insanların hepsi Gazze davasına çok daha fazla sahip çıkmalı; özellikle de elinde güç ve imkân olan yöneticilerini harekete geçirmelidirler.
Gazze’de düşman bir an bile durmuyor, saldırmaya, katletmeye, hayatı yaşanmaz hale getirmeye devam ediyor. İşgal rejimi ne kadar aşağılık yöntemler varsa kullanıyor. Açlığı, susuzluğu, ilaçsızlığı bir silah olarak kullanıyor. Yaptığı bunca zulümden sonra şimdi de oluşturulan yardım noktalarında sıra bekleyen insanlara acımasızca ve haince saldırıyor; son zamanlarda yardım noktalarında bekleyen gariban insanlara yönelik sistematik bir biçimde saldırılar gerçekleştiriyor.
Nazi işgal rejimi ablukaya aldığı Gazze’ye insani yardımların ulaşmasına engel oluyor. Bundan dolayı da Gazze’de açlık var, kıtlık var. İsrafın haddi ve hesabının olmadığı bu asırda Gazze’de insanlar açlıktan, susuzluktan hayatlarını kaybediyorlar. Bu, tüm insanlık ailesi için büyük bir vebaldir. Açlıktan dolayı hayatını kaybeden çocuklar için verilecek hesap Müslümanlar açısından çok ağır olacaktır.
İslam ümmeti işgalci rejimin Gazze’de işlediği soykırım ve sistematik zulmüne karşı sessizliğini bozmalıdır. Öldürülen, katledilen çocukların, bebeklerin sesi olmalıdır. Gazze’de öldürülen çocuklar ümmetin çocuklarıdır, Müslüman dünyanın evlatlarıdır.
Dünyanın özgür halkları, ümmetin onurlu evlatları ve halkları Müslüman olan ülkelerin yöneticileri; henüz vakit varken Gazze için tüm imkânlarıyla mesuliyetlerini yerine getirmelidir. Siyonist düşmanın anlayacağı tek yöntem güçtür. Güç kullanılmadan Siyonist düşmanın duracağı, katliamlarına ara vereceği yoktur.
İslam ümmeti güçlüdür, kuvvetlidir. İHA’lar, SİHA’lar, savaş uçakları, savaş gemileri, füze bataryaları eğer bugün işgalci düşmana karşı kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacaktır. Ümmetin çocukları açlıktan kırılırken biriktirilen tonlarca gıda paketleri dağıtılmayacaksa ne zaman dağıtılacaktır! Ümmetin evlatları yardıma muhtaçken Müslümanlar bugün değilse ne zaman kardeşlerine yardım edecektir.
Kuvayi milliye olarak adlandırılan Hamas’a bugün yardım edilmeyecekse ne zaman edilecektir, ümmetin onur tablosu direniş hareketlerine bugün yardımlar gönderilemeyecekse ne zaman gönderilecektir?
Eğer harekete geçilecekse bugün harekete geçilmelidir, eğer adımlar atılacaksa bugün atılmalıdır. Artık yarını bekleme gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü yarın atılacak adımın Gazze için bir kıymeti harbiyesi olmayacaktır.