Buna karşılık, İslam’ı hayatın merkezine alan bireyler ve topluluklar, aile kurumunun güçlendirilmesi ve korunmasına yönelik kararlı adımlar atmalıdır.
Aziz İslam dini, aile kurumuna büyük önem vermektedir. Aile, toplumun temel taşı, insanın ilk terbiyesini aldığı ve hayatın birçok yönünü öğrendiği bir mekteptir. Aile ne kadar sağlam olursa, toplum da o kadar güçlü ve sağlam olur. İslami terbiyeyle kurulan aileler, toplumun ahlaki ve kültürel kalitesini yükseltmektedir.
Tarihe bakıldığında; aile yapısını güçlü temeller üzerine inşa eden milletlerin, değişim ve yenilikler karşısında daha dayanıklı oldukları ve toplum yararına gelişmelere öncülük ettikleri görülmektedir. Buna karşılık, aileye gereken önemi vermeyen milletler, uygarlık ve medeniyet yarışında geri kalmışlardır.
Mensubu olmakla şereflendiğimiz İslam dini, denge (vasat) dinidir. Aile konusunda da bu dengenin korunması elzemdir. Sevgili Peygamberimiz (sav) evlilik ve ailenin kurulması hususunda güçlü tavsiyelerde bulunmuştur. “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir. Evleniniz, çoğalınız. Kıyamet günü çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim.” hadisiyle, evliliğin bir sünnet olduğunu açıkça ifade etmiştir.
Peygamberimizin yolunu takip eden Müslümanlar, hayatın tüm alanlarında olduğu gibi evlilik konusunda da onun tavsiyelerini esas almalıdır. Günümüzde evlilik yaşı yükselmekte, boşanma oranları artmakta ve birçok genç, çeşitli sebeplerle evlilikten uzak durmaktadır. Bu noktada özellikle Müslüman aileler, gençlerin evliliğe teşvik edilmesi için destek olmalı, önlerindeki engelleri kaldırmalıdır.
Sevgili Peygamberimizin “Nikâhın en hayırlısı külfetsiz olanıdır.” sözü unutulmamalıdır. Evlilik düşünen gençler, karşı tarafın yerine getirilmesi zor olan talepleriyle karşı karşıya kalmamalıdır. Aileler, evliliklerin makul bir şekilde gerçekleşmesi için kolaylaştırıcı bir tutum sergilemelidir.
Toplumda artan ahlaki çöküntünün önüne geçmenin en etkili yolu, kötülüklerin önüne set çekmeye çalışmak ve İslam’ın ölçülerine göre kurulan ailelerin sayısını artırmaktır. Bunun için de evliliklerin önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Günümüzde, evliliklerde masrafların fazlalığı ve gelin tarafının yüksek talepleri hususunda ciddi şikâyetler vardır. Oysa unutulmamalıdır ki, İslam dini evliliği hem teşvik etmekte hem de kolaylaştırılmasını tavsiye etmektedir. Düğün öncesinde ve esnasında yapılan gereksiz masraflar, ailelere ilerleyen dönemde ekonomik yük oluşturmakta ve huzursuzluğa sebep olmaktadır. Huzur; şatafatlı, gösterişli düğünlerle değil, İslam’ın belirlediği sınırlar içerisinde yapılan sade ve anlamlı düğünlerle sağlanır.
Bu çerçevede kurulan ailelerde sevgi, sadakat, huzur ve mutluluk çok daha kalıcı olmaktadır. Ancak günümüzde ailelerin huzurunu bozan ve gençleri olumsuz etkileyen pek çok tehdit vardır. “Başkası yaptı, ben de yapmalıyım”, “Başkasının var, benim de olmalı” gibi gösteriş odaklı düşünceler, aileleri huzursuzluğa sürükleyen sebeplerin başında gelmektedir.
Ayrıca medya üzerinden yayılan olumsuz içerikler, dijital bağımlılık ve bunun beraberinde getirdiği iletişimsizlik problemleri de aile yapısını ciddi şekilde zedelemektedir. Bu tehlikelerin farkına vararak aile kurumuna sahip çıkmak şarttır. Bunun için de Peygamber Efendimizin örnek aile hayatını rehber edinmek, Kur’an ahlakıyla yaşamımızı şekillendirmek ve aziz İslam’a dört elle sarılmak gerekmektedir.
