Türkiye’nin güvenlik stratejilerinde dönüm noktası olarak kabul edilen Fırat Kalkanı Operasyonu’nun üzerinden tam 8 yıl geçti. 24 Ağustos 2016 tarihinde başlayan bu harekât, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde artan terör tehditlerine karşı attığı ilk büyük adım olarak tarihe geçti.
Operasyonun arka planı ve nedenleri
Fırat Kalkanı Operasyonu, Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit eden terör örgütlerinin Suriye’nin kuzeyindeki varlıklarını ortadan kaldırmak amacıyla başlatıldı. DEAŞ’ın Suriye'nin kuzeyindeki Cerablus ve El Bab gibi stratejik bölgelerdeki kontrolü, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturuyordu. Ayrıca, YPG/PYD unsurlarının Suriye'nin kuzeyinde fiili bir yönetim kurma girişimleri, Türkiye'nin güvenliğini doğrudan etkileyen gelişmeler arasındaydı.
Türkiye, bu tehditlere karşı uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakkını kullanarak, Suriye sınırındaki terör unsurlarını etkisiz hale getirmek için harekete geçti. Fırat Kalkanı, bu anlamda Türkiye’nin terörle mücadele kararlılığının sahaya yansıması olarak görüldü.
Askeri başarılar ve operasyonun seyri
Operasyon, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yoğun hava ve kara harekâtlarıyla başladı. İlk olarak, sınırın hemen karşısında yer alan Cerablus, terör örgütü DEAŞ'tan temizlendi. Ardından, El Bab’a kadar uzanan geniş bir alan kontrol altına alındı. Fırat Kalkanı Operasyonu süresince TSK, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) unsurlarıyla birlikte yaklaşık 2.000 kilometrekarelik bir alanı DEAŞ ve YPG/PYD terör örgütlerinden arındırdı.
Operasyon süresince, yaklaşık 3.000 DEAŞ militanı etkisiz hale getirildi. Aynı zamanda, bölgede yaşayan sivillerin güvenliği sağlanarak, terör örgütlerinin oluşturduğu tehditlere karşı tampon bir bölge oluşturuldu. Bu, Türkiye'nin kendi sınırlarını güvence altına almasının yanı sıra, bölgedeki istikrara da önemli bir katkı sağladı.
Fırat Kalkanı Operasyonu, bölgesel ve uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerine karşı bu denli geniş çaplı bir operasyon başlatması, birçok ülke tarafından yakından izlendi. Özellikle ABD ve Rusya, operasyonun seyrini dikkatle takip etti ve Türkiye ile olan ilişkilerini bu operasyon çerçevesinde yeniden gözden geçirdi.
Sivil halk ve insani yardım çalışmaları
Fırat Kalkanı Operasyonu, sadece askeri başarılarla değil, aynı zamanda bölgedeki sivil halkın güvenliğinin sağlanması ve insani yardım çalışmalarının yürütülmesi açısından da önemli bir rol oynadı. Terör örgütlerinin kontrolündeki bölgelerde büyük bir baskı altında yaşayan siviller, Türkiye’nin kontrolü sağlamasıyla rahat bir nefes aldı. Türkiye, bölgeye insani yardımlar ulaştırarak, sivillerin temel ihtiyaçlarını karşıladı ve altyapı çalışmalarına başladı.
Fırat Kalkanı'nın ardından Türkiye'nin güvenlik politikaları
Fırat Kalkanı Operasyonu, Türkiye’nin sınır ötesi güvenlik politikalarının başlangıç noktası oldu. Bu operasyonun ardından, Türkiye Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı gibi diğer sınır ötesi harekâtları da başlatarak, Suriye’nin kuzeyindeki terör tehdidini tamamen ortadan kaldırmayı hedefledi.
Fırat Kalkanı, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgesel istikrar politikalarının temel taşlarından biri haline geldi. Bu operasyon, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını uluslararası arenada daha güçlü bir şekilde ifade etmesine olanak tanıdı.