Xenophon yahut Ksenofon. Anabasis isimli eseriyle Büyük İskender’e ilham olmuş Yunan filozof.
Grek düşüncesi, “güzel” ile “iyi”yi eşdeğer kabul eder. Bu ahenkli birleşti mi de “kalokagathia” mefhumu altında açıklamaya çalışmışlar. “Kalos” güzel, “agathos” ise iyi mânâsına gelir.
Ksenofon’un “Sokrates ile Hatıralar” isimli bir eseri var. Sokrates ile Aristippos “güzel” ve “iyi” meselesini konuşuyorlar:
-Güzel bir şey tanıyor musun Sokrates?
-Pek çok!
-Bütün güzel şeyler birbirine benzer mi?
-Bazısı birbirine hiç benzemez!
-Güzel olana benzemedikten sonra bir şey nasıl güzel olabilir?
-Bu oluyor! Güzel koşan bir insana, güzel görüşen bir insan benzemez. Bir kalkan güzeldir, çünkü korur; ama o, etkili ve hızlı gitmesi bakımından “güzel” olan bir mızrağa hiç benzemez.
-Sen bana, benim sana “iyi” bir şey bilip bilmediğimi soruyormuşum gibi cevap veriyorsun!
-“İyi” ve “güzel” arasında bir ayrım olduğunu mu sanıyorsun? Aynı şeyin hem “iyi” hem de “güzel” olduğunu bilmiyor musun? Önce “fazilet” (ahlâk) bir bakıma, “iyi”, bir bakıma “güzel” değil midir? Bundan başka, insanlar aynı şekilde ve aynı yönden “güzel” ve “iyi” diye adlandırılamaz mı? İnsan bedeni, aynı görüş noktasından hem “güzel” hem de “iyi” olarak görünür. Kısacası, “güzel” ve “iyi aynı ilgi içinde gayesini doğru olarak gerçekleştiren şeydir… Bir şeye elverişli olan her şey “iyi” ve “güzel”dir; bir şeye elverişli olmayan her şey de, kötü ve çirkindir!
Ksenofon, “güzel” ve “iyi”yi aynı ilgi içinde, “maksada uygun olan” diye tanımlıyor. Aynı şeyi Eflatun da yapmıştı.