Türk dış politikasının nereden nereye geldiğini anlamak için bir anektodu hatırlamakta fayda var. 1976 Nisan ayında Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk resmi bir ziyaret için Irak’a gider. Irak’taki Türkmenler de Korutürk’ü büyük bir coşkuyla karşılarlar. Ziyaretin anısına Türkmenler Osmanlıca(İslam harfleriyle yazılı) bir tablo sunmak isterler. Cumhurbaşkanı tabloyu görünce telaşlanır ve yanındakilere“Ya bu tablo da nerden çıktı? Biz laik bir ülkeyiz. Şimdi onda ayet filan yazılıdır. Kendimize sıkıntı çıkarmayalım” der. Tabloda yazanlar ise hem o an yaşanan durumu özetlemektedir hem de Çin’deki esir Türkler dahil tüm ümmet coğrafyasının kurtuluşunun şifresini vermektedir. Tabloda şöyle yazmaktadır:
Sefa geldin, hoş geldin
Ne men öldüm kurtuldum
Ne sen imana geldin.
BRICS ve çok boyutlu dış politika
SSCB’nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan tek kutuplu dünya düzeni ve ABD hegemonyası son zamanlarda oldukça sarsıldı. Çin ve Rusya’nın başını çektiği BRICS ülkeleri; yeni, çok kutuplu ve daha adil bir dünya düzeni arayışını temsil ettikleri iddiasında. BRICS ülkeleri dünya ekonomisinin yüzde 31’ini, dünyanın en büyük petrol üreticisinden 6’sını oluşturuypr. Fidan’ın ziyaret sırasında Türkiye’nin BRICS’e üye olmak istediğini belirtmesi dünya basınında ziyaretin en çok dikkat çeken noktası oldu. Eksen kayması tartışmaları yapılsa da bu tüm yumurtaları tek bir sepete koymak istemeyen çok boyutlu bir dış politikanın yansımasıydı.
Gök bayrak ve esir Türkler
Fidan’ın ziyaretinde Türk kamuoyunun en çok dikkat kesildiği nokta esir Doğıu Türkistan davası oldu. Fidan dış politikada net tavırlarıyla öne çıkmaya başlamış bir isim. Bu konuda da net bir duruş ortaya koydu. Çin’in söylemlerine zıt giderek Urumçi ve Kaşgar’ın Türk İslam şehirleri olduğunu hatırlattı. Bu şehirlere gerçekleştirdiği ziyaretlerde taktığı Doğu Türkistan bayrağının rengi gök bayrak kravatla ve ziyaret noktalarıyla Doğu Türkistan davasının Türkiye nezdinde karşılığı olduğuna dair önemli mesajlar verdi.